Oturduğum sandalyede geriye yaslanıp İsimsiz karakterlerine göz gezdirirken "Burada niye toplandığımızı biliyor musunuz?" diye sordum.
Bulut heyecanla oturduğu yerde dikleşerek "Ana karakter olarak beni seçeceksin değil mi? Zaten bir iş yok bu Burak'ta." deyince Burak "Bulut, işin gücün boş yapmak. Yapma." dedi.
Buse kaşlarını çatarak çocuksu bir tavırla "İki dakika susun da öğrenelim." dediği sırada Esen bıkkınca "Aynen ya." dedi.
"Sizinle röportaj yapacağım, çok eğlenceli olacak. Hepiniz için sorularım var ve onları size soracağım. Siz de cevaplayacaksınız. İlk kimden başlayalım?"
Merve "İsimlerimizin alfabetik sırasına göre başlayalım." dediğinde bakışlarım Bora'ya döndü.
Bulut hızla "Aslında benim ismin Abulut. İlk bana sorun." deyince kızlar gülmeye başladı. Ben de gülerek kafamı sağa sola salladıktan sonra Bora'ya ilk soruyu sordum.
1-) "Niye gıcıklık yapıp duruyorsun?"
Bulut, Bora yerine "Çünkü mal." diye cevap verince Bora ona gözlerini devirdi. "Gıcıklık yapmıyorum, kendi halimde takılıyorum."
Eylül ona "Kendi halinde takılsan kimseye bulaşmazdın." dediğinde "Tamam, diğer soruya geçiyorum. Bulut, bu sorum sana." dedim.
2-) "Nasıl bu kadar komik ve enerjik olabiliyorsun? Biraz anlatsana..."
Bulut "Huyum bu. Özel yaptığım bir şey yok." dedi sırıtarak. "Enerjimi sömüren varlıklar olsa da..." deyince Bora'ya laf attığını anladım. Tartışma çıkmasın diye "Burak sorum sana geliyor." dedim.
3-) "Kendi grubunuzla ne kadar zamandır arkadaşsınız?"
Burak dalgalı saçlarını eliyle karıştırırken "Lisenin başından beri." dedi. "Buse sorum şimdi sana."
4-) "Burak'la bir hafta boyunca ne yapmak istiyorsun? Sana kızların yanındakinden yani eskisinden daha yakın davransa ne tepki verirdin?"
Buse kahverengi gözlerini kırpıştırarak "Sorunun başını unuttum." dediğinde soruyu bir daha sordum. Kaşları havalanırken "Eskisinden daha yakın davranıyor zaten." deyince Umut yerinde rahatsızca kıpırdandı.
Nihal gülerek "Kanka bir hafta ne yapardın, ona cevap ver asıl." dediğinde Buse utangaç bir şekilde "Ne yapayım ben bunu? Yapmam bir şey." dedi. Gözlerimi Can'a çevirip "Sorum sana Can." dedim.
5-) "Merve'yi nasıl reddedersin sen ya? Kıza umut verdin de. Hadi onu geçtim Bulut'a dayak atmak ne demek?"
Can umursamazca omuz silkip "Canım istemedi reddettim. Hem umut da vermedim, her konuştuğu kişiden umutlanıyorsa onun sorunu. Bulut da bana saldırdı, elim ayağım var ki tepki verdim." dediğinde Merve başını hafifçe eğdi. Eylül oturduğu sandalyede "Sen kimsin be?!" diye ayaklanırken Esen onu kolundan tuttu. "Kanka sakin ol."
Emre'nin yeşil gözlerine bakıp "Sıradaki soru senin." dedim.
6-) "Neden bu kadar samimisin? Bu hödüklerin içinde nasıl hâlâ kibar ve alçak gönüllü kalabiliyorsun? Neden bu kadar cıvık cıvık ve yılışıksın?"
Emre gülümseyerek "Samimi bir yapım var. Bu hödüklere de bağışıklığım var. Cıvık cıvık ve yılışık değilim bence." dediğinde Bulut "Bu hödükler sana bayılıyor bebeyim." dedi ve sonra da öpücük attı.
Burak "Emre cıvık cıvık ve yılışıksa Bulut ne?" diye sorduğunda herkes güldü. Esen'e dönüp "Sorum geliyor Esen." dedim.
7-) "Buse ile arkadaşlığınızı çok beğeniyorum. Eğer bir şekilde yollarınız ayrılsaydı (üniversite gibi) eskisi gibi konuşmaya devam eder miydiniz?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz
HumorBirbirlerinin kardeşi gibi olan, mutsuzken bile birbirlerini güldürebilen, kavga etseler de iki dakika sonra unutan beş kız. İşte bu hikaye onlara ait. ×××××××××××××××××××× Beşimiz aynı anda sarıldığımızda "Ne olursa olsun ayrılmak yok." d...