Geldiim! Bakalım bu bölümümüzde neler olacak. Multide; sarışın güzelimiz var.
İyi okumalar...Kapıyı çaldıktan kısa bir süre sonra Asuman abla açınca yüzündeki ifadeye bakarak kaşlarımı çattım ve "Bir sorun mu var Asuman abla?" diye sordum. Başını paniklemiş bir şekilde iki yana sallayıp "Ne sorun olsun Edizcim. Sen neden evdesin? Yetimhane geçmeyecek miydin?" diye sorduğunda kaşlarımı çatarak içeri girdim ve "Annemle vedalaşmaya geldim." dedikten sonra gözlerimi boş evde gezdirerek "Yardımcılar nerede? Ev neden boş?" diye sordum. Evi böyle görmek içimdeki karanlık hissi daha da büyütmüştü.
Asuman abla "İ-izinliler öğleden sonra." diye cevap verdiğinde çatık kaşlarımla ona dönüp "Ne oluyor burada?" diye sordum. Sorumla sesli bir şekilde yutkunduktan sonra "Ediz, annem kimseye söylememi istedi ama," diyerek tekrar susunca bu hisse daha fazla dayanamayıp koşarak merdivenlere yöneldim ve annemlerin odasına çıktım. Tam aralık kapının önüne geldiğimde içeriden tanımadığım bir erkek sesi "Bunu daha ne kadar gizleyeceğiz?" diye sorunca kaşlarımı çatarak durdum. Bu sese annemin cevabı "Haluk öğrenirse elimdeki her şey gider Sabri, hele Ediz öğrenirse, beni bir daha affetmez." olduğunda dayanmayıp kapıyı ittim ve görmeyi en son bekleyeceğim o manzarayla karşılaştım.
Annem, annem babamın yatağında başka bir adamlaydı. Babamın değil bu tanımadığım adamın göğsüne sığınmış yatıyordu ve ben yaşadığım şoktan dolayı kılımı bile kıpırdatamıyordum.
Annem beni görmesiyle gözlerini büyüterek şaşkınlıkla "Ediz?!" dedi ve yorganla çıplak üstünü kapatıp oturur pozisyona geçerek "Ne işin var senin burada oğlum?" diye sordu. Onun doğrulmasıyla Sabri denen adam da hızla doğrulurken sağ elimi sıkı bir yumruk yaptım ve ifadesiz çıkan sesimle "Bence açıklama yapması gereken kişi ben değilim anne." dedim.
Bunun olduğuna inanamıyordum. Annemin babamı aldattığına inanamıyordum. Tam da hayatım düzene girmişken tekrar alt üst olmasına akıl sır erdiremiyordum!
Sabri denen herif bana doğru elini uzatıp "Ediz, sakin olmalı-" derken "Sakın!" diyerek sesimi yükselttim ve "Sakın adımı ağzına bile alma." deyip bana ne yapacağını bilemezmiş gibi bakan anneme döndüm. Ona iğrenirmişçesine bakıp "Bu kadar iğrenç bir kadın olduğunu bilmiyordum." dedikten sonra onlara arkamı döndüm ve annemin arkamdan "Oğlum! Önce bir dinle!" diye seslenmesini duymazdan gelerek aşağıya indim. Gözlerim sinir ve hayal kırıklığından dolayı dolu doluyken ilk yapmak istediğim etrafımdaki her şeyi darmadağın etmek, sonra da Melis'e sarılıp deli gibi ağlamaktı. Annemin, benim küçükken 'Kraliçem.' diye çağırdığım kadının bunu yapması... Olanları bir türlü aklım almıyordu.
Arkamdan birinin kolumu tutup "Oğlum bekle." demesiyle hızla arkamı döndüm ve kolumu sert bir şekilde annemden kurtararak "Bana, bana sakın oğlum deme. Bir daha o kelimeyi senden duymak istemiyorum." diye konuştum. Annem ağlayarak "Ediz yapma lütfen, lütfen beni bir kez olsun dinle." dediğinde sinirim daha fazla hakim olamayarak "Neyini dinleyeyim lan?! Ne yapacaksın?! Babamı nasıl aldattığını, zor ayakta duran ailemizi nasıl yıktığını mı anlatacaksın bana?!" diye bağırdım. Annem kolumu tutmaya çalışarak "E-ediz, baban çok değişmişti oğlum. Sürekli ona karşı alttan almaktan, onu mutlu etmeye çalışmaktan çok yorulmuştum." dediğine tekrar kendimi sertçe geri çektim ve "Ve sen de çareyi başka bir adamın kollarında mı buldun?!" diye bağırdım.
Hızla başını sallayarak "Ben, anlamıyorsun, en sonunda dayanmadım. Çok yoruldum Ediz. Bizim ilişkimizin senin Melis'le olan ilişkinden farkı yoktu artık." dediğinde hızla başımı iki yana salladım ve "Bizim sizinle alakamız yok. Melis senin yaptığın bu iğrençliği bana asla yapmaz." diyerek tükürürcesine konuştum. Bunu dememle annemin yüzünde manidar bir tebessüm oluşurken "Bir daha düşün Ediz. Melis seni ne kadar idare edecek. Hayatını seni gülümsetmeye adayacak mı sence? Biz de başında babanla aynı sen ve Melis gibiydik. Baban somurtkan, sert ve umursamaz çocukken ben onun evresindeki neşe timsaliydim. Babanı deli gibi seviyordum ama aynı senin gibi onu da memnun etmek çok zordu. Gittiğimiz bir alışverişte bile aynı şeyi beğenmezdik biz." dediğine kaşlarımı çatarak bu gün Melis'in aldırdığı mor tişörtü düşündüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Ficção AdolescenteEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...