Herkesin beklediği o bölüm geldii! Sizi bu sefer baya heyecanla beklettim sanırım o yüzden hiç oyalanmadan bölüme geçelim.
İyi okumalar canlarım...Yetimhanenin basamaklarını çıkarken kalbim deli gibi atıyor, içimde anlatılamayacak kadar büyük bir korku her geçen saniye sanki beni öldürüyordu. İçeri girip bisikletlerimizi bıraktıktan sonra odamıza gidip istemeye istemeye üstümü değiştirdim. Bahçede oturmaya karar verdiğimiz için tekrar hep beraber koridora çıktığımızda Buket koluma girip dolu gözleriyle "Melis, seni gerçekten de buradan almayacaklar değil mi?" diye sorunca ben de dolmuş gözlerimle başımı iki yana salladım ve "Bilmiyorum ki, babamın sesi çok ciddi geliyordu." dedim. Kerem beni kolunun altına çekip "Olmaz öyle şey, izin vermeyiz." dediğinde başımı kaldırıp ona baktım ve "Bize fikrimizi soracaklarını sanmıyorum Kerem." dedim.
Kerem'in de birden gözleri dolunca hızla başını çevirdi ve Ediz'e bakarak "Abi bir şey söylesene sen de, vermeyiz değil mi Melis'i?" diye sordu. Ediz'in donuk gözlerinin bana dönmesiyle gözlerimiz kesişirken bir süre sessizce bana baktı ve "Sen istemediğin sürece seni benden kimse uzaklaştırmaz pantercik." dedi. Koridorun ortasına durmuş öylece konuşurken Kerem'in kolunun altından çıktım ve hızla gidip Ediz'e sarıldım. Kollarımı sıkıca beline dolayıp başımı da göğsüne gömdüğümde o da hafifçe eğildi ve kollarını sıkıcı omuzlarıma sardı.
"Ben sizden ayrılmak istemiyorum bay ukala. Lütfen, lütfen onları ikna edelim."
Ediz'in kolları sıkılaşırken etrafımıza iki çift kol daha dolandığında sevgili bay ukalam her zaman olduğu gibi "İki dakika duramadınız değil mi? İlla şöyle çocuksu bir şey yapacağız." diye isyan etti. Biz üçümüz buna gülerken telefonumdan mesaj sesi gelince birbirimizden uzaklaştık ve ben titreyen ellerimle gelen mesaja baktım.
Kimden: BABAM
Aşağıdayız, eşyalarını al ve gel.Kokuyla başımı kaldırıp bizimkilere bakarak "Gelmişler." dediğimde Kerem ve Buket'in gözlerinden büyük bir telaş geçti. Edizse daha soğuk kanlı bir tavırla uzanarak elini sıkıca elime kenetledi ve gözlerimin içine bakarak "O zaman gidip seni onlara vermeyeceğimizi gösterelim." dedi. Yüzümde hafif bir tebessüm oluşurken kalbim elime kenetli olan eli sebebiyle yine normal hızından farklı atıyordu.
Ona bakarak derin bir nefes alıp başımı salladığımda hafifçe tebessüm edip o da başını salladı ve tuttuğu elimden beni çekerek kolunu omzuma attı. Kerem de Buket'i kolunun altına çektiğinde hep beraber odamızın bulunduğu koridordan aşağıya inmeye başladık. Kapıya her yaklaştığımda kalp atışım panikle daha da hızlanırken tam zemin kata geldiğimizde bizimkiler Burcu ablayla beraber odadan çıkınca korkuyla bedenim buz kesti.
Babam bizi görmesiyle Ediz'e öldürücü bakışlarını atıp soğuk bir sesle "Eşyaların nerede?" dediğinde derin bir nefes aldım ve bütün cesaretimi toplayarak "Sizinle gelmiyorum baba." dedim. Babamın öldürücü bakışları bu sefer de bana döndüğünde dişlerini öfkeyle sıktı ve "Eve gidiyoruz Melis. Tamam eşyalarını alma, ben sonra toparlamaya gelirim." diyerek bize doğru yöneldi. Onun bana yaklaşmasıyla Ediz'in kolunun altından çıkıp korkuyla geri doğru bir adım attım ve arkada duran Burcu ablaya bakıp yardım istercesine "Burcu abla?" diye fısıldadım.
Burcu abla üzgün bir şekilde başını sallayarak "Özür dilerim tatlım." dediğinde tam babam bize yaklaşmıştı ki birden önümde bir bariyer oluştu. Kerem, Buket ve Ediz birden önüme geçerken ve benim görüş alanım kapanırken kulaklarıma Kerem'in nadir duyduğum ciddi sesi doldu.
"O istemediği sürece kardeşimizi hiçbir yere götüremezsiniz."
İçim adeta korkuyla titrerken annem arayı yumuşatmak için "Çocuklar bırakın da gidelim. Siz yine istediğiniz zaman Melis'i görebileceksiniz zaten. Neden bu kadar ısrar ediyorsunuz?" diye konuştuğunda da Buket "O şu an ait olduğu yerde zaten!" diye çıkıştı. Babam sinirle "Yetimhane mi?! Ait olduğu yer sizce burası mı?!" diyerek sesini yükselttiğinde söze bu kez de "Bunu, onu buraya bırakmadan önce düşünecektiniz." diyerek Ediz girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YETİMHANE 3
Fiksi RemajaEllerimi, sanki içinde bir şey saklıyormuşum gibi tuttuktan sonra gözlerimi kapattım ve kısa bir süre sonra tekrar aralayıp ellerimi açarak göğe doğru üfledim. Ediz meraklı bir sesle "Ne yapıyorsun?" diye sorduğunda gülümseyerek yıldızlara bakıp ar...