Hayallerimizin ağır geldiği noktalarda herkes sağır olurdu bize. Kim ne derse desin duymazdık. Telefondaki o sesin Efgan olmasını öyle çok isterdim ki, aklım fikrim hep ondaydı. Artık bu hastalıklı bir düşünceydi. Yanlış bir numara olabilirdi. Neden heyecanlanmıştım ? Neden o bir rüyadan ibaret değil gibi hayatıma devam ediyordum? O bir rüyaydı, o bir hayalden fazlası değildi. Lütfen unut onu aklım, beynim, zihnim ve de en önemlisi kalbim...
" Mert bir sakin olur musun lütfen? " dedim kendime gelebilip telefon şokunu atlatarak. Ona bahsetmenin sırası değildi ki bahsetsem bile onu bulamazdık. Sadece bir telefondu, yanlışlıkla gelen. Bunu anlamlandırmaya gerek yoktu. " Kardelen kayboldu da ne demek ? Yani belki de sadece sen öyle sanıyorsun, bir yere saklanmış olamaz mı ? "
Gözleri kırmızıydı. Yanaklarındaki ıslaklık onun ağladığını gösteriyordu. O an telâşlandım. Demekki her yere bakmıştı, Kardelen ortada yoktu. " Gidebileceği her yere baktım. " sesi yorgundu. Harap olmuştu.
" Tamam, bir kez de birlikte bakalım. " ne yapacağımı bilemiyordum. Nereye gitmiş olabilirdi ki ? Hem de evleri neden dağılmıştı? " Annenlerin haberi var değil mi Kardelen 'in ortada olmadığından ? "
" Var.." dedi sesi cılız, kendinden geçmişliğini belli ederken. " Eve girdiğimde yoktu işte. Ayrıntıları bilmiyorum. Bildiklerim sana söylediklerim kadar. "
Onun yıkılışını görmek, çaresiz hissettiğinde koşarak bana gelmiş olması kalbimi acıttı. Bana değer veriyor olmalıydı. Benim ondan başka arkadaşım olmadığı gibi onun da benden başka arkadaşı yoktu. Aslında çok arkadaşı olduğunu biliyordum ama dertlerini anlatacağı biri yoktu işte. Sorun sadece buydu. İstesem benim de arkadaşım olurdu. Ama istemekten çekiniyordum. Biriyle yakın olmak korkutucuydu. Sanki birine yaşadıklarımı anlatsam arkamdan kuyumu kazacak gibi geliyordu. Böyle düşünüp de rüyamı üç kişiye de anlatmış olmam ayrı bir komikti. " Mert şimdi baktığın yerleri söyle bana ya da dur. Sadece sıkılınca nereye gider ? Ya da en çok gitmek istediği yerler neresi ? Bu tür yerleri biliyor musun ? Oralara da baktın mı ? "
" Eve ve bahçeye baktım. Bir de ilerideki çocuk parkına. Hiçbirinde yoktu. "
" Şimdi derin bir nefes alır mısın lütfen? Sonra birlikte bakalım her yere yeniden. Sen aceleyle bakmış olabilirsin. Yani belki uyuyor, olamaz mı ? Uykusu gelmiştir. " kendimi içten içe bu düşünceye alıştırmak hatta inandırmak için elimden geleni yapıyordum. Önce kendim inanırsam onu inandırmak daha kolay olacaktı. " Her ihtimal olabilir. Polise haber verdiniz mi ? "
" Verdik.." dedi acı bir sesle. " Ama 24 saat geçmeden herhangi bir arama yapamayacaklarını söylediler. Bu ne biçim bir sistem ? " dedi sitem eder gibi. Ellerini kapının yanındaki duvara sertçe indirdiğinde parmaklarının ağrıdığını ama belli etmemeye çalıştığını fark ettim. " Başlayacağım böyle adaletsizliğe. Düşünsene ya 24 saat sonra.." cümlesinin devamını getiremedi bile. Sustu, suskunluk bazen en büyük konuşmamızdı.
" Hişt, öyle düşünme.." onu teselli ederken bile benim de içimden aynı düşüncelerin geçmiş olması adaletin çıkmaz sokağında olduğumuzun kanıtıydı. " Bulacağız Kardelen 'ı. "
" Bulur muyuz gerçekten ? " küçük bir çocuk gibi sorduğu sorusu kalbimi incitti. Kardeşi olan onu çok iyi anlardı. Canınızdan bir parça eksiliyordu.
" Buluruz. " soluk bir nefes verdiğimde onun bembeyaz olmuş tenine baktım. Kendinde değildi. " Sana bir su vereyim. " dediğimde kafasını iki yana salladı.
" İstemiyorum hiçbir şey sadece onu bulmak istiyorum.." çenesini havaya kaldırarak dik durmaya çalıştı. " Ya o susuz kalmışsa ? Ya o şu an berbat bir haldeyse ? Ne kadar çok korkmuştur miniğim.." sesinde her an ağlayacak bir tını mevcuttu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)
Teen FictionNe kadar ileriye gidebilirdiniz ? Hiç tanımadığınız biri için.. Ben sanırım kimsenin yapamadığını, aklına dahi getiremeyeceği bir şeyi anlık cesaretle yaptım. Söz konusu kalbimse herşeyi yapabileceğimi kendimi bile feda edebileceğimi öğrendim. 16...