HUZURUM KALMADI

2.5K 252 100
                                    

"Üç hafta boyunca beş dakika boşluğun kalmadı Derya Abi."

Kapının girişine yerleştirdikleri yüksekçe masanın üstüne kollarını dayamış, önündeki broşürleri okuyordu. Hacer'in bıkkın tavrı onu gülümsetti. İnsanlar böyleydi. İş yokken bulmak için çırpınırlardı. Başladıklarında hevesli olur kanları kaynardı. Bir süre sonra ona sonsuza dek sahip olacakmışçasına tamah eder, burun kıvırırlardı. Ellerindekini kaybettiklerinde ise döngü başa sarardı.

"Tatil ve bayramın etkisi."

Sesi yorgun çıkmıştı. Kendini tanıyordu, bu durum normal değildi. Muhammet'e ulaşamadığı günden beri bir donukluk vardı üzerinde, kabul etmeliydi.

"Ne alakası var?"

Gözlerini broşürden uzaklaştırıp Hacer'e dikti. Kız zaten büyük bir merakla onu izliyordu. İşe başladığı günden beri ona ne anlatsa böyle ilgiyle dinlerdi. Bakmakla kasap olunsa eline satır alıp satışa geçecek kediydi kendisi.

"Sıcağın insan üzerindeki etkisi biliniyor. Hassas bünyeye sahip kişilerde tetikleyici bir etkisi var. Buna tatilin karmaşası ve bayramın zorunlu ritüelleri eklenince çoğu, kendini bir çıkmazda hissediyor."

"Ne yani deliye her gün bayram derken doğru mu söylemiş atalarımız?"

Derya zorla da olsa gülümsemesini genişletti. Bedenini yasladığı platformdan ayırıp odasına doğru yürümeye başladı.

"Üzgünüm Hacer. İkimiz de deli olmamıza rağmen çalışmak zorundayız. Bayram tatili bitti."

Hacer'in kahkahası arkasından gelirken o da yürümeye devam etti. Çalışmak iyi gelecekti, yoksa şimdi oturup Muhammet'i, içine neden girdiğini anlayamadığı kabuktan nasıl çıkaracağını düşünecekti. Bir fikri vardı elbet ama artık yorulmuştu. Her huzurlu günün ardından kancasının tatsız hezeyanları onu bezdirmişti.

Odasının kapısından girmek üzereyken dış kapının çaldığını duydu. İlk randevusu gelmişti işte. Bireysel sorunlardan kurtulma vakti...

Yerine oturup gelecek kişiyi beklemek üzere odaya iyice girmişti ki Hacer'in olağandan farklı çıkan sesini işitti. Tedirgin ve kesik kesik...

"Önce beklemelisiniz. Derya Bey ile konuşmam gerek."

"Siz kenarda durun hanımefendi."

Ne olduğunu anlamak için geri dönüp odadan çıkmayı amaçlamıştı ki koridoru dolduran üç, polis yelekli elemanı gördü. Onlar Derya'ya doğru seri hareketlerle ilerlerken arkalarındaki teknik elemanı da fark etti. Teknik olduğuna emindi çünkü elinde bir alet çantası ile duran sivil giyimli bir kişiydi.

"Derya DENİZ?"

"Evet, benim."

Amir olduğu tavırlarından dahi belli olan sakallı polis, diğerlerinin önüne geçerek durdu.

"Başsavcımızın talimatı var. Büronuz aranacak."

Derya neler olup bittiğini anlamakta gecikmemişti ama yine de ihtimal vermekle yaşamak arasında fark vardı. Polisin uzattığı kağıdı almadan onay verdi.

"Tabii ki."

Vücudunu kenarda tutup karşısındaki ekibin geçmesine müsaade ederek işbirliği yapacağına yönelik bir tavır sergiledi. Gerginlik istemediğini göstermiş olacaktı böylece. Neler olduğunu anlayana kadar doğru tavır buydu.

Teknik eleman ve bir polis odaya girip sağı solu incelemeye başlarken amir yerinden kıpırdamamıştı.

"Savcımız ifadenize de başvuracak."

Palindrom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin