16🎈ATEŞ🎈

359 10 3
                                    

Elimdeki kitapla en az yarım saattir bakışıyordum. Üzerimde derin bir halsizliğin olduğunu ne kadar görmezden gelsem de hasta olduğumu anlamıştım. Belki ateşim bile var olabilirdi. Ateşölçerin bu evde olup olmadığını bilmediğim için arama girişiminde bile bulunmadım. Önemli olan tek mesele vardı. O da elimdeki kitaptı.

Kitabı ilk gördüğümde afallamıştım. Çünkü bu kitap benim ona göndereceğim kitabın aynısıydı. Nasıl bu kadar aynı şeyleri birbirimize yollayabilirdik ki? Bazen Rüyalardayaşayanbiradam 'ın zihnimin içini okuduğunu düşünüyordum. Benden hep bir adım önde gidiyordu. Anlamlandıramadığım tek şey ise evimin adresini nasıl bulduğuydu.

O bir hacker olabilir miydi?

Sanmıyorum.

O sadece tanıdığım biri olabilirdi.

Dudaklarım iki yana doğru kıvrıldı. Yine birileri bana oyun oynamıştı. Rüyalardayaşayanbiradam da çevremdeki insanlardan biri çıkacaktı. Buna neredeyse yüzde yüz emindim.

Kitabın kapağıyla kaçıncı bakışımdı bilmiyordum. Açmak benim için güçtü. Efgan aklımda dolanırken bu kitapla dikkatimin dağılmasını da istemiyordum açıkçası. Acaba bu kitabı hiç almamış gibi mi yapsaydım? Mantıklı olan bu muydu?

Kitabı yan koltuğa koyarak elime telefonumu aldım. Hızla uygulamaya girdim. Belki de ona yazmamı bekliyordu. Hem bu kitap işini hiç almamışım gibi davranırsam bugün Efganla yaşadıklarımı da anlatabilirdim. Birileriyle yaptığım şeyleri paylaşma ihtiyacı hissediyordum nedense. Sanki birinin onayına ihtiyacım vardı. Uygulamaya girince karşılaştığım ekran beni beynimden vurulmuşcasına hissettirdi.

Hesap devre dışı yazıyordu.

Artık hesabı yoktu.

Rüyalardayaşayanbiradam hesabını kaldırmıştı.

Ne yani beni bir kitapla terk mi etmişti?

Peki ya ona ulaşmak istersem, nasıl ulaşacaktım? Bunu hiç düşünmemiş miydi? O an ne olursa olsun bütün erkeklerin düşüncesiz olduğunu tespit ettim. En azından başka bir mesaj daha atarak bana bir şeyleri söyleyebilirdi. Gitmeden son bir mesaj...

Elimde sadece kitapla ve üzerindeki notla kalmıştım anlaşılan. Tek yapmam gereken altı çizili kısımları teker teker okumaktı. Ve sonunda da birleştirip yorumlamak.

Sıkıcı işlerin hep beni bulduğunu da o an fark ettim. Kitap okumayı seviyordum evet ama şifreli kitapları okumaktan nefret ediyordum. Hele ki bunu yapmak istemiyorsam. Hele ki başımda zaten milyon tane sıkıntı varken.

Okumak istiyor muydum? Bilmiyordum bildiğim tek şey bir şeyleri bilmek için kitabı okumaya ihtiyacım olduğuydu.

Derin bir nefes alarak kitabın ilk sayfasını açtım. Beni şaşırtacak bir şey yoktu. Sadece kitabın ismi yazıyordu. İkinci sayfasını çevirdim. Burası giriş kısmıydı ve yine altı çizili herhangi bir sözcük yoktu. Bir sonraki sayfayı açtığımda ise bir paragrafın altına yazılmış yazıyı fark ettim.

" Uyan ve Duy Beni. "

Yazının sesi olduğuna yemin edebilirdim ama eğer kanıtlarsam bana şizofreni teşhisi konulacağından emindim.

Bir sayfa daha çevirdim. Bu sefer altı çizili kelimeler mevcuttu.

" Seni senden çok düşündüğümü bilmeni isterdim. Doğum gününde yanında olmak için delirdiğimi, seninle aynı şarkıların içinde hapsolmaktan keyif aldığımı ve daha nicelerini. "

ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin