Ne kadar ileriye gidebileceğimizi belirleyebilir miydik ?
Hiç tanımadığınız sadece ismini bildiğiniz birini düşünün, siz onu bu kadarcık tanırken zihninizi meşgul edecek kadar beyninize girmiş biri. Onu elde etmek ister miydiniz ?
Çabalayarak ne elde edilmezdi ki ?
Sıkılmıştım, kendi halime kaldığım çok gün olmuştu ama bugün bir ayrıydı sanki. Bir şeyler vardı içimde çözemediğim, adını koyamadığım bir yalnızlık baş göstermişti. Zihnim zaten doluyken bi de yalnızlık eklenmişti üstüne. Ellerimin arasında olan telefonumu kavrayarak içimi dökebileceğim birini aradım. Rehberde gezinen parmaklarımın üzerinde duracağı tek kişi bile yoktu.
Bu acıtıcıydı. Hem de oldukça..
Birden fazla arkadaşınız var ama konuşacak, içinizi dökecek biri yok, bu çok saçmaydı. Telefonu elimden sertçe yatağın üzerine bıraktım. Gözlerimi kapatarak içimi daraltan duygunun geçmesini diledim. Ama bi faydası olduğu söylenemezdi. Yatağa bıraktığım telefonu elime alarak anon olabileceğim bi uygulama aramaya başladım. Madem anlatacak kimsem yoktu bende hiç tanımadığım birine içimi dökerdim. Anonken kimsenin beni bilmesinin olasılığı da yoktu.
Güzel fikirdi.
Önüme çıkan ilk uygulamayı indirip hızlıca kayıt oldum. Kullanıcı adım bile tuhaf bir şeydi. Tek kullanımlık olduğunu düşündüğüm için önemsemedim bile. Sonunda bütün işlemler bitince açılan uygulamaya göz gezdirdim. Garipti, birkaç saniye bekledim. Uygulamaya alıştığım söylenemezdi. Nasıl kullanıldığını bile bilmiyordum. Ellerimin arasında farkında olmadan sımsıkı tuttuğum telefonum aniden titreyince bedenimden gelen tepki uzun sürmedi.
Mesaj gelmişti.
' Selam '
Gözlerim gelen mesaj üzerinde uzun bir süre gezindikten sonra ellerim klavyeye gitti. Cevaplamaktan zarar gelmezdi değil mi ?
' Sela.. ' yazacağım zaman bir kaç tane daha bildiririm gelmesiyle bir şey yazmadan sildim. Kimsenin adı yazmıyordu. Ben görünüyordum ama onlar yoktu. Uygulamayı bir kaç defa gezindikten sonra kısa sürede kavrayabiliyor oluşuma sevinesim gelmişti. Çok geçmeden seçenekler kısmına girerek gözüme çarpan birini bulup ona yazmaya karar verdim.
Yanlışlıkla üzerine bastığım resim açıldı, karşıma yeşil montlu bir çocuk çıktı. Sakalları yüzünü kapatmış kafasında ise montun şapkası vardı. Duruşu pek havalı olmasa da önüme çıkan ilk kişi olduğu için yazmaya karar verdim. Sadece anlatıp çıkacaktım. Nasılsa beni görmeyecekti, gören sadece bendim. Ellerim klavyenin üstünde hakimlik kurarken parmaklarım yazacağını yazmıştı bile.
' Merhaba '
Yazmıştım. Bu bir ilkti. Hayatında hiç erkekle muhattap olmamış kişi şu an bi erkeğe mesaj atmıştı. Gariptim, tuhaftım bunlar zaten kabul ettiğim şeylerdi. Ama şu anki durumumu ben bile kabullenemiyordum.
Ama bilemezdim ki hiçbir şeyi. Onun peşini bir daha bırakamayacağımı önceden nasıl bilecektim ki ?
Hem de onun hakkında bildiklerim sınırlıyken..
Dudaklarımı kemirdiğimin farkında bile değilken elimdeki telefon titredi. İşte ondan mesaj gelmişti.
'Merhaba. '
Biri size dese ki, hiç tanımadığın birine tutulacaksın buna inanır mıydınız? Ben inanmazdım ama inanmadıklarımız bazen başımıza gelince daha inandırıcı olur ya hani, durumum bundan ibaretti.
Her şey bir merhabayla başlayabilir miydi, hem de anonimken..
16 Ağustos 2018 00.03
Yeni bir başlangıçla merhaba. Bu kitap aslında yayınlayıp yayımlamamak adına uzun süre üzerinde düşündüğüm bir kurguya sahipti. Kitabı belki ön yargıyla okuyacak ve bir daha hiç okumayacaksınız, bilemiyorum bu sizin bileceğiniz iş. Ben bu kitabı sevmeniz için yazmıyorum.
Kurgunun yazım şekli oldukça basit oldu. Yani betimlemeye ya da edebi açıdan özelliklere pek yer vermek istemedim. Bunu bilinçli olarak yaptım ve bölümler kısa. Yani bence oldukça kısa. Biliyorum bazılarınız bundan dolayı bana kızacak ama hayır, bölüm nerede bitiyorsa orada bitmek zorunda olduğu için öyle bitmiştir. Kısalığı ya da uzunluğu sizi rahatsız etmesin.
Bu arada her gün bölüm gelecek ve ben 50. bölümde final yapmayı planlıyorum..
Bazı günler iki bölüm ya da üç bölüm bile atabilirim, bu benim durumuma göre değişir. İlgilenmeye çalışacağım ve böylelikle 50 günde ya da daha kısa bir sürede kitabımızı tamamlamış olacağız.
Vedalar zor olur genelde ama her yolun bir sonu olduğu gibi her kurgunun da bir bitişi, son nefes değerinde bir son noktası vardır.
Ben kitabı yazmadan önce sonunu belirlerim. İlk sonu belirir kafamda sonra kurgularını yazarım tek tek. Son her zaman kafamda varken kurgular gelişir sürekli beynimde. Ama bir son yoksa bir başlangıçta olmaz bende.
Bugün başlamış olmak güzel, 19 Ekim 2018..
Bakalım güzel başlangıçların güzel vedası da olacak mı..
İyi okumalar...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Ficção AdolescenteNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...