Hafta kapanışı millet. Bakalım Melis Ediz'i gerçekten de bulmuş mu yoksa onu çok yanlış yerlerde mi arıyor? Her şey bu bölüm belli olacak. Multide; Damla'mızın küçüklüğüne ait bir fotoğrafı var. İstemeyerek de olsa bütün bu hikayeyi başlatan küçük kızın 💙
Hepinize iyi okumalar..."Ediz'le ne zaman tanıştınız?"
Duyduğum sesle düşüncelerimden ayrılıp yanımdaki Yiğit'e döndüğümde kısa bir an yoldan gözlerini aldı ve "Gideceğimiz yer en az yarım saat uzaklıktan Melis, bırak da biraz kafan dağılsın." diyerek tekrar yola döndü. Derin bir nefes alıp ben de yola döndükten sonra "İki yıl önce tanıştık. Ben yetimhaneye geldikten iki gün sonra falan." diyerek ona yanıt verdiğimde bana kısa bir bakış attı ve çekingen bir sesle "Annen baban?" diye sorarcasına konuştu.
Aklıma annemin gelmesiyle içim sızlarken "Yaşıyorlar. Öz annem ben doğduğum zaman ölmüş ama beni büyüten annem hayatta." diyerek ona cevap verdim. Başını sallayarak "Anladım." dedikten sonra "Peki şu bahsettiğinde sizinkiler kim?" diye başka bir soru sorunca ona dönerek "Kerem'i tanıyor musun?" diye sordum. Yola bakarken başını onaylarcasına salladı ve "Şu Ediz'in arkadaşı olan neşeli çocuk değil mi?" diye sordu. Ben de onun onaylarcasına başımı salladıktan sonra "O, Buket, Ediz ve ben çok yakınızdır. Ben yetimhaneye ilk geldiğim zaman daha çok Buket ve Kerem'in bahanesiyle tanıştık. Buket benim oda arkadaşımdı ve Kerem'le ikisi birbirinden hoşlanıyordu." diyerek hafifçe gülümsedim.
Aklıma eski günler gelmişti.
Yiğit "Bir süre sonra da siz birbirinizden hoşlanmaya başladınız." dediğinde gülerek başımı olumsuz anlamda salladım ve "Biz daha Ediz'le bir haftadır sevgiliyiz." dedim. Şaşkınlıkla bana bakıp tekrar yola dönerken "İki yıldır tanışıyorsunuz ve yeni mi sevgili oldunuz?" diye sorduğunda gülümseyerek "Bizim hikayemiz baya uzun." dedim. Kırmızı ışıkta durduğumuzda bana bakıp anlayışlı bir ifadeyle "Bir gün dinlemek isterim." dediğinde ona hafif bir tebessümle baktım ve "Bir gün sana Ediz'le beraber anlatırız." dedim.
Başını sallayıp önüne dönerken merakla "Bana biraz Ediz'i anlatsana." dediğimde bana dönerek kaşlarını kaldırdı ve "İki yıldır hayatındasın, bence onu benden çok tanıyorsundur." dedi. Bu sırada yeşil ışık yanınca önüne dönüp gaza basmıştı. Dediği şeyle omuz silkip "Onu herkesten iyi tanıdığımı düşünüyorum. Yine de şimdiye kadar Ediz'i kimseden dinlemedim. İnsanların onu yanlış tanıdığını düşünüyorum. Özellikle de o şerefsiz amcanın." dediğimde bana kısa bir bakış atıp "Amcam kötü biri değildir Melis." dedi. Ona boş bakışlarımla baktığımda gülerek önüne döndü ve "Bakma şöyle Ediz gibi." dedi. Ben de bir şey demeden tekrar önüme döndüm. Kısa bir süre sonra "Ediz inatçı çocuktur." diye konuşmaya başlayınca dikkatimi ona vermiştim.
"İstediği şeyi elinde sonunda elde eder ama asla hak etmediği bir şeyi de istemez. İnsanlar dışarıdan bakınca onu soğuk ve bencil biri olarak görürler ama tam zıttıdır. Evet biraz soğuktur, herkesle samimi olmayı sevmez ama yakın olduğu kişilere karşı şakacı ve eğlencelidir. Bencilliğe gelirsek, onun bir kere bile bencilce düşünerek davrandığını görmedim. Her zaman sevdiklerini ön planda tutar. Özellikle de konu Damla olduğunda, onu her zaman her şeyden çok sevmiştir."
Dedikleriyle iç çekip "Keşke Damla hiç ölmemiş olmasaydı." dediğimde bana kısa bir bakış atıp "O zaman siz hiçbir zaman tanışmazdınız." dedi. Onu başımla onayladıktan sonra gözlerimin dolmasına engel oldum ve "Yine de Ediz hiçbir zaman bu kadar acı çekmiş olmazdı. Onu çok sevsem de, sanırım bana bir şans verseler her şeye rağmen Damla'nın yaşamasını seçerdim." dedim. Direksiyonu sağa doğru kırarken "Peki Ediz bunu ister miydi?" diye sorunca başımı ona doğru çevirdim. Bana kısa bir bakış atıp tekrar yola dönerken "Damla'nın geri döneceğini bilse senden vazgeçer miydi?" diye sorunca aklıma Ediz'le çok uzun zaman yaptığımız bir konuşma gelmişti. O zaman bana yine de benimle tanışmayı seçeceğini söylemişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Teen FictionEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...