Diona'yı Herexhul'un hastanesinde bırakıp vagonu aldılar ve Orenda'nın tarifiyle yola çıktılar. Garlic efendisine olanları biliyordu ve onu kurtarmak istiyordu, bu yüzden Katsu ve Rachelle'nin komutlarına uymaya karar vermişti. Karla kaplı yolu takip ederek cadının mezarına doğru ilerliyorlardı.
[Katsu: Teklifimi kabul ettiğin için teşekkürler Rachelle.]
[Rachelle: Lütfen bana Rachel de. Beni lanetimden kurtaran sendin sonuçta ve sana borçlu hissediyorum.]
[Katsu: O zaman sana güveniyorum Rachel.]
Yola çıkalı çoktan 3 gün olmuştu. Karın giderek seyrekleştiği uğursuz topraklara girdiklerini anlamışlardı. Toprak kuruydu ve çevredeki ağaçlarda tek bir yaprak bile yoktu. Havaya pis bir koku hakimdi.
[Orenda: İnsanlar bu mezara gelip lanet büyüleri denemiş olmalı... Çöplerini buraya atıp, bazı kanalizasyon hatlarını buraya bağladıkları için doğa tamamen mahvolmuş.]
[Katsu: Bu çok saygısızca!]
[Orenda: İnsanların bizden ne kadar nefret ettiğinin kanıtı... Mezarımı kazıp ölü bedenime tecavüz edenler bile vardı...]
[Katsu: Korkunç!]
Rachelle kendi kendine konuşan Katsu'yu fark etti.
[Rachelle: Bir şey mi söyledin Katsu?]
[Katsu: Ah hayır... Sadece burasının çok korkunç olduğunu mırıldandım.]
[Rachelle: Gerçekten bu mekan çok rahatsız edici.]
İlerlemeye devam ederlerken, Garlic durup tıslamaya başladı. Rachelle hızla vagondan atladı ve hançerini çekti.
[Rachelle: Yaratıklar!]
Önlerindeki ağaçların arkasından çıkan 5 adet kan kurdu onlara doğru yaklaşıyordu. Normal kurtların aksine bu kurtların kürkü kan kırmızısıydı ve gözleri beyaz renkle parlıyordu.
[Rachelle: Ne yaparsan yap sakın bir yerini kesme! En ufak bir kan damlası görürlerse işimiz bitti demektir!]
Katsu vagonun üzerinden kan kurtlarına bakıyordu.
-Kan kurtları... Avlarından damlayan en ufak kan onları deliye çevirir ve inanılmaz bir hıza ulaşırlar. Bir kere kaçmayı başarsanız da eğer kanınızın kokusunu bir kez aldılarsa eninde sonunda nerede olursanız olun sizi bulur ve öldürürler.-
Rachelle ilk hamleyi onların yapmasını bekliyordu. Kurtlar ise yanlara dağılarak etraflarını sarıyorlardı. Ağaçların ardından daha fazla kurt çıkıyordu.
Katsu'nun gözü ağaçlardan birinin üzerindeki tavşan boyutlarında bir şeye takıldı.
[Katsu: Ok faresi!]
Rachelle üzerine gelen oku seri bir hamleyle savurdu. Ok fareleri, sırtlarındaki zehirli okları fırlatıp rakiplerini etkisiz hale getirdikten sonra kemirerek yerdi. Zehir, kurbanı tamamen öldürmediği için büyük bir acıya sebep olurdu.
[Rachelle: Canavarlar işbirliği mi yapıyor!?]
Çevrelerindeki ağaçların üstünde giderek daha fazla ok faresi belirmeye başlamıştı.
Rachelle bir büyü çemberi oluşturup ileriye doğru koşan ilüzyonunu oluşturdu ve vagona atladı. Yaratıklar ilüzyonun peşinden koşarken oluşan açıklıktan kaçmaya başladılar.
[Katsu: Dümdüz sürmeye çalış Rachel!]
Katsu, vagonun arkasına geçti ve önceden yükledikleri gazyağı dolu çömleklerden birinin ağzını açıp, vagonun arkasından gelen yaratıklara doğru serpti. Parmak ucunda küçük bir alev oluşturarak, gazyağıyla kaplı yaratıklara fırlatıp onları ateşe verdi.
-Böylece az enerji kullanarak büyük hasar verebilirim!-
Aynı taktiği birkaç kez daha yaptıktan sonra artık takip edilmediklerini gördü.
[Katsu: Onları atlattık!]
[Rachelle: Aferin Katsu!]
Hiç durmadan yollarına devam edip en sonunda bir tepeye geldiler. Yerden sivri kayalar yükseliyordu ve çeşitli yerlerde kanla çizilmiş büyü çemberleri vardı. Tepenin üzerinde çarmıha gerilmiş cadının cesedi duruyordu. Mor ve uzun saçlarının yanında bembeyaz bir teni vardı. Üzerinde hiçbir kıyafet yoktu ve hiç çürümemişti.
[Orenda: Bir cadının bedeni asla yok edilemez. Ruhu bedenini terk etse bile hep aynı kalır. Parçalasan bile yeniden toparlanır.]
Katsu sessizce tepeye çıkmaya başladı. Çarmıha gerilmiş cadının cansız bedeni önünde diz çöküp ağlamaya başladı.
[Katsu: Hak etmemene rağmen sana böyle davranıldığı için özür dilerim Orenda!]
Rachelle şaşkın gözlerle izliyordu.
[Orenda: Düşüncen için teşekkür ederim Katsu...]
[Katsu: Bir gün dirileceğini söylemiştin değil mi? O zamana kadar bu bedene iyi bakacağım Orenda. Bedenini alıp daha düzgün bir yerde saklamama izin verir misin?]
[Orenda: Memnuniyetle kabul ediyorum.]
Katsu çarmıha bağlanmış bedenin iplerini çözmeye başladı.
[Rachelle: Ne yapıyorsun Katsu!?]
[Katsu: Onu yanıma alacağım. Merak etme kendisinin onayını aldım.]
Rachelle gelip bedeni sırtlandı ve vagona bindirdi.
[Orenda: Elini çarmıha koy Katsu.]
Katsu, elini tahta çarmıha koydu ve içinden çarmıha doğru akan bir enerji hissetti. Elinin hissettiği tahtanın dokusu değişti ve çarmıh bir kitaba dönüştü. Kitabın üzerinde hiçbir şey yoktu. Siyah, deri bir kapağı vardı.
[Orenda: Ben geri dönene kadar bu kitap senindir Katsu. Ateş büyüsü ile onu büyü bilgileri içeren bir kitaba dönüştürebilirsin. Su büyüsü ile de maceralarımı yazdığım bir günlüğe dönüşür. Kaldığım yerden devam etmeni istiyorum.]
[Katsu: Edeceğim.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...