AKADEMİNİN ÇÖKÜŞÜ

425 52 1
                                    

Şehirdeki herkes telaşla kapalı bir yerlere saklanmıştı. Bu anormal kar fırtınasından yayılan uğursuz kokuyu herkes ve her şey hissedebiliyordu. Katsu'nun öfkesi arttıkça, fırtınanın şiddeti de artıyordu.

[Camila: Şehirdeki herkesi öldürmeyi umursamıyorsun demek. Gerçekten de bir cadısın.]

Katsu aniden kendine geldi. Öfkeden kendini kaybedip yaptığı şeyi fark etti. Camila bu boşluğundan yararlanıp Katsu'nun karnına sert bir tekme attı. Katsu, tekmenin etkisiyle arkasındaki vitral pencereyi kırıp geçerek dışarı fırladı. Düştüğü sırada kendini yere ışınladı.

Vitral pencerenin olduğu yerden atlayan Camila, yumruğunu hazırlamıştı. Yumruğunun etrafında ejderha şeklinde bir aura oluşmuştu.

Katsu bir kez daha geri ışınlanıp yumruğu atlatmak istedi ancak az önceki devasa büyü, enerjisini tamamen tüketmişti. Kollarını yüzüne kapatarak umutsuzca onu bloklamaya çalıştı.

Yumruk Katsu'ya yaklaşırken, araya biri girdi ve yumruğu savuşturdu. Bu kişi Diona idi.

[Diona: Başını belaya sokmadan duramıyorsun değil mi?]

[Katsu: Diona...!]

[Rachelle: Şu bulutları gördüğüm an senin oldunu anladım ve yardıma geldik.]

[Camila: Demek onu kurtaran sendin Diona.]

[Diona: Katsu'ma dokunacak kadar cesaretin varmış Camila!]

Diona, elinde bir büyü çemberi oluşturdu. Çemberin içinden çıkan alev kırbacı, yerdeki karı eritti.

[Camila: Bir gün seninle savaşacağımı düşünmemiştim.]

Camila da savaş pozisyonu aldı ve yumruklarından güçlü bir aura taşmaya başladı. Bu sırada akademinin demir kapısı gıcırdayarak açıldı. Kapının ardından görünen kişi Hanae oldu.

[Hanae: İki cadı... Cadılar ölmeli... Katsu'yu kurtarmam lazım... Cadıları öldür ve ruhlarını arındır... Sen arındırdıkça Katsu seninle gurur duyacak... Geri geldiğinde benimle gurur duyacak... Beni sevecek... Sadece beni sevecek...]

[Katsu: Hanae!]

[Rachelle: Neden kafayı yemiş gibi konuşuyor?]

[Katsu: Zihninde bir mühür var! Beni ölü sanıyor!]

[Rachelle: Onunla ben ilgileneceğim.]

Rachelle, Hanae'nin karşısında dikilip onu oyalamak için ilüzyonlarını kullandı.

Diona, kırbacını salladı ama Camila'nın savunması onu kolayca engelledi. Camila doğrudan Diona'ya koşup dirseğiyle yüzüne vurduktan sonra diğer yumruğuyla çenesine vurdu. O kadar hızlıydı ki Diona tepki veremeden geri savruldu. Katsu, Diona'nın yanına koştu ve şifa büyüsü uygulamaya başladı. Camila yine harekete geçip bu sefer Katsu'yu hedef aldı. Yaklaşık 1 metre kala, ayakları zemine batmaya başladı.

[Camila: Tuzak!?]

Camila, Diona'nın yere koyduğu elindeki büyü çemberini gördü.

[Katsu: İyi iş Diona!]

Camila olduğu yerde tepinirken, Diona'nın yaraları iyileşti. İki elini ileri uzatarak devasa bir büyü çemberi oluşturup yıldırım okları fırlatmaya başladı. Camila'nın bariyeri tüm okları engelliyordu.

[[Katsu: İşte şimdi tam zamanı! Bariyeri her tarafını kaplıyor gibi görünse bile aslında okları engellemek için ön tarafı daha da güçlendirip arka tarafın bariyerini zayıflatıyor!]]

[Orenda: Seni arkasına ışınlayıp karanlık küre ateşlemeni sağlayacağım. Buraya bir ilüzyon bırak.]

Katsu, Orenda'nın dediğini yaptı. Orenda onu, Camila'nın arkasına ışınlayıp küreyi hazırladı.

Katsu küreyi ateşledi ve Camila'nın bariyeri paramparça oldu. Diona'nın okları doğrudan kendisine isabet ederken etrafı bir toz bulutu kapladı.

[Rachelle: Hanae yok!]

Hanae olduğu yerden kaybolmuştu. Toz bulutunun içinde 2 silüet belirdi. Hanae, boyu kadar bir kalkanı yere saplamış ve Camila'nın önünde siper olmuştu. Büyük kalkanı kaldırıp havaya doğrulttu ve kalkan, kademe kademe form değiştirip bir kılıca dönüştü.

[Camila: Geri çekiliyoruz Hanae.]

[Hanae: Onları öldürecek gücüm var.]

[Camila: Gücünü harcamaman gerekiyor. Gidiyoruz.]

Hanae, kılıcını yere sapladı. Yerdeki çatlaklardan taşan ışık onları çevreledi ve kayboldular.

Olaylar bittikten sonra çevrede onları izleyen askerler, akademideki çocukların güvenliğini sağlamak için olay yerine geldi. Ultgard ordusu komutanı ise sorgulamak için Katsu ve diğerlerinin yanına geldi. Komutanın ağır zırhı takırdıyordu. Siyah saçları ve kahverengi gözleri vardı.

[Vren: Ben Ultgard ordusunun komutanı Vren. Yaşananları izledik ve sizi suçlu ilan etme gibi bir niyetimiz yok. Bizimle iş birliği yapar mısınız?]

[Diona: Şehrinizde böyle bir akademinin olduğunu bilmiyor muydunuz?]

Diona öfkeyle çıkıştı.

[Vren: Kesinlikle haberimiz vardı ancak delil yetersizliği yüzünden elimize hiçbir fırsat geçmedi. Bugün yaşananların güzel birer delil olduğunu varsayıyorum.]

[Rachelle: Akademideki çocuklara ne olacak?]

[Vren: Güvenli bir yetimhaneye yerleştirilecekler.]

[Diona: Arkadaşımın üstündeki aranıyor ilanını kaldırmanızı istiyorum. Camila tarafından atılan bir iftira olduğu için.]

[Vren: Üzgünüm ama kendisinin ne olduğu çoktan doğrulandı. Camila ile işbirliği yapan rahibenin söyledikleri doğruydu çünkü.]

[Diona: Bu çocuk akademideki çocukları kurtarmak için savaştı. Ona suçlu damgası vuramazsınız değil mi?]

[Vren: Endişe etmeyin, kendisi bizim tarafımızdan aklanacaktır. Akademiyi çökertmemizdeki yardımının bir ödülü olarak görebilirsiniz.]

[Diona: Teşekkürler. Şimdi izninizle gitmemiz gerekiyor.]

[Vren: Çocukla konuşmama izin verir misiniz?]

[Diona: Buyrun.]

Diona ve Rachelle, onları başbaşa bıraktı.

[Vren: Sana özel bir teşekkür etmek istedim... Katsu'ydu değil mi?]

[Katsu: Evet...]

[Vren: Rahibe ile nasıl bir bağlantın olduğunu sorabilir miyim? Ve ona tam olarak ne oldu?]

[Katsu: Hanae benim çocukluk arkadaşım... Onunla çok yakındık ama bir gün Camila bizi ayırdı, Hanae'nin zihnine bir mühür yerleştirdi ve beni ölü sanmasını sağladı. Beni dirilttirme bahanesiyle kocasını dirilttireceğini söyledi.]

[Vren: Kocasını tanımadığını varsayıyorum.]

[Katsu: Hayır...]

[Vren: Kendisi eski ordu komutanıydı. Camila'yı ve çocuğunu korumak için kendini feda etti. O günden sonra Camila, akademiyi kurup tanrı kutsamasıyla doğan bir çocuk aramaya başladı. Sonuç olarak senin arkadaşın onun aradığı kişiydi.]

Katsu bunların hepsini bilmesine rağmen romandaki Camila'nın bulduğu tanrı kutsamasıyla doğmuş çocuk Hanae yerine ana karakterin kayıtlı olduğu loncadan birinin çocuğuydu. Bunun dışında Camila'nın bir çocuğu olmadığını sanıyordu.

[Katsu: Camila'nın çocuğu...?]

[Vren: O da yıllar önce öldü gitti. Neyse, artık seni tutmayayım. Evine gidip dinlen. Camila'nın izini bulursan bizimle iletişime geçebilirsin.]

[Katsu: İyi günler o zaman...]

Katsu sessizce arkadaşlarının yanına döndü ve Ultgard'daki evlerine gittiler. Gece boyunca Kamelva'nın kopmuş kafasıyla ilgili kabuslar gördü ve Hanae'nin durumu yüzünden ağladı.

Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin