Bazen kelimeler yetmezdi bir şeyleri karalamaya. Yazardınız bir anlam ifade etmiyor gibi görünürdü ama sizin için aslında oradaki bir çizgi bile değerli ve önemliydi. Anlamazdı işte insanlar bu durumu. Yalnızdık, bunu kabul etmemiz gerekecekti. Kabullenemesek de yalnızdık, yapayalnız..
Kıyafetlerimi giyerken aynadaki yansımam oldukça soluktu. Dün konuştuğum çocuk aklımdan çıkmıyor sürekli kafamı meşgul ediyordu. Sadece bir gün hatta sadece akşam konuştuğum çocuğun beynimde bir yerlerde yer edinmesi ne kadar mantıklıydı? Sıfır, yüzde sıfır.
Elimde de var olan sıfır bir kez daha gözlerimi aynaya dikmeme sebep oldu. Fazla makyaj yapan biri değildim ama bugün hiç yapasım yoktu ve zaten solgun olan yüzüm tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmış kendini gösteriyordu.
Okula gidecektim, ah hayır orası okul sayılmazdı. Ne zaman alışabilecektim ki ? Kurs yerine okul demem bir tek bana mı tuhaf geliyordu?
Aşağı kata inerken oldukça sessizdim. Kurs hafta içi her gün olduğu için genelde nereye gideceğimi bütün herkes bilirdi ama yine sessizce çıkıp gitmek istiyordum. Hatta bazen onlara görünmez olabildiğimde seviniyordum. Casper gibi ortada dolanmak hoşuma gidiyordu. Evet, ailenin casperı olabilirdim. Bu biraz tuhaf bir tabirdi. Evde genelde hayalet gibi dolaşmayı sevdiğim için kendi kendime isim takıyordum. Bütün sosyal medya hesaplarımda bu isimden ibaretti. Arkadaşlarım şaşırsa da artık onlarında pek taktiği söylenemezdi.
Ayakkabılarımı elime alıp kapıyı ardımdan kapattım. Kimseyi görmeden evden kaçabilmem oldukça kolay olmuştu. Bu garipti, genelde anneme yakalanırdım. Kadın sanki hiç uyumuyor gibiydi. Gece gündüz fark etmez hemen uyanırdı ve bu uyandığı yetmiyormuş gibi bir de evde dolaşırdı. Korkusuz bir annemin olduğu konusunda hepimiz hemfikirdik.
Otobüs durağına kadar adımlarımı oldukça sert ve hızlı attım. Bunu neden yaptığım hakkında bir fikrim yoktu. Bulunduğumuz şehir küçüktü. Dün yalan söyledin ama. İç sesim bir an önümdeki çukura basıp ayağımın dönmesine sebep olurken yalan söylediğim fikri kulağımı tırmalıyor, zihnimi rahatsız edip duruyordu. İsmim, yaşadığım şehir, okuduğum okul yalandan ibaretti. Kısacası ben o uygulamadaki çocuğa tamamen yalandım. Yutkundum, sertçe yutkunuşum zamandaki durumumu kısıtlayıp ruhumu daraltırken otobüsün geldiğini fark ederek adımlarımı o tarafa yönlendirdim.
Yalancı
Yalancı
Ben yalancıydım. Gözlerimi yumarak en arkaya doğru ilerledim. Kendime oturacak yer bulduktan sonra kulaklığımı takarak gözlerimi pencereye çevirdim. Ben dün yalancının teki olup çıkmıştım. Evet bu olabilirdi diyerek kendimi rahatlatmak istesemde birine yalan söylediğimde oldukça rahatsız hissettiğimi görmüş oldum. Daha önce hiç söylememiş miydim acaba?
Kafam sürekli o yöne gidiyor, onu düşünüyordu. En başta da yalanımı. Acaba öğrense konuşur muydu benimle yine? Elimi sertçe kafama geçirdim. Neydi bu düşüncelerim ? Sanki çocukla tekrar konuşma şansım mı vardı? Hayır, belki bir daha hiç görmeyecektim bile o fotoğrafını. Hemen kötü hissetmeme gerek var mıydı? Ve hem yalan söylediğimi nereden bilecekti ben söylemedikten sonra ? Ve ben neden söyleyip de kendimi riske atacaktım? Hem de ona öyle bir mesaj atmış, başlangıcı ben yapmışken. Şu an haklılığımı görünce solgun yüzüm biraz da olsa tebessümle şenlenmişti.
Nihayet otobüs yolculuğum bittiğinde kursa giriş yapmak için kartımı çıkardım. Değişik bir kurumdu. Öyle elini kolunu sallayam giremiyordu ama ne yazıkki bence hepimiz elimizi kolumuzu sallayarak gelmiştik. O en öndeki çalışkan öğrenci tipleri hariç.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Fiksi RemajaNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...