Korku ile geçen gecenin ardından, etrafın sessizleştiğini fark eden Katsu, gözlerini açtı. Göğsünde uyuya kalmış Hanae'yi yavaşça bir köşeye yatırıp ayağa kalktı ve etrafa bakmaya gitti. Hayatta kalan birini bulabilirdi belki, ama romanda herkesin öldüğünü kendi elleriyle yazmıştı.
-Demek böyle hissettiriyormuş...- diye geçirdi içinden Katsu, etrafına bakarken. Tüm evler harap olmuş vaziyetteydi. Sokaklarda parçalanmış cesetler yatıyordu. Herkes için bir mezar hazırlamak isterdi ancak çocuk bedeniyle bu kadar işi yapması zordu.
-Öğle saatlerinde köye gelen tüccarlar bizi bulacak. Bizi bu ülkenin başkenti olan Ultgard'a götürecekler. Orada yetimlere eğitim veren bir büyü ve kılıç sanatları okuluna kayıt edecekler. Bu okul aynı zamanda bir yetimhane gibi, yetimlere kalacak yer ve yemek sağlıyor. Şimdilik tek yapabileceğim Hanae'nin yanında oturup tüccarları beklemek.-
Katsu, saklandıkları köşeye girip Hanae'nin yanına oturdu. Kış aylarında oldukları için hava oldukça soğuktu. Bir ateş yakmak istese de geçirdiği şok yüzünden yerinden kıpırdamaya bile korkuyordu.
Havadan, yılın ilk kar taneleri düşmeye başladı. Katsu, Hanae'nin kıpırdadığını gördü. Ardından Hanae, gözlerini açıp Katsu'ya baktı.
[Hanae: Hepsi babam yüzünden oldu...] (Ağlak bir sesle)
Katsu, şaşkın bir ifadeyle Hanae'ye baktı. Ağlarken ellerindeki kurumuş kana bakan Hanae, tekrar konuştu...
[Hanae: Israr... Israr etmeme rağmen hiçbir önlem almadı...]
Katsu, elini Hanae'nin omzuna koydu.
[Katsu: İki tane çocuğun sözlerine inanmalarını bekleyemezdik. Daha dikkatli olmamak benim hatamdı. Özür dilerim...]
Hanae, yaşından büyükmüş gibi konuşan Katsu'ya baktı.
[Hanae: Gidelim, Katsu...]
Hanae'nin sesi kısık ve kesik kesikti. Katsu, ne dediğini anlamak istercesine Hanae'nin yüzüne baktı.
[Hanae: Ejderyelesi Dağlarının ardına... Hep hayalini kurduğumuz yere...]
Katsu'nun beyni yine sorularla doluyordu.
-Roman kesinlikle böyle bir cümle içermiyordu... Yaşananlar bir şekilde karakterlerin kararlarını etkiliyor gibi görünüyor. Eğer tüccarları beklemek yerine kaçarsak bambaşka bir rota izlemiş olacağız... Bu rotanın nereye çıktığını bilmememle birlikte Ultgard yetimhanesinin karanlık yüzünü hiç yaşamadan atlatabileceğiz. Orduya katılamayacak kadar güçsüz yetimleri köle olarak satan bir yetimhane. 15 yaşında Hanae ile ayrılıp 2 yıl sonra onu köle tüccarlarının elinden kurtaracağım. Bu rotanın dışına çıkarsam daha kötüsünü yaşayabiliriz... Ne yapmalıyım... Hanae'yi korumak istiyorsam sonunu bile bile onu böyle bir tehlikeye atmaktansa bilinmeyen bir rotaya sapmak daha mı iyi olurdu...?-
Katsu, kendi oluşturduğu acımasız gelecekten kaçmanın yolunu arıyordu. 6 yaşına kadar her şeyi romanın gidişatına göre yaparak geleceğini bilmediği hayattan kaçmaya çalışmıştı. Şu an önünde büyük bir dönüm noktası vardı. Hanae'ye döndü ve sordu...
[Katsu: Benimle... Bilinmeyene doğru yürümek istediğine emin misin...?]
Hanae, hüzünlü bir gülümseme ile Katsu'ya baktı.
[Hanae: Ne demek istediğin hakkında hiçbir fikrim yok ama... evet!]
Katsu, Hanae'nin yüzündeki umut ışığına güvenip ayağa kalktı ve elini tuttu. Tüccarlar onları bulmadan önce yola çıkmaları gerekiyordu. İkili hızla koşmaya başladı. Açlık, yorgunluk ve tüm şoklarını bastırıp bilinmeyene doğru koşmaya başladılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasíaEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...