Oyuncak Gibi

4.1K 329 75
                                    

"Al şunu iç."

Muhammet annesinin, soğuk hastane sandalyesindeki hâlini gördükçe kahroluyordu.

Her şey onun yüzünden olmuştu. Kendini asla affetmeyecekti!

Dayısının varlığı ilk defa işe yaramıştı. Şu an Muhammet'in yapamadığı işlerle ilgileniyordu en azından.

Kahrolası inadı! Kahrolası ibne nefreti! Kahrolası müdahaleciliği!

Umut o odadan sağ çıkarsa bambaşka bir adam olacaktı Muhammet, şu an bu uğurda söz ve yeminler dizmekteydi. Yerine getirmek için her şeyi verirdi.

Annesi eline tutuşturulmaya çalışılan kahve bardağını reddetmek niyetindeyken:

"Anne!"

Bu uyarının onu kendine getireceğini ummuştu ama elde ettiği tek şey annesinin öfke dolu bakışları oldu. Susuyordu. Sussa bile anlatıyordu ama.

'Senin yüzünden' diyordu gözleri... Senin yüzünden oğlum canına kıymaya kalktı!

Bu bakışları hak etmişti hak etmesine ama şu an teslim olsa ailesi dağılırdı. Yaslandığı duvardan ayrılıp annesinin yanına gitti. Kadının dağılmış saçlarını düzeltip kafasını kolları arasında tuttu. Hiçbir tepki vermeyen bedenin ona ihtiyacı olduğunu biliyordu. Karşılık beklemeden sarıldı, birlikten kuvvet doğardı.

Umut bir klasiği seçmişti. Sağ bileğini kesmiş ve ölmeyi istemişti. Neyse ki sol elinin bileğini kesmeye ne cesareti ne gücü kalmıştı da annesi onun iniltilerini duyunca müdahale edebilmişti. Muhammet'e ise ilk anda ilaç içtiğini söyleyip hastaneye öyle getirmişlerdi.

İnsanlar intihar ederdi. Bu ölüler diyarında bir külttü, sıkça önünde eğilirlerdi. Aslında çok da garip ya da anlaşılmaz bir davranış değildi. Canına kasteden bir durumla karşılaşınca koruma amaçlı öldürürdü insanlar, bu mantıklı sayılırdı da sorunları çözemediği için kendine kızanların aşırı tepkisi neden anlaşılmaz sayılsındı?

Mesele tam da burada düğümleniyordu. Muhammet bu işin 'çözümsüz' olmasına neden olan kişiydi. Oysa lanet olası bir hastalık ya da kahrolası bir virüs değildi bu. Sadece bir seçimdi. Kardeşi erkekleri sevmeyi seçmişti.

Annesini kollarının arasından ayırıp balkona çıkmak üzere ameliyathanenin bulunduğu koridorun sonuna ilerledi. Bu sırada görmeyi en son istediği fakat görmek için birçok nedeni olan Derya girdi görüntüye. Yanında, geçen günlerde Furkan'la oturdukları mekânda gördüğü Ömer vardı. Hayat tesadüfleri bu kadar sevmek zorunda mıydı? İbne diye dalga geçtiği kim varsa an itibarıyla onlara muhtaçtı.

Derya onu fark etmekte gecikmedi. Kavga ederken kendilerini bir anda burada bulmuş ve aynı acının etrafında birleşmeleri gerekmişti. Annesini sakinleştirme işini Derya üstlenmişti, yoksa kadın koridorda sürünmeye devam edecekti. Ömer ise kalp cerrahı olmasına rağmen ameliyata girmek istemiş ve omzunu sıkarak desteğini sunmuştu.

"Sorun yok, onu kurtaracağız." demişti.

Hayatında ilk defa tabularından uzaktaydı Muhammet. Onlar işine yaramıyordu çünkü. İhtiyacı olan şey, bir parça, hatta tam parça Umut'tu.

...

"Geçmiş olsun abi."

Hava iyice kararmış, geceye devrilmeye yüz tutmuştu. Saatlerdir aynı noktada duruyordu. Umut'un yerleştirildiği odanın önündeki bankta, sürgününün ilk günü...

Gelenler Şerif ve iki kızdı. Bayide çalışanların bir kısmı... Ötekiler de yarım saat önce gelip gitmişlerdi. Kara haberin tez yayıldığı, bir kere daha teyit edilmişti.

Palindrom Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin