Akademinin kapısına geldiğinde, içinde Hanae'ye ne kadar yakın olduğunu bilmenin sevinci vardı. Demir parmaklıklardan oluşan kapıyı ittirerek açarken kalbi hızla çarpıyordu. Bahçeye girip çevreye bakındı ve yetkili birilerini aradı. Kimseyi bulamayınca binalardan birine girmeye karar verdi.
İlk girdiği binanın girişinde bir görevli temizlik yapıyordu. Üstündeki kıyafetlere bakarak bu kişinin akademi hizmetçisi olduğunu anlamıştı. Romanda çok iyi kalpli ve tüm çocuklar tarafından sevilen biriydi. Adı Kamelva olan bu kadının, kısa ve bordo saçları vardı. Gözleri koyu yeşildi ve yüzünde hep nazik bir ifade vardı. Yaklaşık 30 yaşlarında görünüyordu. Katsu, hizmetçiye yaklaştı.
[Katsu: Merhaba... Ben ailemi kaybettim ve buraya uğramamı söylediler...]
[Kamelva: O zaman doğru yerdesin ufaklık. Ben Kamelva Droben oluyorum ve bu akademinin hizmetçisiyim. Seni müdüremizin yanına götürmeme izin ver lütfen.]
Kamelva çok sıcak ve içten konuşuyordu. Dünyanın en sert insanının bile kalbini yumuşatacak türden bir sıcaklığı vardı.
[Katsu: Elbette.]
Katsu ve Kamelva merdivenleri çıkıp en üst kata geldiler. Yolda onlara bakan birkaç öğrenci gördü ve aralarında Hanae'yi aradı ama bulamadı.
Müdürenin odasına girdiler ve Kamelva kapının önünde beklerken, Katsu'ya oturmasını işaret etti. Müdüre, masasının arkasındaki vitral pencereye dönüktü. Vitral pencerenin üzerinde, Katsu'nun bir anka kuşu olduğunu düşündüğü işlemeler vardı. Masanın önündeki sandalyede oturan Katsu gergin bir şekilde müdürenin ona dönmesini bekledi.
[Camila: Aileni nerede kaybettin?]
[Katsu: Ormanda kamp yaparken goblinler tarafından öldürüldüler.]
[Camila: Büyü ya da kılıç sanatları eğitimin var mı?]
[Katsu: Üst düzey birkaç büyü biliyorum. Kılıç sanatları konusunda da yeterince bilgim var.]
[Camila: Adın nedir?]
Daha önce karşılaştıkları ve Hanae'yi geri almaya geldiğini düşünmemesi için uydurma bir ad kullanmak zorundaydı. Hanae ona bir şekilde Katsu isminden bahsettiyse hemen yakalanırdı.
[Katsu: Brim Ornola.]
[Camila: Bay Ornola... Kaç yaşındayım demiştiniz?]
[Katsu: 14.]
[Camila: Kamelva, ona odasını göster lütfen. Ders ve yemek saatleri programını da verirsen sevinirim. Yarın ders olmadığı için ona akademiyi kendim gezdireceğim.]
[Kamelva: Anlaşıldı efendim. Hadi Brim, gidelim.]
Katsu sessizce yerinden kalkıp Kamelva'nın peşine takıldı. Camila hala pencereye dönüktü.
3. kata indiler ve erkek yatakhanesine girdiler. Odada 3 ranza ve 6 dolap vardı. İçerideki 5 öğrencinin 4 tanesi, Kamelva'yı görür görmez sevinçle ona doğru koştu. Kalan 1 öğrenci, köşedeki ranzada oturuyordu. Çocukların çoğu 7-10 yaşlarındayken, köşede oturan çocuk 14 yaşında gibi duruyordu.
[Kamelva: Size yeni bir arkadaş getirdim çocuklar. Onunla iyi geçinin tamam mı?]
Köşede oturan 14 yaşındaki çocuk harici hepsi "Tamam!" diye yanıtladı. Katsu içeri girdi ve kafasını eğdi.
[Katsu: Bana Brim diyebilirsiniz. İyi geçinelim.]
Çocuklar sırayla kendilerini tanıtmaya başladılar.
[Yura: Benim adım Yura! 8 yaşındayım!]
Yura'nın kumral saçları ve turkuaz gözleri vardı.
[Juliad: Ben Juliad ama genelde Juli derler! 10 yaşındayım!]
Juliad'ın saçları sarıydı. Gözleri ise griydi. Sol gözünün altında bir ben vardı.
[Drean: Selam ben de Drean! 7 yaşındayım!]
Drean ise turuncu saçlı, koyu mavi gözlüydü.
[Smith: Ben Smith! 9 yaşındayım!]
Smith de Juliad gibi sarı saçlıydı. Bal renginde gözleri vardı.
[Katsu: Hepinizle tanıştığıma memnun oldum! Peki... Seni de tanıyabilir miyim?]
Katsu, köşede oturan çocuğa yaklaştı. Çocuk gözlerini Katsu'ya çevirdi ama konuşmuyordu. Kırmızı saçlarını arkadan toplamıştı. Çok güzel, mavi gözleri vardı.
[Juliad: Onun adı Lenon. Kendisi küçükken yaşadığı bir şoktan sonra konuşamamaya başlamış ve bu yüzden çok içine kapanık.]
[Katsu: Anlıyorum... Yine de eğer sıkılırsan seninle oynarım Lenon!]
Lenon şaşkınlıkla Katsu'ya baktı. Kamelva odaya girip duvardaki programı alıp Katsu'nun dolabına astı.
[Kamelva: İşte program. Yarın senin için birkaç giysi getireceğim Brim.]
[Katsu: Tamamdır Kamelva.]
Kamelva odadan çıktı. Katsu hangi yatakta yatacağını sordu ve üst ranzalardan biri olduğunu öğrendi. Yatağına çıkıp uzandı.
[Drean: Sağ gözüne ne oldu Brim?]
[Katsu: Goblinler aileme saldırdığı sırada yaralandım.]
[Drean: Bence çok havalı duruyor!]
[Katsu: Teşekkürler.]
[Yura: Yarın bizimle şehre çıkmak ister misin Brim?]
[Katsu: Müdüre Camila bana akademiyi gezdireceğini söylemişti. Aslında... Belki ondan sonra olur.]
[Yura: Hep birlikte gezeriz, hem daha eğlenceli olur!]
[Katsu: Bana uyar.]
-Yıllarımı 2 tane taş gibi hatunla geçirdikten sonra böyle bir yere düşmek... Bekle beni Hanae! Seni kurtarıp bunları boşa çıkarmayacağım!-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...