Defterin arasına koyulup unutulan bir gül gibi unutmalıydı insan silmek istediği anıları. Daha sonra onlar gelip hatırlatmalıydı kendini. Tam unuttum derken gelen o unutulmamışlık hissi... İsmini unuttuğumuz insanların anılarını da silebilmeliydik. Gözlerim defterine değişik şekiller yapan Mert 'e kaydığında yüzümü buruşturdum. Artık onunla birlikte oturuyor, ara verdiğimizde birlikte takılıyorduk. Sınıftakiler bunu yadırgamamış hiç umrunda dahi olmamıştı. Belki başka insanları gözümde sadece ben büyütüyordum. " Defter aşındı, bence artık rahat bırakmalısın. "
" Aşınsın, hırsımı alabileceğim bir oyun konsolum yok ki şu an, mecbur bunla idare edeceğiz. " umursamaz tonda söyledikleriyle göz devirdim. Bir şeyleri kafasına takmıyor gibi rahat görünse de biliyordum ki içi onunda yangın yeriydi.
" Hırsını hep bir nesneden mi alırsın ? " diye sorduğumda ilgisini çekmişim gibi kafası bana doğru döndü.
" İnsanlardan mı almamı tercih edersin ? " gözlerini kısarak sorduğu soruyla göz devirdim.
" Öyle demek istemedim de.."
" Desi ne o halde ? " kafasını kaldırdı. " Eğer bunu yapmazsam cidden kafayı yerim. Hem bak hep gereksiz şeyler yapmadım. Gerekli şeyler de var ama görebilirsen. "
Karaladığı defteri kendi önüme çektiğimde dikkatle incelemeye başladım. Gözüm biraz önce ara verip çıkmak isteyen hocaya takıldı. Kendi istemiş olmasına rağmen hala sınıftaydı. Gözlerim tekrar "Mert 'in karaladığı deftere dödüğünde gözlerimi kısarak bakmaya çalıştım. " Burada cidden karalamadan başka bir şey olduğuna emin misin? " diye sorduğumda defteri kendimden uzaklaştırarak bakmaya başladım. " Hey bir dakika.. " dediğimde küçük dilimi yutmak üzereydim. " Burada bir silüet mi var yoksa ben mi yanlış görüyorum ? Hatta silüet değil, bir yüz. Burada bir kız yüzü var değil mi ? "
Mert bana değil deftere bakıyordu. " Gerçekten o kadar karalamış olmama rağmen hala görünüyor mu ? " defteri elleri arasına aldığında "Ben de kendim çizdiğim için hala orada durduğunu düşünüyordum. " diyerek gözlerini kapıya çevirdi.
" Yeteneklisin. " dedim ona çizdiği kişinin kim olduğunu sormaya tenezzül etmeyerek. " Daha fazla çizim yapmalısın bence. " sanki o kız hariç her şeyi söylemek istiyor gibi konuşmaya başlamıştım.
" Kendini bu kadar germene gerek yok. " dediğinde gözlerimi ona çevirdim ama o hala kapıya bakıyordu. " O çizdiğim yüz onun yüzü, zihninden geçen fikirler doğru yani. "
" Zihnimden öyle şeyler geçmiyordu ki. "
" Herkes illaki düşünür, itiraf edip etmemek ise kendimize kalır. Haksız mıyım ? "
" Haklı olsan da bu bir şeyi değiştirmiyor. Yeteneklisin demiştim en son oradan konuşalım bence. Hadi bu ders de beni çiz. " dedim eğlenir gibi.
" Senin yüzünün her zerresini ezbere bilmiyorum ki.. " diye fısıldadığında yutkundum. Asla unutamayacağımız zihnimize kazınan hatıralar canımızı yakmaya devam edecekti.
" Yüzümü ezbere bilmene gerek ki zaten ezberleme de. Bu hoş bir şey değil. "
" Aslında bazen bende senin gibi düşünüyorum ama hayır diyorum kendime. Onun yüzünü unutamayız. " gözlerini sonunda bana çevirdiğinde bakışlarımı kaçırdım. " Gel biraz dışarı çıkalım. Sana göstermek istediğim bir şey var. "
" Ne göstereceksin ki bana ? " dedim kendime de aynı bu soruyu sorarak. Okulda ne gösterebilirdi ki ?
" Eminim ki şu an içinden bulunduğumuz yerle alakalı bir şey göstereceğimi düşünüyorsun, değil mi ? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Novela JuvenilNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...