Ödüm Kopuyor

2.8K 266 75
                                    

Kıvrımlı bir yapısı vardı. Kabuklanmaya yüz tutmuş yaralarından ilki dudağının kenarındaydı. Dokunduğu yerdeki sert kıvrımın dokusu ise onu rahatlatıyordu. Tarifi zor bir rahatlamaydı bu.

Hak etmişti. İnkar edemezdi.

Dayandığı büyük camdan ayırdı omzunu. Birazdan uçağa binecek ve saatler sonra yeni bir hayata adım atacaktı. Düşünmek için, eşek sudan gelinceye kadar dayak yemesi gerektiği aklına gelmezdi. Yunus'la bu konuda uzun uzun konuştukları gün geldi aklına. Acaba Derya da mazoşist miydi? Yunus'a göre bir miktar barındırıyordu.

Yunus... Esaslı bir dost. Onun sayesinde öğrendiği gerçekler gözlerindeki perdeyi kaldırmıştı.

Yaklaşık üç hafta önce onu çağırmış ve Muhammet'in yapmak istediklerinden bahsetmişti.

Muhammet... Acılı bir aşık... Başka kim, kandırıldığını bahane ederek böyle bir intikama girişirdi ki?

Aşk... Hastalıklı bir duygu... Hastalıklı ama bir o kadar güzel. Doğurduğu ucube dahi olsa çok seven anneler gibiydi aşk. Her şeyiyle ve olabilecekleriyle kucaklanırdı.

Derya da Muhammet'i hafife almanın ne denli büyük bir hata olduğunu anlamanın karıyla çıktı bu badireden. Kimseyi ama kimseyi peşin hükümle yargılamamalıydı. Hatası bu olmuştu.

Muhammet Yunus'la iletişime geçip ondan, açacağı davada bilirkişi olmasını istemişti. Kardeşini intihara sürüklemek, en azından bunu bildiği halde engel olamamakla suçlayacaktı Derya'yı. Makul ama işe yaramayacak bir plan. En azından prosedürde işler sandığı gibi yürümeyecekti. Yine de bir avukattan yardım aldığı kesindi. Akıllıca bir hareket... Muhammet'ten beklenmeyecek kadar hem de.

Planın ikinci kısmı ise Muhammet'in kendine sakladığıydı. Yunus'tan edindiği bilgilerle Gabby'ye, daha doğrusu kocasına, ulaşmış ve Derya'ya afili bir ders verdirmek istemişti. Bunu düşünüp bir de uygulamaya soktuğu için şaşkınlığı kadar hayranlığı da ikiye katlanmıştı Derya'nın. Kusursuz bir intikam planıydı. Sevdiğine yakışır cinsten, zeka ve tutku barındırmaktaydı.

Daha (güya) Gabby'den gelen mesajı okuduğu ilk satırda anlamıştı dalgayı. Yani Yunus onu, öteki plandan haberdar etmese bile bir şeylerin yanlış olduğu gün gibi ortadaydı. Gabby bunu yapmazdı. Görüştükleri dönemde bile yazılı hiçbir iletişime girmemeye özen gösteren kadın, böyle önemli bir konuda aramak yerine, kışkırtıcı sözlerle süslü bir davetiye yollamazdı.

Muhammet'in canı yanıyordu. Derya'nın ona, o olduğu için değil de kardeşinin güdümünde bir intikam timi görünümünde yanaştığını anlamıştı. Lakin anlamadığı, daha doğrusu yanlış anladığı, ona bunu Umut'un yaptırdığı sanrısıydı.

Umut... Adından münezzeh bir altyapısı vardı kişiliğinin. Aşağılık kompleksinden muzdaripti ve karşılaştığı tüm insanlar da tuzu ve biberi olmuştu bu belanın.

Baba figürünün eksikliği onu çok fena yaralamıştı. Onun derdi sahip olmak istedikleri için doğru mücadeleyi verememekti yani. Yol bulayım derken de kendinden uzaklaşmıştı. Kronik kayıp ruhtu. Elinden tutulmasına ihtiyacı vardı. Tutulacak, ayağa kaldırılacak ve ne hali varsa görecekti. Tek çözüm buydu.

Arkadaş ortamında sönük, okulda sinik, ailede silik ve kendi dünyasında soytarıdan ibaretti. Sırf kızın gözünü boyayıp farklı biri olduğunu ispat etmek adına onun gibi biseksüel olduğunu söylemişti, ki başına gelen belalar da bu yüzden vuku bulmuştu. Haber arkadaş ortamında kısa sürede yayılmış ve zaten pek saygın olmayan kişiliği, geçilen dalgalar ile yara üstüne yara almıştı. Telefonuna durmaksızın gönderilen pornografik fotoğraf ve videolar da bunun eseriydi. Olmadığı bir şey için sürekli taciz edilmişti.

Peki buna değmiş miydi? Tabii ki hayır. Lorin denen kız önce ona yanaşmış ve ağzına bir parça bal çalmıştı fakat Derya bu ilişkinin bir balondan ibaret olduğunu biliyordu. Gençlerin dünyası çok acımasızdı ve kızın Umut'u harcaması da bir milisaniye sürmüştü.

Ona bileklerini kestiren dinamik de tam olarak buydu. Aile, arkadaş ve gönül dünyası... Aynı anda her yerden darbe almıştı ve zaten pamuk ipliğine bağlı hayat enerjisi, son bir ilgi hezeyanı ile zirveye oynamıştı.

Hayat bu kadardı işte. Her şeye sahip olduğunu sananlar için vazgeçmesi çok zorken, hiçbir şeye sahip veya kimseye ait olmadığını düşünen bünyeler için en ufak rüzgarda kopup giden bağdı.

Bu mesleği sevme nedeniydi, insanların göremediklerini görüp de gösterme hevesi.

Muhammet'i sevme nedeni ise bambaşkaydı. Bunu, döndüğünde yüzüne karşı söyleyecekti. Bu kez anlayacağından emin olarak hem de... Çünkü ikisi de geçmemeleri gereken o güven eşiğini, ışık hızıyla ve gözlerini karartarak geçmişlerdi. Hız öldürüyordu. Bir kere daha teyit etmişlerdi.

Elini tekrar dudağındaki yaraya götürdü. Neyse ki burnu zarar görmemişti. Adamlar doğrudan kaburgaya çalışmış, haşadını çıkarmışlardı. Koca dehşeti dedikleri bu olsa gerekti. Adam elini sürmeden Derya'yı dümdüz etmişti.

İstemsiz bir kahkaha peydah oldu aniden. Kendini durduramadığı için de salıverdi dışarı. Salonda bekleyen diğer yolcular ona dönüp bakarken de kesemedi bunu. İyice kafayı sıyırdığının resmiydi. Marangozun kapısı olmadığı gibi, kerestelerini de ateşe vermişti. Hayırlı olsundu. Bu dayak, kesinlikle cennetten çıkmaydı.

...

Uçak havalandıktan kısa bir süre sonra huzurlu bir uykuya bıraktı kendini. Uzunca bir süre bu ülkeye ayak basmayacaktı, belki bir daha hiç... Derya için önemli bir devir, arkasında tek bir soru işareti ve ukde bırakmadan kapanmıştı. Evren ona, önüne rahat rahat bakması için beyaz bir sayfa şansı vermişken elinden kaçırmayacaktı.

Aklına takılan tek şey Muhammet'in hislerinin konum bilgisiydi. Bıraktığı yerde sayıyor muydu yoksa ilerleme kaydetmiş miydi? İlerleme her zaman gelişmeye işaret etmediği için korkuyordu.

Korku... İnsanı hayatta tutmaya yaradığı gibi, yaşayamadıklarının da müsebbibiydi.

Şu an tek istediği, Muhammet'in intikam hırsının kaynağındakine ulaşabilmekti. Yoksa onca zaman ve yediği yağlı dayak boşa gidecekti. İşte o vakit Derya'nın da bir Derya'ya ihtiyacı olacaktı çünkü...

Çünkü aşk sebepsizdi. İnsanı böyle hizaya sokandı. Acıdan bile zevk aldırır, bittiğinde asla mutlu son yazmazdı.

Palindrom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin