Bir pazartesi daha sizlerleyim millet. Bu gün buraya hep klişe şeyler yazdığımı fark ettim ama başka da ne yazabilirim ki? Neyse hadi bölüme geçelim de sizi sıkmayayım bari. Multide; sözleri çok uyumlu olmasa da melodisi çok güzel olan bir şarkı var. Açmanız gereken yeri söyleyeceğim.
İyi okumalar...Vücudum yavaş yavaş buz tutarken parmak uçlarımın bile soğuduğunu hissetmiştim. Kerem'in omzumdaki eli sıkılaşırken şu an beni annem ve babamdan en uzak yerde saklamak istediğini biliyordum. Bunu hissedebiliyordum.
Annem ve babam bize doğru ilerlerken Ediz ve Buket de bizimle aynı hizaya geldi ve Buket tam yanımda dururken dişlerinin arasından "Ne işleri var bunların burada?" diye sordu. Ben olduğu yerde sadece titremeyi seçerken Ediz sinirli bir sesle "Bilmiyorum." diye onu yanıtladı. Bu sırada onlar da yanımıza gelmişti. Babam tam karşımda durup "Selam prenses." dediğine ona cevap vermek için ses tellerime emir veriyor ama onlar bu emri reddetmekte ısrar ediyordu.
Kerem korumacı bir şekilde beni hafifçe arkasına çektikten sonra "Ne işiniz var sizin burada?" diye sorunca annem -sözde annem- ona dönerek "Sadece Melis'i özlediğimiz için geldik çocuklar. Sorun çıkarmak istemiyoruz." dedi. Buket söze girip "Onu özlemeye hakkınız mı var ki?" diye sorduğunda babam "Bizi sevmediğinizi biliyorum." deyince Ediz "Bilseydiniz, şu an burada olmazdınız." dedi. Annemin gözleri dolmaya başlarken "Sadece kızımızı görmek istiyoruz." dediğine içimden adeta çığlık attım.
Ben sizin kızınız değilim!
Kerem'i hafifçe yana itip Buket ve ikisinin arasından bir adım öne çıktığımda ikisinin de gözleri beni buldu. Annem dolu gözleriyle gülümseyerek "Kızım." diye mırıldandığında sabit tuttuğum ses tonumla "Buraya gelmemeliydiniz." dedim. Babam bana doğru bir adım atıp koluma uzanarak "Gel bir konuşalım." dediğine Buket hemen önüme geçip babamın kolunu ittirdi ve nefret dolu sesiyle "Kardeşime sakın bir daha dokunma." dedi. Babam ve annem onun sesinde sadece nefreti hissedebilirdi ama ben sadece bunun olmadığını biliyordum. Sesindeki korkuyu hissedebiliyordum. Beni tekrar götürürler diye korkuyordu. Hepimiz bunun bir daha geçrekleşmeyeceğini az çok bilsek de korkmadan edemiyorduk.
Babam sıkıntıyla nefes vermekle yetindiğinde arkadan elimi Buket'in omzuna koydum ve onun omzunun üstünden annem ve babama bakarak "Odaya geçelim." deyip arkamı dönerek geldiğimiz yolu geri yürümeye başladım. Onların da tek yaptığı beni takip etmekti. Ediz diğerlerinden daha hızlı bir şekilde yürüyüp yanıma geldikten sonra "Onlarla konuşmak zorunda değilsin." dediğine başımı kaldırarak ona baktım ve hafifçe gülümsedikten sonra "Biliyorum bay ukala. Yine de ne olursa onlara borçlu olduğum bir hayatım var. Beni onlar büyüttü." dedim.
Ediz beni anladığını belli edercesine bir süre sessiz kaldıktan sonra başını sallayınca hep beraber bizim kapının önüne gelmiştik. Cebimdeki anahtarla kapıyı açıp onlara kısa bir bakış atarak "Geçin." dediğimde hep beraber içeri girdik. En son içeri geçip kapıyı kapatan ben olduğumda annem ve babam benim yatağıma yönelince aklıma gelen şeyle gözlerim büyüdü.
Ediz'le resimlerimiz yatağımın üstündeydi!
Ben orada öylece donup kalırken annem ve babam resimleri çoktan fark etmişti. Babam çatık kaşlarıyla resimlere uzanıp sinirle "Bunlar ne?" diye sorunca korkuyla Ediz'e baktım. O da bana bir tepki vermemi bekliyormuş gibi bakıyordu. Babam sinirle bana dönerek elindeki üçlü fotoğrafı Ediz'e doğru atıp "Bu ne lan?!" diye sordu. Annemin elinde ise saçma sapan verdiğimiz pozlar olan fotoğraflar vardı.
Ediz hiçbir tepki vermeden eğilerek yerdeki üçlü resmi aldı ve bir hasar olup olmadığını kontrol ettikten sonra babama dönüp "Nasıl bir açıklama yapmamı bekliyorsun?" diye sordu. Sesi o kadar soğuk ve keskindi ki babam bile bir an olsun ciddiyetini bozup ona şaşkınlıkla bakmıştı. Sert bir ifadeyle bana dönüp "Melis sen ne yaptın?" diye sorduğunda birden kaşlarım çatıldı. Ne yapmıştım ki ben? Sadece Ediz'i sevmiş ve mutlu olmuştum. Uzun zamandan sonra ilk defa mutlu olmuştum ve onlar bunun için bana suçluymuşum gibi mi davranacaklardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Teen FictionEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...