Bölüm 46

3K 165 28
                                    

Ben geldim canlar! Hiç uzatmıyor ve bölüme geçiyorum. Bakalım gamzeli kızımız ne durumda. Multide; bizimkileri anlatan bir şarkı var. Açacağınız yere not bırakacağım.
Hepinize iyi okumalar...

Kerem titreyen sesiyle "B-bu kan mı?" diye sorduğunda vücudumu ele geçiren adranalinle kolumu hızla Kerem'den kurtardım ve ormanın içine doğru koşarken "Buket, Buket neredesin?!" diye bağırmaya başladım. Bizimkiler de arkamdan gelirken Yiğit de "Güzelim ses ver hadi!" diye bağırıyordu. Kısa bir süre içeri doğru ona seslenerek koştuktan sonra nefes nefese durduğunda Kerem ellerini saçlarına daldırdı ve "Nerede bu kız?!" diye bağırdı. Sinirden kendime hakim olamayıp yakasına yapıştıktan sonra "Şimdi mi düşünüyorsun lan bunu?!" diye bağırdım. Elim ayağım sinirden titrerken Yiğit beni kolumdan tutup geri çekti. Kerem suçlulukla ve stresle saçlarını karıştırırken tanıdık bir ses şaşkınlıkla "Ediz?" diye sorunca hızla soluma döndüm.

B-buket'ti bu.

Gözlerim büyürken hızla yanına gittim ve bir elini sıkıca bastırdığı kolunu tutarak "Güzellik, iyi misin sen? Neden ses vermiyorsun?" diye telaşla sordum. Buket bana şaşkın şaşkın bakarak "Sesinizi şimdi duydum. Yanınıza gelmeye çalışıyordum." dediğinde Yiğit de yanımıza geldi ve "Gelirken dalın birinde kan gördük. Kafayı yiyorduk be güzelim." dedi. Ben dikkatle Buket'in kanlar akan koluna bakarken o da elini kolundan çekti ve "Yanlışlıkla dikenli dala sıyırttım gelirken." dedi. Gerçekten de sadece sıyrık gibi duruyordu. Bunun üzerine vücuduma bir rahatlama gelirken derin bir nefes aldım ve Buket'i kollarımın arasına çekip sıkıca sarıldım. Şaşkınlıktan olsa gerek bir süre öylece dursa da ardından kollarını belime dolayıp "İyi misin sen?" diye sorunca gözlerimi kapatıp başımı başına yasladım ve "Kaç saattir yoksun haberin var mı senin?" diye sordum. Çenesini omzuma yaslarken "Özür dilerim. Sadece biraz yalnız kalmak istemiştim." dediğine derin bir nefes alarak geri çekildim ve yüzüme hafif bir tebessüm yerleştirdikten sonra yaralı olmayan kolunu sıvazlayarak "İyiysen sorun yok." dedim.

O da bana hafif bir tebessüm gönderirken Yiğit "Hadi gidelim artık, Melis kafayı yiyecek." deyince başımı sallayarak onu onayladım ve bir iki adım geri çekildim. Bu sırada Kerem benim olduğum yeri doldururken Buket onun gözlerine bakmamak için her şeyi yapıyordu. İçime Melis kaçmış olacak ki onları kendi haline bırakmak yerine öylece durmuş izlerken Kerem elini yavaş hareketlerle Buket'in koluna götürüp "Bu benim yüzümden oldu değil mi?" diye sordu. Buket başını hafifçe omzuna doğru eğip "Bir bakıma." dediğinde Kerem bunu beklemiyor olacak ki ona kaşlarını kaldırarak baktı. Buket onun bu halline güldükten sonra bir elini yanağına koyup parmak uçlarında yükselerek Kerem'i öpmeye başlayınca istemsizce büyüyen gözlerimle hemen arkamı döndüm ve "Başkası yaparken izlemek fazla mide bulandırıcı. Özellikle bunlar kardeşlerinse." diye mırıldandım.

Buket'in öpücüğü kısa sürmüş olacak ki arkamdan ikisin kıkırtısı gelirken Yiğit şaşkınlıkla "Uzun bir süre konuşmazsınız sanıyordum." deyince ben de arkamı dönüp Buket'in "Kerem haklı, daha önce ben de ona güvenmemiştim." demesiyle kaşlarımı çatarak "Bu onu haklı çıkarmıyor." diye konuştum. Az önce Buket'e bir şey oldu diye aklımı kaçırmak üzereydim ve bunların hepsini Buket kadar çabuk unutacak değilim.

Buket gülümseyerek yanıma gelip koluma sarılarak "Abicik yapma ya, onun bir suçu yok. Evet birden sert çıkıştı ama Melis'e bir çocuk yazsa sen de sinirlenmez miydin?" dediğinde sinirle kaşlarımı çattım ve "Ben o çocuğun ağzına sıçardım, Melis'in değil." diye sorusunu yanıtladım. Kerem kaşlarını kaldırarak "O çocuk Hakan olsa bile mi?" dediğinde kan beynime sıçradı ve "Hele bir saklasın bak ne oluyor!" diye çıkıştım. Bunu dememle Yiğit hafifçe güldükten sonra arkadan başıma patlattı ve "Hadi Romeo sevgilini bekletme." diyerek geldiğimiz yoldan geri doğru yürümeye başladı.

YETİMHANE 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin