Kapalı bir kutunun içinde sıkışmış kendimi sırlarla çevriliyken bulmuştum. Bu sırları kendime çevreleyen tek kişi de yine bendim. Beni benden başka kim tehlikeye düşürebilirdi ki ?
" Konuşalım dedin ve şu an susuyorsun. " dedim çelişkiyle ona bakarken. Beni evin banyosuna çekmişti. Birisinin bizi görme olasılığı yüksekti ama Efgan bunu umursamıyor gibiydi. " Hem, şu an konuşmamız şart mıydı? Yani burada, biri gelebi.."
" Sorun değil. " dedi sonunda benimle konuşarak. Beş dakikadır onun kendisini toparlanmasını bekliyordum. Konuşalım diyen oydu ama tek konuşan nedense bendim.
" Sorun değil mi ? " dedim kaşlarımı çatarak. " Burada seninle birlikte bir başkası tarafından bulunmamız sorun değil mi cidden ? "
" Sorun mu ? " dedi hala benimle inatlaşıyorken.
" Neden böyle konuşuyorsun? Yani sanki bir şeyleri ima etmeye çalışıyor ama sonra imadan kaçınıyor gibi. "
" Ediyorum evet. " dedi sonunda kabullenerek. Banyo oldukça büyüktü. Ben bir ucunda o bir ucundaydı. Yerinde durmuyor sürekli hareket ediyordu ama ben yerimde sabitlenmiş bir çivi gibiydim. Sarsılırsam biri beni hareket ettirebilirdi. " Giray 'ın girmesinden mi çekiniyorsun yoksa ? "
Güldüm, başka ne yapılırdı ki böyle bir soruya ? Neden çekinecektim ki o çocuktan? Beni tehdit ediyordu evet ama başka ne olabilirdi ki ? " Ne saçmalıyorsun sen ? " diye sordum gülerek. Gülümsemem oyle bir tebessümdü ki yerin dibine girmek istedim söyledikleriyle.
" Hoşlanıyor musun yoksa ondan ? Ondan mı bu korku ? "
" Sen me demeye çalışıyorsun? "
" Bence ne demek istediğimi gayet iyi biliyorsun. " dedi benimle göz temasından kaçınarak.
" Yok, ne ima ettiğini anlayamadım. Açıkça söylesene, bir de anlayayım ne demek istediğini. " dedim gerilen sinirlerimi bastırarak. Bana bakıyor ama herhangi bir şey söylemiyordu. Uzun bir süre onunla göz teması kurdum. Dudaklarından çıkacak bir kelime bekledim ama konuşmadı. Aralandı dudakları ama geri kapandı. Söyleyeceklerini düşüncelerinde tartıyor gibiydi.
" Girayla aranda ne var ? "
Girayla aranda ne var ? Bu soru nasıl bir soruydu böyle ? Ne yani sadece mesajlar mıydı onu bu sorulara iten ? Ya da o günkü dans mı ? Görmemiş miydi, benim dün geceki danstan hüzünle ayrıldığımı. Neden bana bunu soruyordu? Neden.. sormak istediğim o kadar soru vardı ki içlerinden birini seçmek oldukça zordu. Aklım mantık dışındaki kuyulara vuruyor, zamanın gerisinde bir saniyede tıkanıyordu. " Pardon da, " dedim sonunda konuşabildiğimde. " Ne ima etmeye çalışıyorsun? Yani ben anlayamıyorum ki, daha geçen gün boynuma sarılan da sendin sonrasında ateşkes imzayalan da sendin, şimdi arkadaşınla aramda ne olduğunu soranda sensin. Ya sen ne yapamaya çalışıyorsun? Yani merak ettiğin asıl şey ne ? Seni gerçekten anlayamıyorum. "
İlyas dede bana onunla konuşmamı söylemişti, al işte konuşuyordum. Ama ne konuşmaydı canım, biraz sonra birbirimizi boğacaktık. Yarası vardı evet, haklıydı İlyas dede. Ama ben onun merhemi olamazdım. Her şeye beni suçlayan bir Efgan varken ben nasıl merhem olabilirdim ki ? Anlayamıyordum, gerçekten anlayamıyorum ya da anlamak mı istemiyordum ? Neden sürekli beni bir sıkıştırma derdindeydi bunlar ? Tamam, her oyunun kuralları vardı. Ben kendi kurallarımı oluşturmamış, oluşturmuş olsaydım da uyacağımı düşünmemiştim bile. " Bende seni anlayamıyorum. "
" Ya sen benim neyimi anlayabilirsin ki zaten ? " dedim sonunda sesimi yükselterek. " Kimsin ki sen ? Ya da kimim ki ben ? "
" Bak ben bir şey ima etmiyor.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Teen FictionNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...