Buraya gelmemin sebebi neydi ?
Onu bulmamın, bu kadar şeyi yapmamın nedeni neydi ? Niye yapardı ki bir insan onu bu kadar ileri gidebilecek ne vardı ? Bu soruyu kendime sormuştum, ilk kez.
Ve bir cevap da almıştım.
Kendime sorduğum soruyu alıcı olarak ben göndermiştim yine. Açıklayamayacağım ya da açıklamak istemediğim ertelediğim bir soruydu bu. Kendime sorsam vereceğim cevabı reddederdim çünkü. Ben hayatımda ilk defa cesaret edemeyeceğim kadar büyük bir yükü üstlenmiş, belki de olabilecek en iyi cesaretimi o gün kazanmıştım.
Onu neden bulmuştum?
Onu bulmuştum çünkü seviyordum onu. Aşıktım belkide. Adını bilmiyordum. Ama tek bildiğim, bu kadar çabamın tek sebebini böyle bir şeye bağlanabilecek olmasıydı.
Aşk insana neler yaptırmazdı ki ?
Maalesef, kendi kurguladığım oyunun kurbanı olmuştum. Katilim güzelse kurban olmakta güzeldi. Kabullenmek istemediğim şeyi şu an onun kolları arasında kabullenmem, hayatın benimle oynadığı oyunun santraç taşlarıydı.
" Kimsin sen ? "
Kimdim ben, olmayacak bir hayale kendini kaptıran biri mi ? Yoksa kendi oyununda yenilgiyi baz almadan bir yola girip sonunda ne olacağını bilmeden sürüklenen biri mi ?
Ben sadece aşık olmuş bir kızım sanki..
Gözleri alev alacak şekilde bana sabitlenmişken kendimi onun hapsinde zindana kapanmış gibi hissediyordum. Zihnim kalabalık yağmurları tenhalaştırıyor, göz bebeklerimi yakacak kadar acıya alışmam gerektiğini söylüyordu. Bana sorduğu soruya verecek bir cevabım var mıydı? Ki var olsa bile ne diyebilirdim ? Hemen açıklamalı mıydım? Vazgeçmek için çok erken değil miydi ?
" Sana bir soru sordum. " dediğinde bedeninin bedenimi ezip geçebileceğini düşünüyordum. Kollarını etrafıma hapsettiği yetmezmiş gibi bir de bedenini üzerime bastırıyor, beni duvarla kendisi arasına sıkıştırıyordu. " Ve cevap almadan da seni bırakmayacağım. Burada böyle bekleriz. "
" Ailen ? " dedim, sabah olacak ve illaki birileri kakacaktı. Beni burada tutamayacağını o da biliyordu ama sadece bana blöf yapıyordu. " Onlara ne olacak ? Yani nasıl bir açıklama yapabilirsin ki bu pozisyondayken ? " Dudaklarım kıvrıldı. Yüzünün gerildiğini hissettim. Şekil alan dudaklarıma kayan bakışlarını hissettiğimde yutkundum.
" Bilmem, " dedi tekrar gözlerime çıkan gözleri imayla beni yerin dibine sokmaya çalışırken. " Bu açıklamayı belki de sen yapmalısın. İlk günden girdin gözlerine, sana inanırlar. "
" Ne demek istiyorsun ? " dedim kaşlarımı çatarak.
" Bildiğim kadarıyla ablamın Gazel adında hiç arkadaşı olmadı. " dediğinde alaylı bir bakışla ona baktım.
" Ablanın bütün arkadaşlarını bilir misin ? "
" Bilirim. " dedi gözlerini gözlerime dikmiş nefesi bir nefes uzağındayken. " Hepsini, ablamında benimkileri bildiği gibi. "
Yutkundum. Elif bana böyle bir şeyden bahsetmemişti. Hep ben anlatmış, planı kurmuştum ama beni uyarması gerek olduğunu düşünüyordum. Hem kardeşinin bütün arkadaşlarını tanıyıp bilmesi de neydi ? Bu çocuk benimle aklı sıra oyun mu oynuyordu ? Belki de benim buna inanacağımı sanıp ağzımdan laf almaya çalışıyordu. Bilemiyordum, farklı bir seçenek daha vardı elimde. O da gerçekten söylediklerinin doğru olmasıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Dla nastolatkówNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...