Alın bakalım size basit bir karne hediyesi! Umarım hepinizin karneleri iyidir millet! Başarılarınızın devamını dileyip iyi tatiller diyerek yeni bölüme geçiyorum. Multide; Yeliz şeytanı var.
İyi okumalar canlarım...Melis'ten
Gözlerimi yavaş yavaş araladığımda kendimi yatağımda bulunca gözlerimi ovalayarak "Dışarıda uyuyakalmayı nasıl becerdin Melis ya?" diye mırıldandım ve gözlerimi camdan dışarıya diktim. Havanın daha yeni yeni aydınlandığını gördüğümde genişçe esnedim ve sol tarafıma doğru baktım. Buket'in yatağında Kerem ve Buket'in beraber uyuduğunu gördüğümde burukça gülümsedim.
Birden gözümün önüne Ediz'le mışıl mışıl uyuduğumuz zamanlar gelmişti.
Aklımdaki düşüncelerden kurtularak telefonumu komodinden aldım ve saate baktım. 05.30'u görmemle gözlerim büyürken kısık bir sesle "Şaka yapıyorsun herhalde." diye mırıldandım. Bu kadar erken kalmama rağmen uykumun da olmadığını fark ettiğimde oflayarak yataktan kalktım ve "Sanırım kendime güzel bir bahçe kahvaltısı hazırlayacağım." diyerek dolabıma yöneldim.
Kerem ve Buket'i uyandırmamaya çalışarak dolaptan bir siyah şort, üstüne de kımızı bir tişört aldım ve banyoya yöneldim. Klasik rutinlerimi hallederek üstümü hızla giydim ve aynanın karşısına geçerek bir süre yüzüme baktım. Göz altlarım uykusuzluk sıkıntılarım yüzünden kararmış ve çökmüştü. Son birkaç haftadır iştahsızlığımdan dolayı az yemek yediğimden zayıfladığımı artık ben bile kendime bakarak fark edebiliyordum. Gerçekten de yıkılmış durumdaydım.
Kendimi her böyle gördüğümde toparlanmak için gülümseyerek parmağımı gamzeme sokardım ama bu sefer gülümsemek zerre kadar içimden gelmiyordu. Buna artık takatim kalmamıştı. O yüzden yüzüme bir iki kez soğuk su çarptım ve saçlarımı sıkı bir at kurduğu yaparak banyodan sesszice çıktım. Komodinin üstüne bıraktığım telefonumu ve anahtarımı da alarak aynı sessizlikte odadan da çıktım ve yemekhaneye yöneldim.
Ediz'in içinde uyuduğunu bildiğim odanın önünden geçerken kalbim teklediğinde kendime onu unutacağıma dair söz verdiğim için bir salise olsun duraksamadan merdivenlere yöneldim ve sessiz adımlarla merdivenlerden inip yemekhaneye girdim. Dinç ama yorgun bir şekilde -inanın o nasıl oluyor ben de bilmiyorum- mutfak tarafına girdiğimde hiç uğraşacak havamda olmadığımda dolaptan kahvaltıda verilen çikolatalardan birkaç tane aldım ve yanına diğer kahvaltılıklardan da koyarak kendime güzel bir kahvaltı tepsisi hazırladım.
Son olarak ekmeği de tepsime yerleştirdim ve ön taraftaki otomattan karışık bir meyve suyu alarak tepsimle beraber bahçeye çıktım. Bahçedeki her zamanki yerimize gidip oturduktan sonra ekmeğime çikolatamı sürdüm ve ilk önce WhatsApp'tan durumlara baktım. Eda'nın attığı düne ait komik foroğrafları gülümseyerek geçerken bir fotoğrafta arkada konuşurken çıkan Yeliz ve Ediz'i görünce yüzüm asıldı. Tam fotoğrafı geçmek üzereyken gözüme ufak bir ayrıntı takılınca son anda durup fotoğrafı daha da yakından inceledim.
Karşı karşıya duran Yeliz ve Ediz'in birbirlerine pek de sevgiyle baktıklarını söyleyemezdim. Ediz'in kaşlarının çatık olduğu az da olsa belliyken kamere tarafındaki elinin sıkı bir yumuk olduğunu anlayabiliyordum. Sinirleri tepesinde gibi görünüyordu. Onun karşısındaki Yeliz ise Ediz'e doğru işaret parmağını sallıyor gibi görünüyordu ve yüzünde sert bir ifade vardı. Bu fotoğrafı gören kimse onlara sevgili diyemezdi.
Kaşlarım çatık bir şekilde fotoğrafı incelerken birden telefonum elimde titremeye başlayınca ekranda Ediz'le ikimizin bir fotoğrafı belirdi. Şaşkınlıkla telefona bakıp ne yapsam diye düşünürken gözlerimi kapatarak derin bir nefes aldım ve "Bunu yapabilirsin Melis." diye mırıldanarak aramayı cevapladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Teen FictionEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...