Bu aralar biraz garip, eskisi gibi değilim. Eski benle kendimi karıştırıyorum sürekli. Kimdim kim oldum mesela ? Yalancı demiştin ya hani sen bana o gün, şey ben artık yalancı olmuştum. Kabullenişim çok kolay olmuştu değil mi ? Söz konusu sen olunca böyle oluyordum, ne yapabilirdim ki ?
Kelime dağarcığım o kadar azdı ki, ne yapacağımı ne söyleyeceğimi, nasıl ifade edeceğimi bilemiyorken buluyordum kendimi.
Sustuğum yerden biri beni duyar mıydı?
Duymasını istediğim biri var mıydı? İstediğimi söylesem daha mantıklı olmaz mıydı?
Sana bir içimi döksem de günlerce toplar mıyız birlikte ? Bu soruyu öyle bir sormak istiyordum ki sana ama artık vazgeçmiştim. Bugün sen beni bitirmiştin, bendeki sen ölü bir bedendi. Bunu sen yaptın, mutlu muydun? Şey ben ağlıyorum. Belki ilk defa böyle hunharca. Kendimi tutamıyorum, siliyorum siliyorum ama tekrar akıyor yaşlar gözlerimden. Sen pişman mısın yaptığından? Keşke hiç yapmamış, o sözleri sarf etmemiş olsan. Ne güzel olurdu. Keşke biri hafızamı silse, yine balık hafızalı olsam ve bir şey hatırlamasam.
Öyle kötüyüm ki, inan ne hiseettiğimi bende bilmiyorum. Gelmese miydim hiç ? Sevmese miydim hiç ? Ya sen, sana ne demeli ? Bir kerecik de beni sevemez miydin ? Bugün bana beni sevmediğini öyle güzel bir şekilde kanıtladın ki, sanırım bir daha senin yüzüne bakamayacağım. Kimsenin yüzüne bakacak halim de yok zaten. Bence gitmeliyim, bir an önce yok olmalıyım. Ama acıtıyor, en çok da ne acıtıyor biliyor musun ? Sana seni seviyorum demeden gidecek olmam. Seni bir daha göremeyecek olma ihtimalim öyle tuhaf bir şey ki, kalbim ah, sanırım onu hissetmiyorum. Aslında sanki ben şu an hissizim. Güzel mi ? Beni kırmak, parçalara ayırmak güzel miydi ? Keşke dedim bugün, keşke böyle kırmasaydın da kemiklerimi kırsaydın. İnan daha az acıtırdı. Ben hemen öyle her şeye kırılan biri değilim aslında ama bugün ilk defa geri dönüşü olmayan şekilde yok oldum. Sanki yaşamıyorum, sanki ölmüşüm ama mezarım yok. Sanki.. sanki sen yoksun. Evet, doğru artık sen yoksun..
Elveda bendeki Efgan, elveda..
" Titriyorsun. " dedi Elif yanıma oturmuş yarım saattir bana herhangi bir şey sormadan sadece bekliyordu. Biliyordum Efganla ne konuştuğumu merak ediyor, sormak için bekliyordu. Ama halim yoktu. Gelmiştim, o kapıyı yüzüne kapattıktan sonra gelmiştim. Aslında onun yüzüne kapanan kapı benimde arkamdan kapanmıştı. Geri dönüşü olmayacak şeyler nasıl da kendini belli ediyordu değil mi ? Kapının hareketleri bile bizim artık bir arada bulunmayacağımızı belirlemişti. " Ellerin buz gibi, bak geldiğinden beri seni sıkmamak için bir şey demedim ama nolur artık konuş benimle. Tepki ver, betin benzin atmış, öyle soluksun ki korkmadan edemiyorum. Ne oldu sana ? "
Ne oldu bana ?
Bütün soru bundan ibaret değil miydi zaten ? Ne olmuştu ki bana ? Ne oluyordu ? Kahrolmuştum bu cevap ona yeter miydi ?
" Benimle konuşmayacak mısın? " dedi tekrar konuşmaya başladığında. Gerçekten şimdiye kadar oldukça sessiz kalmıştı. Ama artık bir şeyler anlatmamı bekliyordu. Haklıydı, geldiğimden beri iki gün önce Efgan 'ın beni bıraktığı gerçekleri öğrendiği ve beni cezalandırdığı duvarın dibinde oturuyordum. Hemde sallanarak. Dizlerimi kendime çekmiş, ellerimle kavramıştım. Gözlerim karşımdaki duvardaydı ama boşluğa bakıyordu. Öyle dikkatli bakıyordum ki, karşımda bir resim varmış da inceliyormuşum havası katıyordu bus durumuma. " Gazel sen buz gibisin. Şu duvardan bir ayrılabilir misin ? Gören sizi ayrılamayan ikili sanacak. İki gündür burada kalışın yetmedi mi de şimdi yine aynı yere geldin ? " Duyuyordum onun sesini gayet net duyuyordum ama bir ses vermiyordum. Sanki dudaklarım hareket etse aklımdan çıkmayan o görüntüler tekrarlanacaktı. Sanki yine Efgan 'ın dudaklarını dudaklarımın üzerinde hissedecektim. Sanki yine benimle olacaktı. San...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Ficção AdolescenteNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...