Bölüm 31

3.5K 175 101
                                    

Ben geldim milllet! Evet size iki hafta demiştim ama bu hafta çok ödevim olmadığı için ve 1 Nisan da tatil olduğu için bölümü yetiştirebildim. Yine de önümüzdeki hafta sınavlarım devam ediyor, bu yüzden cuma yeni bölüme söz vermiyorum ama bir şeyler yapmaya çalışacağım. Şimdi hadi hemen bölüme geçelim. Multide; kızıl kafa Yeliz var.
İyi okumalar...

Egemen'le gülüşerek sınıfa girdiğimizde tek başına sırasında oturan Ediz'i görünce adımlarımı yavaşlattım. Gözüm Egemen'le oturduğum sıra ve onun sırası arasında gidip gelirken omzumda hissettiğim elle Egemen'e döndüm. Bana samimi gözlerle bakıp "Bir hafta yeterince fazla bir süre Melis." dediğinde derin bir nefes alarak defterinin sayfalarına bir şeyler karalayan Ediz'e baktım.

Ediz'le bir haftadır adam akıllı hiç konuşmamıştık, okul dışında doğru dürüst yüzünü bile görmemiştim ve yalana gerek yok, onu deli gibi özlemiştim. Sıcaklığını, gülüşünü, kokusunu çok özlemiştim.

Hafif bir tebessümle Egemen'e dönerek "Sanırım bu gün kendine başka bir sıra arkadaşı bulman gerekecek." dediğimde genişçe gülümsedi ve bir şey demeden saçlarımı karıştırıp sırasına yöneldi. Onun gitmesiyle ben de derin bir nefes aldım ve saçlarımı düzeltip yavaş adımlarla Ediz'in yanına ilerlemeye başladım. Ona doğru attığım her adımda kalbim biraz daha hızlanırken artık tam yanına geldiğimde bu günkü voleybol takımı, kaptan seçmelerine katılamayacağımı düşünüyordum.

Ediz büyük ihtimal hemen yanındaki kendi sırama geldiğimi düşünmüş olacak ki çizdiği şeyden başını bile kaldırmazken tek omzuma asılı çantamı çıkartarak titreyen ellerimle onu Ediz'in hemen yanına bırakıp o başını kaldırıp bana bakarken hiçbir şey demeden yanına oturdum. Öylece durmuş önüme bakarken şaşkın bir sesle "Melis?" diye sorarcasına konuştuğunda derin ve titrek bir nefes alıp ona döndüm ve karalama bir şekilde bir şeyler çizdiği ders defterine bakarak "Neden çizim defterine çizmiyorsun?" diye sordum.

Kalbim deli gibi atarken yavaş bir şekilde gözlerimi kaldırıp kahverengilerine baktım ve size yemin ederim göz göze gelmemizle gözlerinde mükemmel bir parıltı gördüm. Bana bir süre şaşkın şakın baktıktan sonra hemen boğazını temizleyerek oturduğu yerde hafifçe dikleşti ve önündeki deftere kısa bir bakış atıp "Defterim bitti." dedi. Onun bu halime istemsizce gülümsemek istesem de kendimi tuttum ve başımı sallayarak "Sana yeni bir defter alırız." dedim.

Bana geniş bir gülümsemeyle bakıp "Sen alırsın, güzel defterler bulan sensin." dediğinde gözüm gülümseyişinde takılı kaldı. Bakışlarım yüzündeki gülümsemenin sırıtışa dönmesine sebep olurken nazik Ediz'den ukala Ediz'e dönmeye başladığını fark etmiştim. Tam önüme dönecekken arkamdan "Hadi canım!" diyen Buket'in şaşkın sesi gelince ona döndüm. Kaşlarımı kaldırıp ona ve Kerem'e bakarak "Siz ne zaman geldiniz?" diye sorduğumda Kerem bize şaşkın şaşkın bakıp eliyle ikimizi de gösterdi ve "Siz yan yana mı oturuyorsunuz yoksa ben hayal falan mı görüyorum?" diye sordu.

Ediz iki elini de havaya kaldırıp "Valla ben sizden çok şaşırdım." dediğinde ona yandan kötü bir bakış atıp "Birazdan pişman olup kalkacağım zaten." dedim. Ediz'in gözlerinden gerçek anlamda ufak bir telaş geçerken bunu saklayıp çocuksu bir tatlılıkla ağzına fermuar çekince gülerek başımı eğdim. Bu sefer de Buket araya girip "Ha sen baya baya isteyerek oturdun buraya." dediğinde göz devirerek "Neden bundan kötü bir şeymiş gibi bahsediyorsunuz? Oturdum işte. Benim sıram her zaman burasıydı. Sadece gelmem biraz zaman aldı." dedim. Kerem omuz silkerek "Sadece şaşırdık sarışın. Olanlardan sonra bir daha toparlayamayacağınızı sanmıştık." dediğinde -ona her şeyi baştan sona anlatmıştım- Ediz ciddi bir sesle araya girip "Neyse ne, Melis haklı. Onun yeri her zaman burasıydı." dedikten sonra bana dönünce ona çekingen bir şekilde baktım.

YETİMHANE 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin