Kış gelmişti ve dondurucu soğuk, kıtanın her köşesine hakim oldu. Her yer karla kaplanmıştı ama Katsu'nun güçlenme arzusunu engelleyemiyordu. 2 aylık bir sürede, bulabildiği her türlü canavarla savaştı. Bir yandan Hanae'nin izini sürmeye çalışırken bir yandan da kendini geliştiren Katsu, Hanae'ye dair hiçbir iz bulamasa da pes etmemekte kararlıydı. Gelecekte atılacağı tehlikeler yüzünden kimsenin zarar görmesini istemediği için kendini her türlü ilişkiden soyutlamıştı. Girdiği her köy, şehir ya da kasabada tek konuştuğu kişi Dimera'ydı. 3 büyük günahın şeytanlarından olan Dimera, diğer 2 şeytanla birlikte mühürlenmişti. Katsu'nun romanında, İblis Lordu'nun sadık hizmetkarları olan bu şeytanların tek amacı, kişilerin kalbini karanlığa çekmekti.
Karlar arasında yürüyen Katsu, arkasında sürüklediği sprigganın acılı inlemeleri eşliğinde kampına ilerliyordu. Sprigganlar, doğal elementlerin fiziksel formları olarak bilinir ve özütleri ile güçlü iksirler yapılabilir. Eğer bu özüt, spriggan canlıyken çekilirse daha etkili olur. Katsu'nun peşinde sürüklediği spriggan ise buz elementi içeriyordu ve inlemelerinden anlaşıldığı gibi canlıydı.
[Dimera: Gerçekten eski merhametinizden eser yok efendim.]
[Katsu: Masum bir yaratık olmadığı için bunda hiç sorun görmüyorum.]
[Dimera: Haklısınız efendim, masum olmayan herkes sizin elinizden gelen ölümü hak ediyordur.]
Ateş yakmak için çevresine taşlar dizdiği çukurun yanındaki kütüğe oturup sprigganı yatırdı. Sol kolundan uzayan kamçılar ile sprigganın kol ve bacaklarını bağlayıp hançerini çekti. Sprigganın göğsündeki kristalden başlayarak, karnına doğru bir kesik atmaya başladı. Sprigganın şiddetli çığlığı, kulakları sağır ediyordu.
Hançer sprigganın karnını da yardığında, sprigganın çığlıkları sustu. Katsu, sprigganın özütünü almak için bir şişe çıkardı ve sprigganın karnının içinden çıkan damarı sıkmaya başladı. Özüt yavaşça şişeye dolarken Katsu'nun eli, bir şey hissetti. Sprigganın karnında duran bebeği gördüğünde, gözü sonuna kadar açıldı.
[Dimera: O bebek doğsaydı insanları öldürecekti. Yaptığınız yanlış değil efendim.]
[Katsu: Hayır. Bebek sprigganların özütleri daha değerlidir. Ne kadar şanslı olduğumuzu düşünüp şaşırdım sadece!]
[Dimera: Fuhuhuhu... Evet efendim!]
5 şişe özütden sonra sprigganlar tamamen tükendi. Katsu yerinden kalkıp ateşi yaktı ve özütleri ısıtmaya başladı. Isınan özlere biraz kar suyu ekledikten sonra karışımı büyük bir kavanoza doldurdu. Kavanozu bir kumaşa sarıp büyü çemberi hazırladı. Çantasından çıkardığı demir ve altın tozunun karışımından oluşan şeyi kavanoza boşalttı. Simya büyüsü ile kavanozun içindekileri kuvvetli bir iksire dönüştürdü. Bu iksirler dünyanın en ölümcül zehirleriydi.
Katsu, zehir dolu kavanozu aldı ve içmeye başladı. Her yudumda daha çok acı çekiyordu. Damarları o kadar sıkıştı ki derisinden dışarıya doğru kanlar akmaya başladı. Kavanoz tamamen bittiğinde ise bilincini yitirip bayıldı. Dimera'nın sentezleme gücü sayesinde vücudundaki zehri çoğaltabilecekti.
Dimera tüm zehri emdi ve Katsu, uyandı.
[Katsu: Sayende, içtiğim tüm iksirleri bedenimde salgılayabiliyorum.]
[Dimera: Lütfen benimle konuşmadan önce kendinizi düşünün ve yaralarınıza şifa iksiri salgılayın efendim.]
Katsu ayağa kalkıp yaralarının olduğu bölgelerde şifa iksiri salgılayarak tamamen iyileşti.
[Dimera: Vücudunuzdaki tüm yaraları anında iyileştirebilme gücünüzle çoktan yenilmez olduğunuzu düşünüyorum efendim.]
[Katsu: Kalan 2 şeytanı alabilmek için bu güç az bile kalır.]
[Dimera: Onları koruyan Ulu Ejder'i kolayca öldüreceğinize eminim.]
[Katsu: Gidip görelim o zaman.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...