BÖLÜM 47🎈YAKTIN🎈

768 30 8
                                    

" Uyandı ! " diye bağıran sesle gözlerimi kırpıştırdım. " Gözlerini açıyor.." sesler karışıktı, kimin ne dediğini hesap edemiyor seçemiyordum.

Gözlerim tamamen açıldığında karşımda beliren silüeti yakından tanıyor gibiydim. Oydu, hala onun kolları arasındaydım. Beni sıkıca kavramıştı. Bilincimin çok uzun süre gitmediğini biliyor gibiydim. Hala aynı yerdeydim. Uzanıyordum ama kafam Efgan 'ın bacaklarının üzerindeydi. Yüzümü kavrayan elleri bedenimde titreşime yön verirken zamanın durduğunu hissettim. Gözlerim etrafı taradığında herkesin başımda olduğunu fark ettim. Bu utanmama sebep oldu. Hepsi yanı başımda telaşlı bir şekilde bekliyordu. Bunu onlara yaşattığım için kendime kızmıştım. Ama ben ne yapabilirdim ki ? Elimden gelen bir şey yoktu, bugün üst üste gelen birikimler sonucu gelişmişti olaylar. En çok da yapabileceğim bir şeyin olmaması sıkıyordu canımı.

" İyi misin ? " sesleri kulaklarımda uğultulara bakiyken gözlerim onda son buldu. Elindeydim işte, her ne kadar ondan gitmem gerekiyorsa bir o kadar ona yaklaşırken buluyordum kendimi.

Efgan bana doğru yaklaştığında bir yandan da beni kaldırıyordu. Belimdeki eli varlığını belli ettiği gibi beni de tedirgin ediyordu. İlyas dedeyle göz göze geldiğimde bana göz kırparak tebessüm etti. Bunu neden yaptığı hakkında hiçbir fikrim dahi yokken kendimi tuhaf hissetmeden edemedim. Efgan beni tamamen kaldırdığında kollarını bedenime dolayarak bana sarıldı. Saçlarımda hissettiğim yüzü sanki beni kokluyor gibiydi. Kaşlarımı çatarak bu yakınlıktan rahatsız olduğumu belli etmeye çalıştım lakin beni engellemeyi başardı. Alnımda bir sıcaklık hissettiğimde gözlerim yerinden fırlayacaktı. Beni alnımdan öpmüştü. Bu da neydi böyle? Daha bugün bana neler neler yapmıştı ne çabuk unutmuştu yaptıklarını? Hadi ben balık hafızaydım da o ? Unutmaz sonuna kadar unutmamayı başaran çocuk o değil miydi? " Ne yapıyorsun ? " diyerek kendimi çekmeye çalıştığımda yanaklarımı avuçlarının arasına hapsetti. Kimse umrunda değil miydi yani ? Onun umrunda olmasa da benim umrumdaydı. Ne yapıyordu bu böyle?

" Korktum. " dedi yutkunarak. Sanki kimse yokmuş da sadece ikimiz varmışız gibi rahat bir tavır sergilemesi beni rahatsız ediyordu ama o olmuyor muydu rahatsız? Hissetmiyor muydu birileri olduğunu? Benim yanaklarım yanıyordu, nasıl bakacaktım yüzlerine ? Hem de kimse benim gerçekte kim olduğumu bilmiyordu. Nasıl bir açıklama yapacaktım? " Ben çok korktum Gazel, seni öyle görmek beni.. ben çok üzgünüm. Yapmamalıydım. Hep benim yüzümden değil mi ? Bu hallerin falan hep benim yüzümden değil mi ? Seni üzdüm, üstüne çok geldim. Aşırıya kaçtım değil mi ? Özür dilerim, lütfen iyi ol. Aklım başımdan gitti, seni öyle görünce. Sen gitme, kal benimle. Aptalım ben aptal, koca bir aptal.."

" Sus. " dedim daha fazla devam etmesini istemeyerek. Bunları hiçbir şeyi bilmeyen ailesinun yanında konuşmamız ne kadar doğruydu ? " İyiyim ben, çekilir misin dibimden ? " Bu onu kendine getirmis gibi geri çekildi. Gözleri hala bendeydi ama uzaklaşmıştı az da olsa.

" Elini bana ver. " diyen Elif 'in sesiyle birlikte ona dönerek elimi uzattım. Beni ayağa kaldırdığında Ela teyzenin endişeli bakışları altında ezildim.

" Kızım iyi misin ? " Mehmet amca yanıma gelmiş benimle konuşmaya çalışırken ben yüzlerine nasıl bakacağımı düşünüyordum. Ama onlar bunu önemsememiş gibiydi.

" İyiyim, sadece başım döndü. Sanırım tansiyonum düştü. " diye açıklamada bulundum. Herkesi böyle başıma toplamış olmak kendimi üst seviye kötü hissetmeme neden oluyordu. Efgan gözlerini üzerime dikmiş üzgün halini belli etmişken gözlerimi ona çevirmemek içib özel bir çaba harcıyordum sanki. Onunla konuşmam bir işe yarımışti belli ki eve gelme zahmetinde bulunmuştu.

ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin