Birkaç gün sonra Yui, tamamen toparlandı ve yola çıkmaya karar verdiler. Tsuki'nin sırtına oturup Ultgard'a doğru yola çıkmışlardı.
[Hanae: Rahat mısın Yui?]
Yui, olayın yaşandığı günden beri tek kelime etmemişti. Minik bedeninin kaldırabileceğinden daha ağır bir yük ile karşılaşmıştı. Tek yaptığı, olumlu şekilde kafa sallamak oldu.
[Katsu: Ultgard'a vardığımızda sizi çok iyi arkadaşlarımla tanıştıracağım. Orada istediğin gibi eğlenebilirsin Yui.]
Yui'nin tepkisiz ve hüzünlü yüzüne bakıp suratını astı.
[Dimera: Analiz ettiğim kadarıyla, kızın zaten zayıf olan akıl sağlığı, aldığı ağır darbeyle birlikte parçalandı. Bir daha asla eskisi gibi davranamayacak olabilir efendim.]
[[Katsu: Yapabileceğimiz hiçbir şey yok mu?]]
[Dimera: Özürlerimi sunuyorum.]
Yola çıktıktan günler sonra şehre yaklaşıyorlardı. Şehre yaklaştıkça, görünen manzara karşısında şoka uğradılar.
[Katsu: Şehir yıkılmış!?]
Liongrim Krallığının başkenti olan Ultgard, tamamıyla harap olmuş bir durumdaydı. Önceden kalma alevlerin dumanları hafifçe yükseliyordu.
[Hanae: Başkentin düşmesi demek... Savaş mı başladı...!?]
[[Katsu: Bunun olmaması gerekiyordu!]]
[Orenda: Romanın gidişatını çok fazla değiştirdik ancak bir savaşı tetikleyebilecek kadar olmamalıydı.]
[Katsu: Şehre inip hayatta kalanları arayalım!]
Tsuki, şehre doğru dalışa geçti.
[Dimera: Hiçbir yaşam sinyali algılayamıyorum efendim. Bir saniye... Meydanda bir tane algıladım.]
[Katsu: Meydana doğru Tsuki!]
[Tsuki: Ciaaaa!]
Meydanın yıkıntıları arasında duran cübbeli kişinin yanına iniş yaptılar. Kişinin arkası dönüktü ve başlığı takılıydı.
Katsu, Tsuki'nin sırtından inip adama yaklaştı.
[Katsu: İyi misiniz?]
[???: Çığlıkları ile seni lanetliyorlardı.]
[Katsu: Bu ses...!?]
Cübbesinin başlığını çıkarıp Katsu'ya döndü. Daha önce yüzleştiği bu rahatsız edicilik ile tekrar karşılaşışıydı.
[Gordo: Her yerde seni aradım karanlık cadısı ve seni ararken yoluma çıkan herkesi öldürdüm!]
[Katsu: Nasıl kaçtın oradan!?]
[Gordo: Bana işkence etmek için geldiklerinde bir açık bulup hepsini öldürdüm ve cadımın nihai dirilişi için ruh toplamaya başladım nihayet hazırım nihayet aşkım cadıma ulaşacak!]
[Katsu: Tsuki! Götür onları!]
Tsuki, sırtındakilerle birlikte aniden havalandı. Hanae elini uzattı.
[Hanae: Katsu!]
Katsu hiçbir cevap vermedi. Yeterince uzaklaştıklarını görünce bir adım attı.
[Katsu: Şehirdeki herkes nerede!?]
[Gordo: Yeterli ruhu topladıktan sonra biraz zamana ihtiyacım olduğu için geri çekildiğim sırada kaçtılar ama cadımın dirilişi sayesinde bu dünya yanıp küle dönecek!]
[Katsu: Seni orada öldürmeliydim!]
Boyutsal çantasından alıp özümsediği demir parçalarından fırlatma bıçakları yapıp fırlattı. Gordo'nun arkasına ışınlanıp sol eliyle vurmak istedi fakat Gordo'nun ani dönüşüyle, bir alev patlaması yedi.
[Gordo: Elindeki her şeyi kullanmazsan işimiz fazla uzun sürmez!]
Katsu, sol kolundaki sargıyı ve sağ gözündeki bandı çıkarıp attı. Alev patlaması sonucu yanan kıyafetlerini özümseyip yeniledi.
[Gordo: SENİ SAVAŞAMAYACAK DURUMA GETİRECEĞİM Kİ CADIM SANA İSTEDİĞİ GİBİ İŞKENCE EDEBİLSİN AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA!]
Yerinden fırlayıp Katsu'nun etrafında dönerken alev topları fırlatmaya başladı. Katsu ise ikiz şeytanların gözü sayesinde, gelen saldırıları öngörüp savuşturmaya başladı. Gelen saldırılardan bazıları ona isabet ediyordu. Öngörmesine rağmen bazı hatlar boyunca gördüğü alevler gerçekleşmiyordu.
[[Katsu: Zihninde birden fazla ihtimal canlandırarak saldırıp öngörümü bozuyor! Öngörümden haberi var!]]
[Orenda: Savaş konusunda çok tecrübeli! En son savaştığımızdan beri çok güçlenmiş!]
[[Katsu: Cadı ruhu taşıyıcıları, insan ruhlarını toplayarak bu kadar güçlenebiliyor demek!]]
Gordo, Katsu'ya isabet eden alev toplarının birinin içinden çıkıp sağ elinde oluşturduğu alevden pençe ile Katsu'nun sağ omzunu deşti. Sol yumruğu ile Katsu'nun karnına vurdu, yumruğun çarptığı yerde oluşan alev patlaması, Katsu'yu geri savurdu. Yıkıntıların arasına düşen Katsu, ayağa kalkmaya çalıştı.
[Gordo: İnsan ruhu toplamamış bir cadı taşıyıcısı benimle boy ölçüşemez velet!]
Gordo'nun oluşturduğu alevden halatlar, Katsu'yu sarmalayıp havaya kaldırdı. Katsu, bedeninde oluşan yanıkların acısıyla bağırıyordu.
[Gordo: KARANLIK CADISI ARTIK BİZİMDİR EFENDİM! AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA!]
[Orenda: Acı yüzünden bedenini kontrol edemiyorsun Katsu! Odaklanman gerekiyor!]
[Katsu: AAAAAAARRGHHHH!]
[Gordo: AHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHAHA! BANA YAPTIKLARI İŞKENCELERİN HEPSİNİ SANA TATTIRACAĞIM!]
Alevden halatlar giderek daha çok sıkmaya başlıyordu.
[Dimera: Koza formuna geçişinizi onaylıyor musunuz efendim!?]
[Katsu: KAÇMAYACAĞIM!]
Katsu acı içinde kıvranırken, gökten düşen Hanae'nin kılıcı, alevden halatları koparttı. Katsu serbest kalıp yere yığıldı.
[Gordo: KİM BENİ BÖLMEYE CESARET EDER!?]
Gordo gökyüzüne baktı ve Tsuki'yi gördü.
[Gordo: ŞU KUŞU İNDİRELİM BAKALIM!]
Elinde oluşturduğu devasa büyü çemberinden çıkan lavlar, doğrudan Tsuki'ye ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasíaEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...