Bir cuma günü klasiği. İlk haftanız nasıl geçti millet? Umarım çok sıkıcı değildir. Eğer öyleyse haftanızın son gününe umarım biraz renk katarım. Bu bölüm işler biraz kızışacak. Hadi hemen bölüme geçelim. Multide; Ediz'imiz var.
İyi okumalar canlarım...Gülmekten gözümden yaşlar akarken Egemen bana kötü kötü bakıp "Komik mi?" diye sorunca yanımdaki Ediz'in beline sarıldım ve gururla "Sana Ediz'le iddiaya girmemeni söylemiştim." dedim. Ediz sırıtarak kolunu omzuma sararken Egemen elini karnından çekerek doğruldu ve Eda'nın elindeki su şişesini alırken "Ben ne bileyim adamın o kadar çok midye yiyebileceğini." diye söylendi. Eda gülerek onun sırtını sıvazlarken "Biraz daha iyi misin?" diye sorduğunda Egemen "Beş dakika önce kusmamış olsaydım daha iyi olabilirdim." diyerek suyu işti.
Biz tekrardan Egemen'in bu haline gülerken Kerem "Egemen birkaç yıl midye hasreti çekmeyecek." deyince gülerek "Aynen." dedim. Egemen doğrularak derin bir nefes aldığında Ediz ona elini uzatıp "İyi misin?" diye sorunca ben biraz geri çekildim. Egemen, Ediz'in uzattığı eli sıkıp "Daha iyiyim, tebrikler." dediğine Ediz başını sallayınca Buket o'layarak "İki düşmen el sıkıştı ha?" dedi. Kaşlarımı çatarak "Düşman falan değiller ki." dediğime Egemen hafifçe güldü ve "Şaka mı yapıyorsun? Arkadaşın bana beni bir kaşık suda boğacak gibi bakıyor." dedi.
Ona kötü kötü bakıp "Hayır yani bunu niye dillendiriyorsun şimdi?" diye sorduğumda bir Ediz'e bir bana baktı ve "Şaka yapmak istemiştim." dedi. Sinirle göz devirip "Güzel bir şaka olmadı." dedikten sonra "Hadi gidelim." dedim. Arkamda bir süre sessizlik olduktan sonra Egemen adımlarını hızlandırıp bana yetişince sessiz kalmayı seçtim. Koluyla beni dürtüp "Yanlış bir şey demek istememiştim." dediğinde derin bir nefes aldım ve "Ediz'in seni sevmediğinin ben de farkındayım Egemen ama bunu kesin olarak belirtmeseydin keşke." dedim. Derin bir nefes alıp "Peki sence benden neden hoşlanmıyor?" diye sorduğunda kaşlarımı çatarak ona baktım ve "Yanımda o yokken sen vardın. Bu yüzden belki de." dedim.
Hafifçe gülümseyerek başını iki yana salladı ve "Seni kıskandığı için beni sevmiyor Melis. Seninle yakın olduğum için. Çevrendeki herkesin seninle olan ilişkisini biliyor ama senin benimle olan ilişkini bilmiyor çünkü biz diğerleri gibi arkadaşlığımızı bastırmıyoruz. Bu yüzden beni sevmiyor ve bir rakip olarak görüyor." diyerek benim ağzım açık bıraktı. Bir ona bir de arkamı dönüp Ediz'e baktığımda bizi çatık kaşlarıyla izlediğini görünce tekrar Egemen'e dönüp sahil yolunda yavaş yavaş yürürken "İyi de bu şey demek." dedim. Cümlemi başını sallayıp "Seni seviyor demek." diyerek tamamladığında büyük bir kahkaha attım.
Egemen bana kaşlarını kaldırmış bir şekilde bakarken gülmeme bir son verip "İyi de, bu imkansız." dedim. Omuz silkerek "Git ve öğren." dediğinde tam ne demek istediğini soracaktım ki beni orada öylece bırakıp arkamızdan yürüyen diğerlerinin yanına gitti. Olduğum yerde öylece yürürken yanıma biri yaklaşınca başımı kaldırıp gelen kişiye baktım. Yavaş adımlarla taşlı yolda yürürken yanıma gelen Ediz kaşları çatık bir şekilde "Keyfin yerinde ha?" diye sorunca dikkatle yüzünü inceledim.
Kaşları çatıktı ve yüzünde rahatsız olduğunu belli eden bir ifade vardı. Asıl soru ise neyden rahatsız olduğuydu.
Merakla "Sinirli gibisin." dediğimde çatık kaşlarıyla birden bana dönüp "Öyle miyim?" diye sorunca şaşkınlıkla "Neden sinirlisin ki bu kadar?" diye sordum. Bir şey demeden öylece çatık kaşlarıyla bana bakıp önüne döndüğünde aklıma Egemen'in dedikleri geldi. Haklı olabilir miydi?
"O çocuktan hoşlanmıyorum."
Ona şaşkınlıkla bakıp "Egemenden mi?" diye sorunca bana dönmeden başını salladı. "Ama neden? Çok iyi bir çocuktur. Kendimi bildim bileli yanımda olan tek kişi o." dediğime bana sinirle bakıp "Sence de sana fazla yakın değil mi?" diye sordu. Omuz silkerek "O sadece benim arkadaşım Ediz." dedim. Derin bir nefes alıp "Sizi gördüm." deyince kaşlarımı çatarak ona bakmayı sürdürdüm. Bana dönüp garip bir ifadeyle "Dans ediyordunuz." dediğinde şaşkınla gözlerimi kırpıştırdım. Tam "O-" diye söze başladığımda Kerem ikimizin omuzlarına da kollarını sarıp "Neden ikiniz de surat asıyorsunuz bakayım?" deyince Ediz onun kolunun altından çıktı ve "Surat astığım filan yok." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Novela JuvenilEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...