BÖLÜM 20🎈ÇOCUKLAR🎈

674 33 2
                                    

Zamana bırakmak bazen çözüm değildi. Uzayan zaman gittikçe içteki hazzı yok eder, insanı ortada bırakmaya meyilli olabilirdi. Buna verilebilecek en basit örnek ödevler değil miydi ? Zamanında yapmazsak eğer güzel bir sonuç elde edemezdik son gün. Biliyorum önceden yapan yoktur, ben öyleydim. Herşeyimi önceden yapardım. Son günlerin insanı olmamıştım hiç.

Pencerenin önünde dikilmiş dışarıda ne olup bittiğini gözlemlerken aslında yaptığım bu değildi. Bekliyordum, onu. Antremandan ne zaman geleceğini bilmiyordum bu yüzden kahvaltıdan sonra Elif ile birlikte masayı toplamış kendimi pencere kenarında bulmuştum. " Boşuna bekliyorsun. " dedi koltukta oturup televizyonda kanallar arası gezinip dururken. " Bu saatte gelmez. "

" Beklediğim yok, sadece dışarıyı izliyorum. " dedim kendi dediğime ben bile inanmamıştım ki o nasıl inanabilirdi ?

" Tabi tabi, " dedi koltukta yaygınca otururken bir anda dikleşerek dikkatini bana verdi. " O değil de, sen anlatsana sabah yarım kaldı. Gece Efgan seni mi sıkıştırdı ? "

Düşündüm. Dün gece neler olmuştu öyle? Geldiğim ilk gün böyle bir şeyin başıma geleceğini düşünmezdim ama olmuştu bir kere. Beni ciddi anlamda sıkıştırmıştı. İlk kez kolları arasında olmuştum. Ama ilgilenmem gereken taraf burası değildi elbette. Benden hala şüphe ettiğinin farkındaydım lakin neden bana açık açık sormuyordu? Bunu anlayamıyordum. " Anlattığım gibi işte, biliyorsun çok da bir şey olmadı aslında. "

" Nedense ben daha fazlası var gibi hissediyorum. " dedi bana imalı bakışlarını atarken. Onu bu oyuna dahil ettiğim için çok da memnun değildim. Onu da kurgumun bir parçası yapmak başta iyi bir fikir gibi gelse de Efgan 'la arasında gördüğüm güzel bir abla kardeş bağı vardı. Bu durum benim yüzümden bozulursa oldukça üzüleceğimi biliyordum. Ve de kendimi her zaman suçlayacağımı.

" Elif ? " dedim nihayet pencereden bakmayı bırakıp kendimi koltuğa atarken. Başımı koltuğun başlığını yasalayarak gözlerimi kapattım. İlgisinin bende olduğunu biliyordum ama şu an göz teması kurmak istediğim son şey bile değildi. Kendimle konuşmaya ihtiyacım vardı. Ama bunu yapamıyordum. Sanki yapsam her şeyi geride bırakıp toz duman olurdum. Bir anlık cesaret patlaması böyle bir olayla son bulurdu. Bunun olmasını istemiyordum. Sanırım bir süre kendimle konuşmasam iyi olacaktı.

" Ne oldu ? "

" Aslında çok şey oldu. " dedim hala gözlerim kapalıyken. " Ben.. ben ne yaptığımı bilmiyor gibiyim. Yani sana söylediğimde kararlıydım ama gece olanlar..." dedikten sonra gözlerimi açarak onunkilerle buluşturdum. Benden baska hiçbir şey ilgisini çekmiyormuş gibi tamamen bana dönmüş televizyona sırtını çevirmişti. " Ben korktum, zaten korkak biriyim. Bakma sen bana bir anlık cesaretti bunlar. Sen beni bulmasan, o parkta tanışmasak belki de şu an evime geri dönüyor olurdum. "

" Ama öyle olmadı. "

" Evet, şansım yaver gitti diyelim. " dedim sıkıntıyla. " Bu bir kere olur, şimdi.."

" Ne yapman gerektiğini bilmiyorsun, öyle mi ? " İçimi okuyor gibi görünmesi bana birini hatırlatsada şu an gerçekten büyük bir sorunun içerisinde başka şey düşünemeyeceğim fark ederek kendimi o taraftan uzaklaştırdım.

" Öyle. "

" Gazel, " dedi tatlı bir sesle. Ela teyzeye benzer yanları çoktu. Mehmet amcayla pek bir benzerlik göremesem de geneli Ela teyzeydi. " Bir şey yapmana gerek yok aslında. " dedi dudaklarını yalayarak. " Sen yapman gereken en büyük şeyi yaptın. İlk adımı sen attın, temeli oluşturdun. Unutma bina inşa etmek istiyorsan temel sağlam olmalıdır. Senin durumunda bununla eş değer. "

ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin