" Efgan.." dedim kekeleyerek. Karşımdaki kişi o değil de kimdi ? Bir insan bir insana nasıl bu kadar benzeyebilirdi ?
" Yok Feyzullah. " dedi gözlerini devirerek.
" Ne ? " diye sordum saf saf bakmaya devam ederken. Ne yapacağımı şaşırmıştım. Oydu değil mi? Canlı kanlı bir şekilde karşımda duruyordu değil mi? Yoksa bu da bir rüya miydi?
" Adım diyorum, Feyzullah. " hâlâ benimle konuştuğuna göre rüya değildi.
" Yok artık.." dedim hiddetle " Bende Fikrullah.. tövbe yarabbim. " dedim ellerimle gözlerimi kapatıp bir kez daha açarak. " Efgansın işte. "
" Ama öyle, Feyzullah. "
" Yok O olmaz Bahattin falan olsun, daha başka bir şey uyduramadın mı ? " dudaklarım sanki hiçbir şey olmamış gibi onunla konuşmak için deliriyordu. Yabanlarım çoktan ıslanmıştı. Gözyaşları bedenimi esir alıyordu.
" Sen.." dedim hıçkırarak. " Gerçek misin? " ona doğru bir adım attım. Adımım küçüktü ama benim için büyük bir adımdı. Her anlamda. Aramızda bir adımlık mesafe bırakana kadar yavaş yavaş adımlar atmaya devam ettim. Geriye doğru kaçmadı. Gözlerini benden ayırmadı. Sadece dikkatle ne yapacagimi inceledi. Tepkilerimi merak ediyor gibi bakıyordu bana.
Benden uzun olmasına aramızda büyük bir engel gibi geldi bir anlığına. Sanki ona yetişemeyeceğim kadar yuksekteydi. Bunu bir mertebe gibi düşündüm. Defalarca kendime karşımdaki kişinin o olduğunu fisildadim. Kalbim çok hızlı atıyordu.
Oydu..Efgan'dı değil mi karşımdaki?
Ne olur, o olsundu.
Sağ elimi sol yanağına doğru uzattım. Sanki bunu bekliyormuşcasına gözleri kapandı ama uzun sürmedi. Belki bu bir refleksti, ben farklı anlamlandırmayi seçiyordum. Yanagimdan dudaklarıma doğru bir gözyaşı daha düştü. Sertçe yutkundum. " Dokunabiliyorum. " dedim hickiriklarimi tutamadan. Birini gereğinden fazla seversek, kaybettigimizde en büyü acıyı verirdi. Ben bunu yeni öğreniyordum. " Yanağın sıcacık. " dudaklarımı büzdüm. Gözleri sakince beni izliyordu. Sanki yanağını okşasam uykuya dalacak gibi mayısmis bakıyordu gözleri. " Efgan sen gerçeksin galiba.. "
Öyle bir ağlamak geldi ki o an içimden. Sadece dizlerimin üzerini çöküp ağlamak istedim. Aylardır her şeyin rüya olduğunu bana anlatan herkrese inat ben gereceğim der gibi bakıyordu gözleri.
" Ben Feyzu.." şiddetle karşı çıktım.
" Rol yapmayı kes. "
Kalbime büyük bir yumru oturdu o an. Benim karşıma bilerek çıktı sanan, sanmaya devam eden kalbim için büyük yıkım olurdu onun başkası olması. " Sen başkası olmak için fazla Efgansın. " dedim sertçe yutkunarak. " Dudağının kenarındaki ben bile aynı olamaz.."
Elim hala yanağındaydı. Şaşkınlık bütün vücudumda yayılan tek duyguydu. Şu an bir uykudaysam dayanamazdım. Bir kez daha uyanmaya dayanamazdım. Ama rüya değildi.
Bu sefer değildi, değil mi?
" Bak ben.."
Konuşamadı. Ona nasıl baktiysam konuşamadı. Sertçe yutkundu. Nefes bile alamadı. Sadece yutkundu.
" Yaşıyorsun. " dedim bir kez daha dile getirerek. Bunu her söylediğimde kendime anlatmak istiyordum aslında. O vardı demek istiyordum. Insanlar o rüya dediklerinde hayır diyebilirdim artık. " Beni..beni tanıyorsun değil mi? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Roman pour AdolescentsNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...