İşte geldiiim. Nerede kalmıştık? Hadi devam edelim. Multide; Melis var.
İyi okumalar cancıklar...Kerem önündeki yemekleri iştahla yerken "Hayatımın en güzel doğum günü resmen." diye ağzı dolu bir şekilde konuşunca hepimiz oturduğumuz yerden ona gülük. Sarılmalar ve kutlamalar bitince öğle arasında olduğumuz için hepimiz yemeğimizi alıp konferans salonuna geri dönmüş ve sahnede daire oluşturacak şekilde yere oturup yemeklerimizi yemeye başlamıştık. Tabii Kerem bu gün doğum günü olması sebebiyle hem hamburger, hem de döneri aynı anda gömüyordu ve bu obur iştahıyla hepimizi ağzını açık bırakıyordu. Gerçi biz ona alışıktık da, aynısını çocuklar için söyleyemeyeceğim.
Tunç Kerem'e ağzı açık bir şekilde bakıp "Yavaş ye lan, boğulacaksın şimdi." dediğinde Kerem omuz silkerek ağzındakini yuttu ve "Bir şey olmaz bana." diye ekledi. Mert gülerek bana bakıp "Kız Meliscik, bu yakında seni de yer bak dikkat et." deyince gülerek onun saçlarını karıştırdım ve "Sen beni merak etme Mertçik, öyle bir şey olursa ilk ben onu yerim." dedim. Çocuklar benim bu dediğime gülerken Batu "Çıkışta bir planınız var mı?" diye sorunca Buket onu başını sallayarak onayladı ve "Edalarla buluşup onlarla da kutlama yapacağız." dedi. Işıl başı Batu'nun omzundayken "Kerem, patlayacaksın." dediğine Yıldız "Onun patlamasıyla biz ölmesek bari." diye konuştu. Biz yine gülerken Kerem kaşlarını çatarak Ediz'e döndü ve "Bebeğim, şunlara bir şey der misin lütfen, sürekli benimle uğraşıyorlar." diye konuştu. Gözler Ediz'e dönerek Ediz ona kaşlarını kaldırarak baktı ve "En azından şu dediğin bari ağzın boş bir şekilde söyleseydin belki seni savunabilirdim Kerem ama tamamen haklılar. O yüzden sus ve yemeğini ye." dedi. Kerem'in suratı düşerken biz yine buna güldük.
En sonunda herkes yemeğini yediğinde bir on dakika sonra zil çalınca ayaklanarak hep beraber sınıflara yöneldik. Aynı katta olan sınıflarımıza doğru çıkarken suratımı asarak "Şimdi neden ayrılmak zorundayız ki?" diye sorunca Yaren hafifçe güldü ve "Neredeyse üçüncü sınıf bitti Melis, sen hala aynı şeyden yakınıyorsun. Alışamadın mı hala?" diye sorunca omuz silkerek Ediz'in koluna girdim ve çocuk gibi mızmızlanarak "Yeni sınıfımı sevmiyorum." diye konuştum. Tam bu sırada yanımdan geçen ve aynı sınıfta olduğumuz Kübra "Sağ ol Melis ya." dediğinde ona gülerek baktım ve "Sanki sen benden farklısın." diye takıldım.
Sınıfta bizim grup dışında samimi olduğumuz birkaç kişi vardı ve Kübra da onlar arasındaydı ama o da dahil diğerleriyle beraber sınıfta sevmediğimiz elemanlar da vardı. Eski mükemmel sınıfımın aksine şimdiki sınıfımda fazlasıyla gruplaşma vardı ama çok şükür hiçbirimizin birbirine zararı dokunmuyordu. En azından sık sık yaşadığımız problemlerimiz olmuyordu. Zaten artık çoğumuzu sınav stresi sarmıştı. Bu geçirdiğimiz son rahat senemizdi ve çoğumuz çoktan ders çalışmalara başlamıştık. Buna biz de dahildik tabii. Hatta Ediz bile.
Kübra bana göz kırparak sınıfa girerken sayısalcı arkadaşlarıma dönerek hüzünlü bir şekilde el salladım. Onlar benim bu halime gülerken Kerem astığı suratıyla "Bu gün benim doğum günüm, fizik dersine girmesem olmaz mı?" diye sorunca Batu kolunu sırıtarak onun omzun attı ve "Senin için kaynatırız kanka." dedi. Kerem'in yüzünde anında güller açarken Egemen onun bu haline güldü ve "Madem fiziği bu kadar sevmiyorsun, neden sayısal seçtin oğlum?" diye sordu. Kerem de savunmasını omzu silkip "Tıpçıyım oğlum ben, fizikten anlamam ki." diyerek yaptı. Biz onun bu haline gülerken koridorda nöbetçi öğretmenin sesi duyuldu.
"Herkes sınıflara!"
Bu bağırışla bizimkiler bizim iki sınıf yanımızdaki sınıflarına giderken biz de kendi sınıfımıza girdik. İçeri girdiğimizde karşılaştığım bağrışmayla kaşlarım çatılırken Yıldız "Ne oluyor be?" diye sadece bizim duyabileceğimiz bir sesle sordu. Bu sırada sınıfa en sevmediğim çocuk olan Bora, Kübra'nın üstüne yürüyerek "Laflarına dikkat et lan!" dediğine Egemen hızla oraya yöneldi ve ikisinin arasına girerek "Kıza mı gücün yetiyor Bora?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Ficção AdolescenteEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...