27. Bölüm - Psikiyatrist

1.4K 159 24
                                    

Hiçbir şey diyemeden ona bakıyordum.

Ne diyebilirdim ki? İtiraz edemem, çünkü öyle. 'Asıl sebebimi' bulmuştum. Arkadan "Kızım sen de her tenefüs başka erkeklesin. Sevgilin camın önünden sana kötü kötü bakıyor, bak." diyen nöbetçi öğretmen dikkatini üstüne çekmişti. Hocaya dönüp "Ne sevgilisi hocam?!" diye sordum.

Hoca parmağıyla Burak'ı gösterirken "Bakışa bak, dövecek sanki şu sarıyı birazdan. Gözleride ne güzelmiş çocuğun, maşallah." deyince kafamı aniden Umut'a çevirdim.  Gözlerimiz kesiştiği anda kafasını olumsuzca salladı ve arkasına dönüp sınıfına girdi.

Hocaya "Hocam Drama Queen misiniz? Bir durun ya." dediğimde bana güldü. Bir süre sonra ilgisini başka öğrenciler çektiğinde benim yanımdan gitti. O sırada arkamdan bir ses "Bir şey mi oldu?" diye sorunca o kişinin Burak olduğunu anladım. Ben hüzünlü hüzünlü yüzüne bakarken yanıma gelince alnımı sertçe göğsüne çarptım.

Burak'ın endişeyle "Buse bir şey mi oldu?" diye tekrarladığı soruyu "Umut bir daha benimle konuşmayacak." dedim. Kafamı göğsünden kaldırıp "Saçma nedenlerden dolayı kendini üzme." dediğinde sinirle kahverengi gözlerimi yeşil gözleriyle buluşturdum. "Sende bu aralar her şeye saçma diyorsun! Sensin saçma!"

Burak şaşkınca bana bakarken ne demek istediğimi anlamak ister gibi beni başımdan aşağıya süzdü. Havalı bir şekilde tek kaşını kaldırarak "Başka neye saçma dedim?" diye sordu. Sevgili olma ihtimalimize. Tabii ki de Burak'a direk öyle demeyeceğim. Ona olan hislerimi yanlış anlar. Tamam aslında doğru anlar ama olsun, söylemenin zamanı değil..

Kollarımı göğsümde bağlayıp "Bulut'a da saçma dedin." dediğimde gözleri gözlerimde dona kaldı. Burak bana uzun süre cevap vermeyince onu koridorun ortasında bırakıp sınıfa gittim. Aptal bir kızım, aptal. Merve saf saf gülümseyerek etrafa bakarken bana "Can'ın numarasını aldım." dedi. Eylül ona "İyi yaptın." derken sınıfa Esen girdi. Boş yere yanan lambaları görünce onları kapatıp yerine oturdu ve tam o sırada zil çaldı.

Herkes sınıfa doluştuğunda Emre Burak'ın yanına oturdu. Çünkü onun yanına oturacak kadar hazır hissetmiyorum kendimi. Sınıfa biyoloji öğretmeni girdiğinde Esen "Buse ben çok acıktım." dedi. Saate bakıp ona "Biraz daha sabret tenefüste kantine ineriz." dediğimde ağlamaklı bir ses çıkardı.

Yaklaşık on dakika sonra yine "Buse ben çok acıktım." deyince elimi omzuna koyup "Kanka dayan bak tenefüsü bekle." dedim. Esen kafasını olumluca salladığında bende defterime bakmaya başladım. Sayfaları boş boş çevirirken birden Esen ağzını açıp elimi ısırmaya çalıştı. Hızla elimi kendime çekip arkama sakladığımda "Elimi niye yiyorsun?!" diye güldüm.

Esen "Kanka çok açıım!" diye sızlanınca "Ha elimi yiyince doyacaktın zaten." diyerek onunla dalga geçtim. O da bana gülerken "Senin minik elin beni doyurmaz, Merve'nin eli lazım. Fırıncı küreği gibi maşallah." dedi.

Hızla arkamda Eylül'le oturan Merve'ye dönüp "Merve fırında iş ilanı gördüm, fırıncı küreği arıyorlarmış. Bir başvur istersen." dedim. Merve 'Senden iğreniyorum.' bakışı atıp "Haha çok komik." deyince "Tabi komikti." dedim. Tüm günümüz böyle geçti, çıkışta Nihal gelir sanmıştık ama yanımıza gelmemişti. Bizde okuldan çıkmıştık. Eve giderken Burak'ı beklemeden hızlıca yürüdüm. Eve gittiğimde de pazartesi başlayacak olan sınavlarıma çalıştım.

          ××××××××××××××××××××

Ertesi sabah okula gittiğimde sınıfa bizim kızların gelmiş olduğunu gördüm. Eylül "Tam da seni bekliyorduk, Nihal Hanım dün niye gelmediğini anlatacak." dediğinde sırama heyecanla oturup "Ne oldu?" diye sordum. Nihal derin bir nefes verip söze başladı. "Dün sınıftan çıktıktan sonra onu sakinleştirmeye çalıştım. Bahçeye çıkardım, banka oturduk konuştuk. Sonra beni okuldan kaçırdı."

İsimsizHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin