Bölüm 42

3.3K 168 49
                                    

Eveet, geldi yine yeni bir hafta. Neler yapıyorsunuz millet? Tutanlar için oruç nasıl gidiyor? Umarım zorlanmıyorsunzudur. Hadi bu gün sizin biraz kafanızı dağıtalım ve çok fazla beklemeden bölüme geçelim. Multiyi bu bölüm boş geçiyorum.
İyi okumalar küçük panterciklerim....

Buket gülerek "Ediz'in hiç yaramaz bir çocuk olacağını düşünmemiştim." dediğinde Yiğit keyifle sırıttı ve "Her zaman böyle cool biri değildi beyimiz." diye konuştu.

Yemeklerimizi yemiş, hep beraber bahçede oturuyorduk. Neşe abla üstünü değiştirmek için yukarı çıkmıştı ama arkamdan gelen kapı sesine bakılırsa çoktan hazırdı.

"Ben gidiyorum çocuklar. Akşama görüşürüz."

Buket'le birbirimize kısa bir bakış attıktan sonra lafa girerek "Neşe abla biz eve gidelim, Ediz evinde kalsın isterse ama biz gidelim." dedim. Neşe ablanın kaşları hızla çatılırken bize doğru parmağını salladı ve "Hepiniz bu akşam burada kalıyorsunuz. Hem yarın hafta sonu aceleniz ne? Benim şimdi çıkmam lazım, eğer giderseniz gelir sizi geri alırım." diyerek arkasını dönüp bahçeden çıktı.

Ben onun arkasından şaşkınlıkla bakarken Kerem oturduğumuz bambu koltukta başını geri doğru yasladı ve sanki çok mantıklı bir şey yapıyormuş gibi ciddiyetle "Allah'ım, why me ya why me?" diye sordu. Onun bu haline gülsem mi yoksa kendi halimize iç mi çeksem diye düşünürken Yiğit "Ne yakınıyorsunuz oğlum? Ben zaten pazar akşamı döneceğim, biraz vakit geçirmiş oluruz." deyince ona dönerek kaşlarımı kaldırdım ve "Bu kadar erken mi gidiyorsun?" diye sordum. Yiğit başını sallayarak "Benim de devam etmem gereken bir üniversitem var." derken Egemen oturduğu yerden kalkınca hepimiz on döndük.

Bize bakarak "E madem siz kalıcısınız, ben kaçar." dediğinde Ediz "Annem hepimiz için konuştu." diyerek onun kalmasını belirtti. Egemen gülümseyerek başını sallayıp "Ben hiç kalabalık yapmayayım." dediğinde Ediz ona kaşlarını kaldırarak baktı ve "Kalırsa kalabalık yapmazsın ama seni çok zorlamayacağım, şahsen ben bile burada kalmak istemiyorum." dedi. Egemen sırıtarak ona baktıktan sonra Kerem ve Buket'e de kısa bir bakış attı ve "Okulda görüşürüz millet." dedi. Ardından Yiğit'e döndü ve onunla el sıkışırken "Tanıştığıma memnun oldum." diye ekledi. Yiğit dostça onun elini sıkıp "Ben de." derken onu uğurlamak için ayağa kalktım.

Egemen bana dönerken gülümseyerek ona sarıldım ve "Dikkatli git, çok hız yapma." dedim. Bana sarılıp sırtımı sıvazladıktan sonra saçlarımın arasına o mükemmel abi öpücüğünü kondurdu ve geri çekilerek "Kötü bir şey olursa ara, hemen gelirim." dedi. Gülümseyerek başımı olumlu anlamda salladığımda hepimize son kez asker selamı -iki parmak olanı- verip aramızdan ayrıldı. Ben yerime otururken Yiğit bana bakarak "Sormaya fırsatım olmadı. Kardeşin ya da abin falan mı?" diye sorunca gülümseyerek "Çocukluk arkadaşım." diye cevap verdim.

Egemen'in motoru çalıştıktan bir süre sonra uzaklaşırken Yiğit bana kaşlarını kaldırarak baktı ve "Sizi beklerken baya telaşlıydı, kardeşin falan sanmıştım." dedi. Omzu silkerek "Beraber büyüdük, kan bağı bakımından kardeş olmasak da kardeş gibiyizdir. Sonuçta aile olmak kan bağı gerektirmez." dediğimde sırıtıp "Winchester sözü." deyince Ediz göz devirerek "Yine mi şu saçma dizi?" diye söylendi.

Kaşlarım çatılırken bacağımla bacağına vurdum ve "Sensin saçma." diyerek Supernatural aşkımı savundum. Buket gülerek "Bir gün şu diziye laf ettiğin için Melis seni öldürecek Ediz." dediğinde Ediz sırıtarak "Gördük bugün ölsem ne olacağını." diye yersiz bir espri yapınca birden ona buz kesen bakışlarımla baktım. Kerem hafif sinirli sesiyle "Ya sabır." diye söylenirken ona kötü kötü bakıp "Komik mi?" diye sordum. Düşünürcesine gözlerini kısıp "Yersiz oldu sanırım." dediğinde Buket "Ha şunu bileydin." dedi.

YETİMHANE 3Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin