37. Bölüm - Trip

1.3K 130 9
                                    

Sinirle üstümdeki pudra şekerini temizliyordum.

Bulut'un omzuna bir kere daha sinirle vururken "Tüm plan bok oldu senin yüzünden." diye fısıldadım ona. Omuz silkip "Bana ne. Kurabiyeler daha önemli." deyince bir kere daha vurdum.

Eylül "O zaman ikinci plana geçelim." dediğinde Nihal "Kanka yanağında pudra şekeri kalmış, yalayabilir miyim?" dedi.

Esen yüzünü buruşturup "İğrençleşme." dedi. Yanağımdaki pudra şekerini de silerken "Trip atacağım, başka şansı kalmadı." dediğimde Eylül "Oo, Buse'nin en iyi yaptığı iş." dedi.

Tam yerime oturacağım sırada Burak arkadan "Ne oldu?" diye sordu. Kaşlarımı çatıp "Seninle konuşmuyorum." dedim ve o anda dersin öğretmeni sınıfa girdi.

Dersten sonra Emreler kantine inince kızlarla konuşmaya başladık. Hepimizin telefonuna aynı anda mesaj gelince oflayarak gruba girdik.

EMRE: Kantinden istediğiniz bir şey var mı?

ESEN: Yok, niye sordun?

BULUT: Düşünceli biri de ondan.

EMRE: Geliyoruz o zaman.

BEN: Bazıları kalsa da olur.

BURAK: Bazıları trip atmasa da olur.

BEN: Bazıları sussa da olur.

BURAK: Bazıları... Neyse.

Kafamı sinirle telefondan kaldırdım. "Bu neydi şimdi ya?"

Bir sonraki tenefüs erkekler yanımıza gelip muhabbetin ortasına daldılar. Bulut ve Emre kendilerine yeni sandalye çekerken Burak benimle aynı sandalyeye oturmuştu. Ne kadar istemesem de zar zor ikna etti. Neymiş, başka sandalye yokmuş, ben bunu ısıtmışım sıcak yere oturmak istiyormuş.

Boş boş sohbeti dinlerken birden bir şey bacağımda aşağı yukarı doğru hareket etmeye başladı. Bir şey bacağımı okşuyor! Gözlerim anında kocaman açılırken nefesimi tuttum. Bu ne cürret lan?! Tam Burak'a dönüp kolunu ısıracağım sırada Nihaller gülmeye başladı.

Eylül ve Nihal hayvan gibi gülerken kimse ne olduğunu anlayamamıştı. Ben hariç. Nihal ayağını bacağıma sürtüyordu vereceğim tepkiyi merak ettikleri için. Ama ben onu tamamen başka bir şey anlamıştım. Esen "Ne oldu?" diye sorunca Eylüller daha çok güldü. Utancımdan bir şey diyemeyip yanağımı elime yasladım. Az kalsın Burak'ın kolunu ısıracaktım.

Esen bana sorarcasına bakarken "Sonra söylerim." dedim. Nihal saçlarını geriye atarken "Buse'nin yüz ifadesini görmeniz lazımdı." dedi. Gözlerimi uyarırcasına açarken bana "Abi sana ne yaşatıyor da öyle baktın?" dediklerinde "Birileri gitsin göstereceğim ben size." dedim.

Bulut kaşlarını çatmış bize bakarken "Konu ne?" diye sordu. Esen omuz silkip "Anlamadım." deyince Burak'la göz göze geldik. Bana göz kırptığında kalbim bir garip oldu. Ben ona trip atıyordum en son. Gözlerimi devirip başka yere baktığımda zil çalmıştı. Herkes yerlerine geçerken arkamı dönüp Eylüllere kızdım. "Abi amacınız ne sizin? Ödüm koptu biri bacağımı elliyor diye."

Eylül "Tepkini merak ettik, büyütülecek bir şey değil." dediğinde "Ya zaten bacağımdan da tikim var benim." dedim. Merve şaşkınca "Neresinde?" diye sorunca "Boşver." dedim. Çünkü anlatsam anlamazlardı. Dersin ortasında telefonuma mesaj gelince çaktırmadan telefonuma baktım.

BURAK: İyi misin?

BEN: İyiyim.

BURAK: Ne oldu?

BEN: Boşver.

BURAK: Anlat hadi.

BEN: Olmadı bir şey. Sinirliyim sana.

İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin