Tamam, geldim ve hazırım. Size hazırsanız hadi başlayalım! Multide; Yeliz var.
İyi okumalar...Kerem'den
Çaldığım kapı Ediz tarafından açılırken sırıtarak "Beni özlemişsindir diye düşündüm." dedim. Bu halime hafifçe sırıtıp başını iki yana sallayarak içeri geçerken ben de arkasından içeri girip kapıyı kapattım. Ediz kendini sırt üstü yatağına bırakıp "Ne zaman geldiniz?" diye sorarken kendi yatağıma ona dönük bir şekilde oturdum ve dirseklerimi dizime yaslayıp öne doğru eğilerek "Birkaç saat oluyor." dedim. Başını bana çevirip "Dur tahmin edeyim, seni de Melis gönderdi değil mi?" diye sorduğunda başımı hafifçe omzuma doğru yatırdım ve "Bir bakıma. Açıkçası benim sana iyi geleceğimi düşündüğü için buradayım." dedim.
Ediz alayla gülerek yattığı yerden doğruldu ve bana doğru dönerek "O yaramaz pantercik hiçbir zaman akıllanmayacak." dedi. Sırıtarak "Bunların hepsini seni sevdiğinden yapıyor." dediğimde yüzünde oluşan ufak tebessümle başını sallayarak "Biliyorum." dedi. Aramızda bir süre sessizlik olduktan sonra "Abi?" dediğimde başını kaldırıp bana bakınca "Nasılsın?" diye sordum. Gözlerini benden kısa bir an kaçırdıktan sonra "Nasıl olmamı bekliyorsun Kerem? Ailem benim yüzümden yıkılmanın eşiğinde, Melis benden o kadar korkuyor ki her hareketime karşı tetikte. Hayatımda bir sorun daha çıkarsa kesinlikle kafayı yiyeceğim." deyince başımı iki yana sallayarak "Ailenin bu şekilde olması senin suçun değil." dedim.
Başını sallayarak "Evet benim suçum, belki bu kadar sorumsuz bir çocuk olmayıp ailemle kalsaydım bunların hiçbiri olmayacaktı." dediğinde kaşlarımı hafiften çatıp "Biz de olmayacaktık." dedim. Bana sorarcasına bakarken "Ben olamayacaktım, Melis ve Buket olmayacaktı. Bu aileye sahip olmayacaktın." diye konuştuğumda gözlerini kaçırarak "En kötüsü de o ya. Yaşadığım her şeyin yaşanacağını bilsem ve bana bir seçme şansı verilse yine de sizinle burada olmak isterdim. Bu yüzden çok kötü bir evladım sanırım." dedi. Derin bir nefes alıp yerimden kalkarak yanına geçtim ve elimi sırtına koyarak "Sen kötü bir evlat değilsin Ediz. Sen, hiçbir zaman yanında olmayan ailen için hala gözyaşı dökebilecek ve onların mutsuzluğu için kendini suçlayacak kadar iyi bir evlatsın. Sen de biliyorsun annenle baban Damla'dan sonra çok sarsılmıştı zaten. Onlar için kendini suçlamayı bıraka artık." diye konuştum. Ediz derin bir nefes alarak başını salladığında hafifçe doğrulup "Ve Melis'in senden korktuğu falan da yok." diye ekledim.
Ediz de benim gibi doğrulup bana çatık kaşlarıyla bakarken "Daha bu gün ona bir şey yapacağım sanıp irkildi." dediğinde ben de kaşlarımı çattım ve başına bir tane geçirip "Ne bekliyordun sazan? Her şeyi hemen unutmasını mı?" diye sordum. Başını iki yana sallayıp "Hayır ama," dediğinde "Aması falan yok." diyerek sözünü kestim. Sonra da gözlerinin içine anlayışla bakarak "Konu Melis değil Ediz. Böyle bir şeyi hiçbir kadın kolay kolay atlatamaz bunu biliyorsun. O yüzden ona biraz zaman ver. Bu gün aynı şeyi onunla da konuştuk. O da seni üzdüğü için üzgün." dedim. Ediz derin bir nefes aldıktan sonra "Haklısın, sadece zaman ihtiyacımız var." deyince gülümseyerek başımı sallayıp "Ve unutma, kardeşin olarak her zaman yanındayım." diye ekledim.
Ediz gülümseyerek başını sallayıp "Eyvallah kardeşim." dedikten sonra birbirimize sıkıca sarılıp birkaç kez sırtlarımıza vurduk. Ardından ben ayağa kalktım ve ona dönerek "Hadi toparla kendini. Kızlar seni yemeğe getirmemi istedi." dedim. Başını sallayarak dizlerini vurup "Hadi o zaman." diyerek ayağa kalktı ve bir kolunu benim omzuma attıktan sonra kapıya yöneldi.
Melis'ten
Kapının çalmasıyla Buket sırıtarak kolumu dürtüp "Git bak bakalım kimmiş?" deyince hevesle yerimden kalkıp koşarak Kerem'in arkasından kilitlediğimiz kapıyı açtım. Karşımda bir adet sırıtan Kerem ve her zamanki gibi bir Ediz görünce genişçe gülümseyip birden Ediz'in boynuna sarıldım. Benim bu halime gülerek kollarını belime doladığında Kerem "Aç kolları Buket geliyorum." diye huysuz bir sesle söylenerek içeri girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Novela JuvenilEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...