Bulut kahverengi saçlarını geriye doğru düzeltti uzun bir konuşmadan önce.
"Kanka şeyi diyordum, beni. Yani hani ben Eylül'ü Bora'dan kıskandım ya, öyle anladım sevdiğimi. Onu dedim. Ne diyeceğim yoksa başka canım? Kendimden genelde üçüncü kişiymişim gibi bahsederim. Hoşuma gidiyor, egom tatmin oluyor." diye saçmalamasını stresle dinliyorduk. Umarım Burak anlamaz demeyeceğim çünkü bundan sonra bile anlamıştır. Umarım fazla üstünde durmaz.
Burak çantasını masanına koyduktan sonra kapıya doğru yürürken "Emre'yle Bulut, koridora gelsenize. Bir şey diyeceğim." dedi. Ondan sonra diğerleri de çıktığında Esen "Oh be, gittiler sonunda. Portatif eşya gibiler, biz nereye gitsek bunlar da geliyor." dedi ve herkes ona gülmeye başladı. Merve "Bana Can mesaj attı ama çok ilgisiz gibi. Hep kısa cevaplar ve geç cevap veriyor." deyince Eylül "Amaan boşver onu." dedi ona.
Merve ona boş boş bakıp "Çok sağol ya içimi rahatlattın." dedi. Kahverengi saçlarımı geriye doğru atarken "Kızlar sizce öğlen söyleyeyim mi Burak'a?" diye sorduğumda Nihal ve Merve olumlu cevap verdi. Eylül ciddi tavrına bürünüp "Ben ona söylesen de pek bir şey değişeceğini sanmıyorum." dediğinde Esen "Bence değişir ama değişmemesi için söyleme. Sen sadece benim kankamken güzelsin." dedi ve bana sarıldı. Onun sarılışına karşılık verirken sınıfa erkekler girdi ve tam o sırada da zil çaldı.
××××××××××××××××××××
Beşinci dersin son dakikalarındaydık, birazdan öğle teneffüsünün zili çalacaktı. Çok ama çok heyecanlıyım. Esen, Merve ve Nihal yemekhaneye inmek için hazırlanırken ben Eylül'le kantine inecektim. Birkaç dakika sonra zil çaldığında sınıf boşladı ve biz de Eylül'le kantine indik. Geçen gün kantin sırasına ben girdiğim için bu sefer Eylül girecekti. O sıraya geçerken ben duvara yaslanmış boş boş bekliyordum.
O sırada gözüme bir şey çarptı, Umut da başka duvara yaslanmış muhtemelen Can'ı bekliyordu. Ona bir özür borçluyum. Yanına gidip onun yaslandığı duvara yaslandım. Mavi gözleri kahverengi gözlerimle buluşunca kafasını geri önüne çevirdi. Kararsızlıkla ağzım açılırken birden "Özür dilerim." dedim. Umursamazca gözlerini etrafta gezdirirken "Ne için?" diye sordu bana.
Ona dönüp bana bakması için dik dik bakarken "Öyle demek istemememiştim. Ben sadece..." dedim. Tam cümlemin sonunu getirecekken o tamamladı. "Sen sadece onu seviyorsun. Asıl ben özür dilerim Buse. Gözümün önünde sevdiğim kızın ona gitmesini izlemeyeceğim."
Gözümü bile kırpmadan sadece ona bakıyordum. Gözlerime biraz daha baktıktan sonra yanımıza Can geldi ve ikisi birlikte yukarıya çıktılar. Birkaç dakika sonra da Eylül yanıma geldiğinde kantindeki masalara oturduk. Hiçbir şey demeden pencereden dışarıya bakıyordum. Eylül "Kanka ne oldu, anlatsana." dediğinde "Sevdiğim kızın ona gitmesini izlemeyeceğim, dedi." dedim. Tepkisizce hâlâ oraya bakmaya devam ediyordum.
Eylül koyu kahve saçlarını geriye atarken "En azından o hislerini korkmadan sana söyleyebiliyor. Umut iyi çocuk." dediğinde ona "Ve ben onun kalbini istemeden kırdım." dedim. Eylül tostundan bir ısırık alırken "Önünde iki seçeneğin vardı ve sen Burak'ı seçtin." deyince omuz silktim. Sanki omzumdaki tüm yükler kurtulacakmış gibi geldi ama biraz sonra Burak'la yalnız kalacağımızı düşündüğümde karnıma ağrılar girdi. Tostlarımızı yiyip sınıfa çıktık ve ben heyecandan zıplamaya başladım.
Tahtanın önünde zıplarken Esen'e "Kanka siz bile yemekten erken çıktınız, bunlar nerde kaldı?" diye sordum. Esen telefondan Emre'yle mesajlaşırken "Şimdi bahçeden okula girmişler. Merdivenden çıkıyorlarmış." deyince karnım heyecandan biraz daha ağrıdı. Birkaç dakika sonra sınıfa Burak girdiğinde nefes alış verişlerim hızlandı. Kapının önünde Bulut'la dikilen Emre boğazını temizleyip "Kızlar iki dakika dışarıda bekleseniz? Önemli bir şey konuşacağız da." deyince kaşlarımı çattım. Konuşacak olan ben değil miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İsimsiz
HumorBirbirlerinin kardeşi gibi olan, mutsuzken bile birbirlerini güldürebilen, kavga etseler de iki dakika sonra unutan beş kız. İşte bu hikaye onlara ait. ×××××××××××××××××××× Beşimiz aynı anda sarıldığımızda "Ne olursa olsun ayrılmak yok." d...