ADINI SEN KOY

20.4K 590 528
                                    

"Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim!"

Direksiyonu sakinliğini bozmadan çevirdi. Eve varmak üzerelerdi ve Muhammet, son yıllarda hiç almadığı ciddi kararlar almanın eşiğindeydi.

"Hiçbir zaman!"

Kardeşi Umut on yedi yaşındaydı. Babaları o sekiz yaşındayken vefat ettiğinde Muhammet'in olduğu yaşta yani. Deli dolu, isyankâr ve savrulmaya müsait. Fakat onun böyle bir lüksü olmamıştı hiç. Ölümün ardından tüm sorumluluk omuzlarına binmişti. İki amca bir de halası vardı. Halası Atatürk gibi kadındı. Neyse ki öyleydi çünkü ezik annesi, iki çakal amcası ile  tek başına mücadele edemezdi.

Babası öldüğünde alacaklılarla dolu bir çevre miras bırakmış olsa da bunları karşılayacak servete de sahip kılmıştı. İlk yıllar halası ve eniştesinin de yardımıyla onlardan kurtulmuş, bu arada üniversite de okumuştu. Yarım yamalak bir ruh hâliyle anca ziraat mühendisi olabilmişti.

Anca olabildiği şeyin ise aslında zaten istediği ve seveceği meslek olduğunu çok sonra anlamıştı.

Doğayı seviyordu Muhammet. Onun verdiklerini, onu şekillendirmeyi, ondan faydalanmayı... Karşılıksız bir durum değildi bu. Toprak, gördüğü ilgiyle doğru orantılı açardı bağrını. Muhammet de öyleydi, emeğe saygılı ve kayıtsız kalamayandı.

Evlerinin önünde durduğunda Umut hızla indi arabadan. Kapıyı kapatma zahmetine bile girmemişti. O ise motoru durdurduktan sonra bir müddet bekledi. Karşısında duran eve odaklandı. Annesine hediye ettiği... Benzer bahçeli evlerin konumlandırıldığı nezih bir sokaktı burası. Yeşillikler içinde ve eser miktarda huzur saçan sakin bir mahalle... Hak ettiğinden çok azı ama elinden geldiği kadar işte.

Muhammet onlarla takılmazdı pek. Şehir merkezinde bir dairesi vardı. Ofislerin bulunduğu bir binanın son iki katı, bekarlar için 1+1 lüks daireler olarak tasarlanmıştı. Onlardan birine sahip olması gerektiğini, hızlı bir cinsel yaşama adım attığında anlamıştı.

Muhammet'in yürek yakan bir tipi yoktu. Vasatın az üstünde bir yüze sahip olduğunu kabullenince kadınları asıl cezbeden iki şeye yönelmekte beis görmemişti: kabarık bir cüzdan ile şişirilmiş kaslar. Sonuçta evrim, hayatta kalmak için gerekli şartlara uyum sağlayanları desteklerdi. O da hızla evrimleşmişti.

"Lanet olsun!" diye fısıldadı. Öfkeliydi. Hem Umut'a hem kendine... Kardeşi onun gibi değildi. Boyları birbirine yakın olmasına rağmen ergenliğinden beri çelimsizdi Umut. İnce uzun, hatta zarif denebilecek bir yapısı vardı. Daha çok kadınsı...

Midesinin bulandığını hissetti. Gözünde canlandırmak zorunda kaldığı görüntüler dayanılmazdı. Günler önce annesinin telefondaki boğuk sesiyle başlamıştı kabus. Umut duştayken tesadüfen telefonuna bakmış ve o fotoğrafları görmüştü: çıplak erkek bedenleri... Zaten oldu olası "kibar" yetiştirmekle itham edildiği küçük oğlunun sahiden de bu yola kaymış olabilme ihtimali kadını çıldırtmıştı. Zaman kaybetmeden Muhammet'i arayıp gördüklerini anlatınca bile sakinleşememişti.

Muhammet ve ailesi muhafazakâr bir yapıya sahiplerdi. Her ne kadar gönlünce yaşadığını söylese de bir noktada mutlaka gizlemek zorunda kaldığı bir yaşantıya sahipti. Muhammet'in bekar hayatı bile yeterince sindirilememişken Umut'un böyle bir sapkınlıkla nam salması onları yıkıma sürüklerdi.

Bu asla olmayacaktı! Meseleyi çözmek adına önce Umut'la sakin sakin konuşmuş, bunu korumayı başaramayınca da şiddete başvurmuştu. Kardeşine ilk vuruşu değildi maalesef. Fakat ilk kez canını yakmıştı, bunu iliklerinde hissetmişti. Ardından yakın komşu şehirdeki özel bir hastanenin psikiyatri servisine götürmüştü. Muhammet'e göre eş cinsellik bir hastalıktı ve acilen tedavi edilmezse kardeşini kaybedebilirdi.

Palindrom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin