Şiddetle çakan yıldırımların ardından oluşan toz bulutları, yavaş yavaş dağılmaya başladı. Şehirdeki yangını söndürmekle uğraşan Rachelle, koşarak olay yerine geldi ve gördüğü manzara karşısında donup kaldı. Diona'nın cansız bedeninin yanında yatan yanmış bir ceset ve acı içinde kıvranan Lia. Şok içinde, Lia'nın yanına yaklaşıp şifa büyüsü yaparken ne olduğunu ve Katsu'nun nereye gittiğini sordu.
[Lia: K-Katsu o yıldırımlardan sonra kayboldu... Nereye gittiği hakkında hiçbir fikrim yok...]
[Rachelle: Yanmış ceset, Katsu'nun işi mi...?]
[Lia: Diona ölünce sinir krizi geçirip onu öldürdü...]
[Rachelle: Diona...]
Rachelle ağlamaya başladı. Giderek yaklaşan askerlerin sesleri duyuluyordu.
Katsu, Orenda'nın cesedini gömdüğü yere doğru ilerlerken, bastığı toprak donuyordu. Tepkisiz ve donuk bir ifadeyle yürüyordu.
Mezara gelip diz çöktü. Eliyle toprayı eşeleyip cesedi çıkardı ve üzerindeki çarşafı çıkarmadan onu sırtladı. Gittiği yerin neresi olduğunu bilmeden yürümeye başladı.
[Orenda: Nereye gidiyorsun Katsu?]
Katsu cevap vermedi.
[Orenda: İyi misin?]
Orenda herhangi bir cevap alamayınca susmaya karar verdi.
Diona ve zindandaki madencilerin cenazesi yeni bitmişti, şehirde büyük bir hüzün hakimdi. Sylvia, Rachelle ve Lia'yı ziyarete gelmişti.
[Sylvia: Ne yapmayı planlıyorsunuz Rachel?]
[Rachelle: Katsu'nun dönmesini beklemekten başka bir şey yapamayız, eminim biraz yalnız kalmaya ihtiyacı vardır.]
[Sylvia: Ya geri dönmezse?]
Rachelle, Sylvia'ya baktı.
[Sylvia: Sadece saçmalıyorum boş ver.]
[Lia: Böyle bir zamanda nereye gittiğini sanıyor şu aptal!?]
1 hafta geçti... Katsu, bir kelime bile etmeden yoluna devam ediyordu. Büyük şelalelerin bulunduğu dağlara gelmişti, bu dağların adı Zarafet Dağları'ydı. Şelalelerden birinin oluşturduğu göletin yanında durdu.
[Orenda: İstediğin yere vardık mı Katsu?]
[Katsu: Bu gölet... Gazap kutsaması bu göletin dibinde...]
[Orenda: Gazap kutsaması mı? Öyle lanetli bir şeyi neden istiyorsun?]
[Katsu: Daha güçlü olmalıyım.]
[Orenda: Seçimin buysa...]
Katsu, göletin dibine daldı ve bir tomar çıkardı. Altın işlemeli tomarı açıp arzularını bağırdı.
[Katsu: Bana hiçliğin kolunu ver, gazap şeytanı!]
Tomarın üzerindeki belirsiz yazılar parlayıp Katsu'nun kalbine aktı ve tomar toza dönüştü. Artık Katsu'nun sol kolu yerine, pençeli ve bozuk bir kol vardı.
[Katsu: Bir daha kimsenin ölmesine izin vermeyeceğim.]
[Dimera: Ben gazap şeytanı Dimera, bu kol ile size gücümü veriyorum.]
Katsu cebinden bir bez çıkarıp sol kolunu sardı.
[Orenda: Seçtiğin yolu önermiyorum Katsu.]
[Katsu: Orenda'yı sustur Dimera.]
[Dimera: Dilediğiniz gibi...]
[Orenda: Bekl-]
[Dimera: Lütfen beni kullanmaktan çekinmeyin efendim.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...