YENİ BİR HAYAT

749 83 4
                                    

Katsu uyanalı 5 gün olmuştu ve tamamen iyileşene kadar Diona, evde kalmaya karar vermişti. Birbirlerine yavaşça alışıyorlardı.

Diona'nın iki katlı küçük evinde çok güzel dekorlar bulunuyordu. Gittiği her yerden bir şeyler almayı seven bir tipti ve parasını çoğunlukla bunlara harcardı.

Neredeyse öğle olmuştu ve Katsu, evin kapısının önündeki merdivene oturmuş, huzur verici kar manzarasını izliyordu. Bu sırada Diona, şömine için odun kırıyordu.

[Diona: İçeri girsen iyi olur Katsu, üşütebilirsin!]

Katsu, Diona'yı sinir etmeyi çok eğlenceli buluyordu. Bir çocuk bedeninde olduğu için kimse onu çocuksu davranışları için suçlayamazdı.

[Katsu: Bir şey olmaaz. Hem şömine yanmıyor bile.]

Diona, hayal kırıklığı ve öfkeyle bağırdı.

[Diona: YİNE Mİ SÖNDÜ!?]

[Katsu: Bunca zaman nasıl hayatta kaldın...]

[Diona: Bunu söyleyen, ormanın ortasında ölümün kıyısında kalmış biri!]

Katsu, gözünü kapatıp iç çekti.

[Katsu: Ev işlerini bana bırakmaya ne dersin..? Güç gerektiren işleri halletsen yeter.]

Katsu, annesinden çok şey öğrenmişti. Önceki hayatında çok güzel yemek yapardı.

[Diona: Hah! 6 yaşında bir çocuğun benden iyi yapabileceği bir iş olduğunu sanmıyorum!]

[Katsu: Bir bakalım... Şöminenin sürekli sönmesinin sebebi tek seferde çok fazla odun koyman. Eğer ateşi boğarsan elbette söner. Yemeklerinde ise çok fazla baharat kullandığın için tatları yeterince iyi olmuyor. Temizlik yaparken pencereleri açmadığın için içerideki toz yine içeride kalıyor. Şömine düzgün yanmadığı için banyo suyu soğuk kalıyor ve kış aylarında kendi temizliğini yeterince iyi yapamıyorsun. Şu narin kürkünün haline baksana! Kardan daha beyaz olması gerekirken neredeyse bir bozkurt gibi görünüyorsun!]

Gözlemlediği tüm hataları sıralayan Katsu, her an bir tokat yemeye hazırdı. Gözü hâlâ kapalıydı ve Diona'nın yaklaştığını hissetti. Tokat yiyeceğini sanıp kendini sıktı ama hissettiği tek şey kafasını okşayan bir eldi. Yavaşça gözünü açtı.

[Diona: Bundan sonra birlikte çalışalım öyleyse. Bir de... Sana güzel bir duş aldırsam iyi olur.]

Diona'nın keskin koku alma duyusu, şu an bir lanet gibiydi. Katsu'nun üzerine sinmiş kan ve kir kokusu, onu öldürüyordu.

Katsu çocuk olmanın avantajlarını sonuna kadar kullandığından emin olmak istedi.

[Katsu: Evet Diona! Bana güzel bir duş aldırmalısın!]

[Diona: Kokundan daha iğrenç bir fesatlık kokusu alıyorum!]

[Katsu: Neysehehehe! Şu hazırladığın odunlarla şömineyi yakayım bari.]

Katsu kalktı ve birkaç odun almaya gitti. Diona, kendi kendine mırıldandı...

[Diona: Ne garip çocuk ya... Yine de iyi kalpli ve eğlenceli...]

Katsu, kuru otları düzenli bir şekilde şöminenin içine dizdi ve Diona'dan ufak bir ateş büyüsü istedi. Diona, parmağını şöminedeki kuru otlara doğrulttuğu anda odunların üzerinde minik bir kıvılcım belirdi ve tutuşmaya başladı.

[Katsu: Şimdi üstüne küçük odunlardan başlayarak yakıt ekleyebiliriz. Böylece ateş devamlılığını korur.]

Diona şaşırmıştı.

[Diona: Bu kadar şey bilmen beni şaşırttı.]

[Katsu: Hareketli bir çocukluk geçirdim diyebiliriz...]

Katsu'nun aklına aniden bir fikir geldi.

[Katsu: Belki şu kıvılcım şeyini bana öğretebilirsin. Beni eğiteceğini söylemiştin, değil mi?]

Diona gülümsedi.

[Diona: Küçük gibi gözükse de aslında büyük bir büyünün sıkıştırılmış halini kullanıyordum. Elementleri yoktan yaratmak aşırı derecede gelişmiş büyü becerisi gerektirir- HEY!]

Katsu parmağını şömineye doğrulttu ve az önce olanları hayal etmeye başladı. Parmağının önünde oluşan küçük bir alev topu vardı.

[Katsu: Sanırım böyleydi...]

Diona yavaşça Katsu'nun kolunu tuttu ve onu belinden kavradı.

[Diona: Sakın kontrolünü kaybetme! İkimizi de öldürebilirsin! Sakin kal ve alevlerin gitmesine izin verme!]

Dikkatlice Katsu'yu kaldırıp kapıya yöneldi. Bu yaşta bir çocuğun yoktan element yaratması beklenmedik bir şeydi.

Diona kapıyı açtı ve Katsu'nun kolunu gökyüzüne doğrulttu.

[Diona: Bırak gitsin Katsu!]

Katsu, tuttuğu alevleri serbest bıraktı ve alevler inanılmaz bir hızla havaya fırladı. Birkaç saniye sonra kendi kendine sönmüştü.

[Katsu: Bunun olmasını beklemiyordum!]

[Diona: Doğuştan element yaratma büyüsünde beceriklisin Katsu! Bu çok nadir bir yetenektir! Senin adına çok sevindim!]

Diona, Katsu'ya sevinçle sarıldı.

[Katsu: Ahahaha!]

Katsu da sevinçle gülüyordu. Romanındaki ana karakterin böyle bir özelliği olduğunu unutmuştu ve şimdi Hanae'yi kurtarmak için bir umut doğmuştu. Bu dünyada büyünün iki sınırı vardı, enerji ve hayal gücü. Sahip olduğu sınırsız hayal gücü, ona muhteşem bir potansiyel sunsa bile enerji konusunda... Az önceki alev topundan sonra Diona'nın kollarında uyuya kaldı...


Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin