Güneş ışığı odayı doldururken, Katsu'nun gözü yavaşça açıldı. Yatağında doğrulup kendine gelmeye çalıştı ve ayağa kalktı. Güzel bir duştan sonra kahvaltı için aşağı indi.
[Rachelle: Günaydın Katsu.]
[Katsu: Günaydın...]
Katsu etrafına baktı ama Rachelle hariç kimseyi göremedi.
[Katsu: Diona ve Lia nerede?]
[Rachelle: Onlar erkenden kalkıp antrenman yapmaya başladılar.]
[Katsu: Demek öyle...]
Sofraya oturdu ve kahvaltı yapmaya başladı. Kahvaltının ortasında, evin kapısı telaşla tıklatılmaya başladı.
[Katsu: Ben bakarım.]
Kalkıp kapıyı açtığında önünde bir maden işçisi gördü. Oğlu kaybolan işçiydi ve şu an Katsu'nun kiraladığı madenciler arasındaydı.
[Madenci: Katsu!]
[Katsu: Oh! Selam Darel! Oğlunun durumu nasıl?]
[Darel: Sorun o değil Katsu! Zindan! Zindan çöktü!]
[Katsu: Nasıl yani!?]
[Darel: "Karanlık cadısı geldi!" Pokko'nun sana söylememi istediği şey buydu!]
[Katsu: Zırhımı kuşanıp geliyorum!]
Katsu odasına çıkıp hızlıca hafif zırhını kuşandı. Hançeri, belindeki kemere yatay bir şekilde taktı. Kara zırhın üzerine de siyah pelerinini giyip aşağı indi.
[Rachelle: Sorun nedir Katsu?]
[Katsu: Diona ve Lia'ya haber vermeye git Rachel! Sahte Orenda harekete geçti!]
[Rachelle: Tamam!]
Koşabildiği kadar hızlı koşup sonunda zindanın olduğu yere ulaştı. Zindanın, içinde olduğu madenin girişindeki toz bulutunun içerisinden biri yürüyordu. Mor saçlar ve mor gözlerine soluk bir ten eşlik ediyordu. Üzerindeki siyah elbisenin üzerinde mor işlemeler vardı.
Sisin içinden tamamen çıktığında, elinde bulunan çekirdeği öne uzattı.
[Sahte Orenda: Bu görmüş olduğun şey zindanın kalbidir. Yok olursa, zindan tamamen ölür.]
Çekirdeği kaldırıp yere fırlattı ve çekirdek parçalara ayrıldı.
[Katsu: Sen ne-]
[Sahte Orenda: Kes. Beni tuzağa düşürebileceğini mi düşündün gerçekten?]
[Katsu: İçerideki madencilere ne oldu!?]
[Sahte Orenda: Hepsini öldürdüm.]
Katsu hiçbir şey söylemeden hançerini çekip ışınlandı. İlk saldırısı isabet etmeyince geriye sıçradı ve topraktan destek alıp ileri sıçradı. Oradan oraya sıçrayarak, onlarca saldırı yaptı ama hiçbiri isabet etmedi. İsabet etmeyen saldırıları arttıkça, sıçramalardan kazandığı ivme sayesinde hızı da artıyordu. Kullandığı rüzgar büyüsü sayesinde ne kadar hızlı olursa, hançeri o kadar keskinleşiyordu. Tek yapması gereken, sahte Orenda'nın hız sınırına ulaşmaktı. Belirli bir hıza ulaştığında ona sağlam bir darbe indirebilirdi.
[Sahte Orenda: Sinek gibisin.]
Sahte Orenda, ayağını yere vurarak bir şok dalgası oluşturdu. Şok dalgası yüzünden geri savrulan Katsu, yere yapıştı.
[Sahte Orenda: Açıklarla dolusun.]
[Katsu: Kapa çeneni!]
Bir kez daha ışınlanıp hançerini saplamayı denese de başaramadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantastikEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...