BÖLÜM 44🎈OYUN BİTTİ🎈

582 27 15
                                    

İç içe geçmiş gerçekler savrulmuş yaprak gibi tenimden dökülürken arasıra rahatsızlık hissediyordum. Bedenimin parçaları eksilse kendimi kötü hissetmez miydim?

İçimi dökmek istiyordum, birisi benimle birlikte toplayabilir miydi ? Yapar mıydı böyle bir şeyi?

" Ela teyze ben hallederim. " dedim elindeki nevresimi alarken. Bugün çamaşır günüydü ve Ela teyze Elif 'in odasına sabah erken bir saatte dalmış bütün nevresimi toplamış yatağı bomboş bir halde bırakmıştı ve şimdi de yeni nevresimleri getirmişti.

" Ben kendim yapmayınca içim rahat etmiyor. " diyerek elimden aldığında " İstersen diğer ucundan tutabilirsin. " dedi nazikçe. Kendi içi rahat etmiyor oluşunun aynısını annemle de yaşıyordum. Kendisi yapmayınca yapılmış saymıyordu. Ben yapsam bile benim olmadığım zamanda onu tekrar kendinin yaptığını biliyordum.

Gösterdiği yeri tutarken oldukça sessizdim. Ama Ela teyze oldukça konuşkan biriydi, bu durum benim sessiz kalmama imkan vermiyordu. " Efgan nereye gitti ? "

" Ekmek almaya gitti, İlyas dede gazete istiyormuş onu almasını da sıkıca tembihledi. " dedim gülümseyerek. Gerçekten üç kez söylemişti Efgan 'a. Sanki unutacakmış gibi tekrarlaması garibime gitsede temkinli biri olduğunu fark etmiştim.

" Çabuk gelse bari, çok oldu mu gideli ? " diye sorunca Ela teyze tebessümüm dudaklarımda asılı kaldı.

" Yok çok olmadı. " Yemek yemiştik ama evde ekmek kalmadığı için gitmişti ve tabi bir de İlyas dedenin gazetesini.

Efganla aramız o günden sonra oldukça düzelmişti. O günün hatta gecenin üzerinden iki gün geçmiş sakin bir yaşam sürdürmüştük. Herkes kendi haline takılıyordu desem yalan olurdu. Ben genelde Efganla takılırken buluyordum kendimi. Sanki arkadaşım olarak ona gelmişim gibi olmuştu ama bu durum Ela teyzenin ve diğer evdeki sakinlerin dikkatini çekmeyi başarmıştı. Hatta bazen Ela teyze Efgan 'ın nerede olduğunu biliyor ama benden duymak istiyor gibi her seferinde bana soruyordu. Bu soruyu gün içinde bir çok defa cevapladırsamda artık gülümsüyordum bu duruma. Efganla aramızın iyi olası en çok Elif 'in işine gelmişti. Dün Elif 'in bir işi çıkmıştı ve hep beraber gitmiştik ama o bizi bir şekilde ekmiş ve yalnız kalmamızı sağlamıştı. Bunu bilerek mi yapmıştı bilmiyordum ama bizi yakınlaştırmak istediği gayet açık bir şekilde beyan ettiğini biliyordum.

" Ben geldim. " diye sesi duyunca nevresimle işini halleden Ela teyze beni kolumdan çekiştirerek salona getirdi. Efgan elinde gazete ve iki ekmekle birlikte İlyas dedenin yanına ilerliyordu.

" Oğlum insan gelirken bize de bir şeyler alırdı. " dedi Ela teyze Efgan 'a arkasından seslenerek. Yüzünü asarak dudaklarını öne doğru büktüğünde gülümsedim. Ela teyze böyleydi, onu yanında kaldığım zamanlarda kafama kodlayabilmiştim. Çok iyi bir kadındı ama nazlı olan tarafı onu hiç de mütevazi yapmıyordu.

" Aldım tabi. " dedi Efgan salonda oturan İlyas dedeye gazeteyi uzatıp ardından bize dönerken. Tekli koltuğa oturarak ona bakmaya devam ederken elime bıraktığı çikolatayla ne diyeceğimi bilemedim. İki gündür ne zaman dışarı çıksa bana çikolata getiriyordu ve bunu sadece bana yapmıyordu. Almışken herkese bir tane alıyordu. Ama benim asıl merak ettiğim şey benim bitterli çikolatadan başka bir çikolata yemediğimi nereden bildiğiydi.

Karşımdaki tekli koltuğa oturduğunda elimdeki çikolatayda olan gözlerimi ona çevirdim. " Okul ne zaman başlıyor ? " diye soran İlyas dedenin sorusu Efgan 'aydı. Bunu bende merak ediyordum aslında. Benim okulum oldukça geç başlıyordu. Bunu neden yapıyordu bilmiyordum ama geçen sene öyle olmuş ve bu sene öyle olmaya devam edecekti.

ANON (Bir Varmışım Bir Yokmuşum)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin