Rachelle'nin gözleri kırmızı bir renkle parlıyordu ve sivri dişlerini gösterirken gülüyordu. Elini havaya kaldırdı ve parmakları uzun bıçaklara dönüştü. Katsu bunu gördüğü gibi kaçmaya başladı. Ara sokak boyunca bir kovalamaca başlamıştı.
-Neler olduğunu anlamıyorum ancak öğrenemeden öleceğim gibi görünüyor!-
Koşabildiği kadar hızlı koşsa da Rachelle, giderek farkı kapatıyordu.
[Rachelle: Gel buraya velet!]
[Katsu: Önceki sakin halin daha iyiydi!]
Katsu, öğrendiği büyülerden biri ile onu yavaşlatmak için kendini hazırladı. Kolunu uzatıp büyü yapmak için arkasına döndü ancak Rachelle ile yüz yüze geldi. Hızlıca Katsu'yu boğazından yakalayıp duvara dayadı.
[Katsu: Sen Rachelle değilsin!]
[Rachelle: AHAHAHA! Ben onun bedenini ele geçirmiş olan cadıyım! Senin gibi her şeye burnunu sokmaya çalışan veletleri avlamak favori aktivitemdir! Ben gerçekliği değiştiren sahtelik cadısıyım! Kızın bedenine yerleştirdiğim lanet sayesinde giderek bir ilüzyona dönüşüyor ve böylece onu ele geçiriyorum!]
[Katsu: Sahtelik... cadısı mı.!?]
[Rachelle: Varlığımı gizlemek için kullandığım lanet sayesinde bu kızı hayatta tuttum ve yeniden doğuşumu hazırladım. O bahsettiğin deprem aslında benim yapacağım bir ilüzyon olacak. Bu şehirdeki tüm insanları dirilme ayinim için kurban ederken, bu şehri yıkılmış gibi göstereceğim, böylece kimse bir cadının dirildiğinden şüphelenmeyecek.]
Katsu, bu cadının kim olduğunu çözmüştü.
-Bu... Romanda başkente saldıran ve binlerce kişiyi öldüren cadı! Nereden geldiği bir soru işaretiydi... Demek böyleymiş... Eğer dirilmesine izin verirsek romandaki katliam gerçekleşecek! Üstelik şehri tamamen yok etmemesinin tek sebebi ihtiyacı olduğu kadar ruhu toplayıp kaçmasıydı! Romanın ilerleyen kısımlarında bir şekilde öldürülüyor ancak bu olana kadar çok fazla insan ölüyor!-
[Rachelle: Bu kadar konuşma yeter velet!]
Cadı, pençelerini Katsu'nun karnına doğrulttu.
[???: İşte bu beklenmedik bir durumdu, Lure.]
Tanıdık bir ses, ara sokak boyunca yankılandı. Katsu, sesin, içindeki cadıya ait olduğunu anlamıştı.
[Rachelle: Karanlık cadısı?!]
[Cadı: Doğru bildin, Lure.]
Katsu, sağ gözünde hafif bir yanma hissetti. Tıpkı goblinlerden kaçarken olduğu gibi, bir anda mor sis ile Lure denen cadının arkasına ışınlandı.
[Cadı: Kaçıyoruz, Katsu!]
Kovalamacanın tekrar başlamasıyla birlikte Diona, ara sokaktan gelen sesler olduğunu fark edip kontrol etmek için yola çıktı.
[Katsu: Onu burada öldürmeliyiz! Gelecekte büyük bir dert olacak!]
[Cadı: Biliyorum ancak henüz asıl gücümü kaldırabilecek seviyede değilsin. Onu sokağın dışına çekip muhafızları uyarman gerekiyor.]
Katsu, son hızıyla sokağın çıkışına ilerlemeye başladı. Sokağın başından Diona çıkıp arkasındaki korkunç şeyi gördü.
[Diona: Katsu!]
[Katsu: Rachelle bir cadı tarafından kontrol ediliyor! Onu öldürmemiz gerek!]
Diona, Katsu'ya doğru koşmaya başladı. Elini uzattı ve bir büyü çemberi oluşturdu. Katsu'nun hızı, bu büyü sayesinde arttı.
Katsu, ona yaklaştığında, onu kucağına alıp ikinci büyü çemberiyle, yıldırımlardan oluşan bir ağ fırlatıp Lure'u yerine sabitledi.
Ağın altında hareket edemeyen Lure'a doğru yaklaşan Diona, sağ elinde ateşten bir kırbaç oluşturdu. Ona vurmak için savururken, cadının görünüşü Rachelle ile değişti.
[Rachelle: Özür dilerim Diona! Lütfen bana vurma!]
Diona duraksadı.
[Katsu: O bir ilüzyon! Şu an o Rachelle değil!]
Lure, Diona'nın boşluğundan yararlanıp yerinden fırlayarak pençelerini karnına sapladı. Diona, acı ile kıvranıp yere düştü.
[Katsu: Diona!]
[Lure: İnsanlar bu yüzden zayıf! Duygularınız sizin en büyük zaafınız!]
Katsu, Diona'nın yanına eğildi ve yarasına bastırdı. Beyaz karın üzerinde öylece duruyorlardı.
[Cadı: Kızın yaptığı büyünün etkisi hala üzerindeyken kaçmalısın!]
[Katsu: D- Diona...] (Ağlak bir sesle.)
[Cadı: Kaçsana aptal!]
[Katsu: KAPA ÇENENİ!]
[Cadı: ÖLECEKSİN!]
Katsu, yavaşça Diona'yı yere yatırıp ayağa kalktı.
[Katsu: Madem büyü hala üstümde... O zaman savaşırım!]
[Cadı: Dur dedim!]
Katsu'nun sağ gözü inanılmaz bir acıyla kanamaya başladı.
[Katsu: Yardım etmeyeceksen sus ve izle!]
[Lure: Küçücük velet bana karşı mı koyuyor?! AHHAHAHHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAAHAHHAA!]
Katsu, gözünü kapamıştı ve elini gökyüzüne doğrultmuştu. Avucunda bir ateş topu oluşturdu.
[Lure: Şu kadarcık şeyden kaçınmama bile değmez!]
Katsu, alev topunu fırlatmak için kolunu ileri uzattı ve ateşledi. Hızla ilerleyen ateş topu, Lure'un göğsünü delip geçti. Ateş topu sandığı şey, ona çarpınca mor parçacıklar çıkarmıştı.
[Lure: Bu..! Ateş topu değil miydi?!]
[Cadı: Fuhuhuhu... Ona yardım etmeyeceğimi düşünmeni sağlamak oldukça kolay oldu aslında.]
[Katsu: Tek yaptığım, onun büyü küresinin etrafını alevlerimle sarmaktı.]
Lure, dizlerinin üstüne düştü.
[Lure: Lanet olsun! SADECE 2 GÜN KALMIŞTI! ASIL GÜCÜME KAVUŞMAMA ÇOK AZ KALMIŞTI! NEDEN BURADA OLMAK ZORUNDAYDIN Kİ?! NEDEN?!]
Lure'un bedeni yavaşça toza dönüşüp kayboldu ve Rachelle'nin bedeni geri döndü. Katsu, ilk defa orada birini öldürmenin verdiği hissi tatmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...