Bu olmamalıydı! Derya bu kadar sakinken kendi, güya her şeyi tasarlayan kişi olarak bu kadar gergin olmamalıydı!
Görücüye çıkacak yurdum kızı gibi heyecan sarmıştı her yanını. Parmakları telefonda dolaşırken titriyor diye neredeyse koparıp atacaktı hepsini. Bedeni bu kadar hain olmamalıydı.
Gerçi kardeşi bile onu sırtından vurmuşken onlar mı sadık kalacaktı? Gönder tuşuna basarken kendi aptallığına küfretti. Tabii ki parmaklar da ihanet edecekti, sonuçta Derya kuzusu, insanı yokken bile titretirdi. Saçlarına güvercinler sıçası...
"Beraber gidelim. Benden önce gidip oturayım deme."
Adı gibi biliyordu ki Derya, arkadaş ortamı diye ayarladığı yere öncesinde gidip insanları Muhammet'e karşı hazırlayacaktı. Ama şunu hesaba katmıyordu. Muhammet buna dünden razıydı.
Kıyafetlerinin birçoğu anne evinde kaldığı için çıkıp yeni bir şeyler almak üzere bayiden ayrıldı. O günden beri gitmemişti eve ve gidebilecek gibi de durmuyordu. Oraya ancak intikamını aldıktan sonra dönebilirdi. Çünkü aptallığını anca böyle bir zaferle görünmez kılacaktı.
...
"Aslında tanıştınız."
Bunu söylerken telefonunda bir şeyler kurcalamaya devam eden Derya, Muhammet'in gözlerini ondan alamadığını göremiyordu bile.
Daha beş dakikadır oturdukları masaya öyle bir rahatlıkla yayılmıştı ki gören de evinin terasında güneşleniyor sanırdı.
"Kimmiş?"
Kim olduğu umurunda bile değildi. Şu an tek düşündüğü Derya'yı yatağa atmaktı. Çünkü öyle bir tişört ve koku ile yanında oturuyordu ki mantıklı düşünmek bir yana, kıçını koltuğa zor değdirmekteydi. İnsanın nefsine tecavüz ediyordu eşek sıpası.
"Ömer."
Göğsünün tam ortasındaki, göbeğe doğru kayan çıkıntıya kadar uzanan bir yakası vardı tişörtün. Dar olmamasına rağmen Derya'nın bedenini sarmıştı. Omuzlarına varmadan hemen önce biten yakası cennetin halka açılan kapısıydı.
Simsiyahtı. Altında ise az önce tuvaletten dönerken mekandaki tüm kadınların bakmasını sağlayan dar paçalı gri bir kot vardı. Tabii ki önden ve arkadan yırtıklarıyla... Her şeyi anlayabilirdi de bu yırtıklı çizikli kot olayına akıl erdiremiyordu. İnsan neden berduş görünmek için para öderdi ki? Saçmalıkların daniskası...
Derya'nın sağ baldırındaki kraterden anca ayırabildiği gözlerini kendi üzerine çevirdi. Yine klasikti. Hep klasik ve sıkıcı. Zaten bu yüzden hedef seçilmiş olmalıydı. Kardeşi ve Derya, sırf onlar gibi davranmadığı için cezalandırıyorlardı onu, olayın tek sebebi bu olmalıydı.
Sinirlerine hakim olamayıp sıktığı avucunun sızladığını hissetti. Keşke bu, Derya'nın onda açtığı yaradan daha çok acıtsaydı canını. O zaman oturup ağlayabilirdi. Can havliyle sesini bir parça yükseltip:
"Adı Ömer olan bin tane sikik var etrafımda." diye atarlandı.
Dikkatini verme sırası Derya'daydı. Gözlerini Muhammet'e dikti.
"Gerginsin."
"Değilim."
Uzun zamandır görmediği o sırıtış yine yüzündeydi Derya'nın. Hakkıydı tabii, sonuçta adam keklemek gurur kaynağıydı.
"Ömer de biseksüel. Rahat ol."
"Başka kim biseksüel ki?"
İkisi de o kadar şaşkın ve sessizdi ki ortamdaki saçma sessizliğin ne kadar saçma olduğunu tarif etmek bile saçmalıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Palindrom
General FictionEn uzun yol, başladığı yerde bitendir. Hikayenin kendi, zıddına eş değerdir.