Gece çoktan çökmüştü, Katsu da odasında oturup büyü kitabını inceliyordu.
-Zihin mühürlerinin kaldırılmasıyla alakalı birkaç bilgi buldum. "Mührü uygulayan kişinin, mührü uyguladığı kişiyi, aşağıdaki sözcükleri söyleyerek serbest bırakması gerekmektedir." Sözcükler ise... "Grem Khujl Rekta Sbnul." Camila'yı öldürüp bedenini ele geçirirsem işe yarayacaktır, bu yüzden hemen harekete geçeceğim!-
Sessizce odasından çıktı ve Camila ile Paul'un odasına ilerledi. Planı, Camila'yı dışarı ışınlayıp öldürmekti.
Odanın kapısını yavaşça araladı. Karanlığın içinde, yatağın üstünde eğilmiş kafasını yukarı aşağı oynatan bir silüet gördü. Anladığı kadarıyla Paul'un üzerindeydi. İlk bakışta, yaptıkları şeyin karı koca arasında yapılan normal bir şey olduğunu düşünmüştü ancak burnuna gelen kan kokusundan sonra karanlık görüşü kullanıp karanlıkta görmeye başladığında midesi ağzına geldi.
Paul, göğsünden göbeğinin altına kadar yarılmıştı. Yarığın kenarlarından uzayan ve yatağa bağlanan ipler, orayı açık tutuyordu. Camila da bu yarığın içindeki şeyleri yiyordu. Katsu'yu fark edip kafasını çevirdi. Yüzü ve elleri tamamen kanla kaplıydı.
[Camila: Beni yakaladın Julia. Onu yemek için ne kadar kötü bir zaman seçmişim değil mi?]
[Katsu: Ne yapıyorsun...!]
[Camila: Bu benim bir alışkanlığım. Eskiden bir krallıkta başladı ve arada böyle avlar yakalıyorum ve organlarını yiyorum. Kendi çocuğuma bile yaptım bunu!]
[Katsu: Canavar!]
[Camila: İltifat için teşekkürler ancak sıranı bekle lütfen. Bununla işim bitince sana geleceğim. Sadece sen kaldın sonuçta.]
[Katsu: Yui'yi de mi!?]
[Camila: Bana kötü davrandığı için karnını yarıp bıraktım. En son tatlı olarak yiyeceğim.]
Katsu, önce Yui'nin odasına gitti fakat onu bulamayıp alt kata indi. Masanın üzerinde yatan Yui'yi gördü.
[Katsu: Yui!]
Yui'nin yanına yaklaştı.
[Katsu: Yui! Beni duyuyor musun!? Nefes almaya devam et Yui!]
En güçlü şifa büyülerini kullanıp toparlanmasını sağladıktan sonra sürekli şifa büyüsü uygulayarak acıyı azaltırken, yarığı açık tutan ipleri çözmeye çalıştı. Yui'nin çektiği inanılmaz acı gözlerinden belli oluyordu ancak bağırmaya bile gücü kalmamıştı.
Tüm ipleri çözüp yarığı tamamen kapattı. Boyutsal çantasını açarak Yui'yi oraya yerleştirdi.
[Katsu: Burada biraz dinlen Yui, iyi olacaksın!]
Boyutsal çantayı kapattı, üst kata doğru koşarken, merdivenlerin önünde duran Hanae ile karşılaştı.
[Hanae: Bunu gördüğün için özür dilerim Julia abla.]
[Katsu: Gerçekten böyle bir şey yapmasına rağmen onu savunacak mısın Hanae!?]
Hanae'nin gözlerinden yaşlar gelmeye başladı ancak ifadesi hala sertti.
[Hanae: Evet.]
[Katsu: İzin ver onu öldüreyim! Seni tekrar Katsu'ya kavuşturacağım Hanae söz veriyorum! Katsu yaşıyor! Onunla arandaki tek engel Camila! Camila seni kandırıyor!]
[Hanae: Yalancı!]
Hanae, elini uzattı ve kılıcını çağırdı.
[Katsu: Bu işi burada bitireceğim Hanae!]
Katsu ileri atıldı ancak tek yaptığı şey Hanae'ye sarılmaktı. Karnını deşip geçen kılıcı önemsemeden sarıldı. Başkasının bedenindeyken acı hissetmediği için ve bu bedende öldüğünde asıl bedenine döneceği için hiçbir kaygısı yoktu.
[Hanae: Ne yapıyorsun...!?]
[Katsu: Karanlık akım!]
Hanae'nin bedeni boyunca yayılan hafif yıldırımlar, tüm vücudunu felç etmişti.
[Hanae: H-Hayır...!]
[Katsu: Seni tekrar kaybetmeyeceğim.]
Felçli durumdaki Hanae'yi yere yatırdı ve üst kata çıktıktan sonra Camila'nın bulunduğu odaya girdi.
[Katsu: Hanae artık seni koruyamaz Camila.]
[Camila: Onu nasıl yendin!?]
Katsu, karnındaki deliği gösterdi.
[Katsu: Başka bir bedende olduğum sürece bana hiçbir şey olmaz.]
İlüzyon büyüsünü kaldırıp Orenda'nın yüzünü ve saçlarını ortaya çıkardı.
[Camila: Bu beden! Bunca zaman Katsu muydun!?]
[Katsu: Sürpriz!]
Zihnini, Camila'nın üzerinde oturduğu Paul'a aktarıp ona sıkıca sarıldı. Toprak ve buz büyüsü ile kollarını dondurup Orenda'nın bedenine döndü.
[Camila: Bırak beni!]
[Katsu: Bu haldeyken bariyer oluşturamazsın. Oyun bitti Camila! Hanae'yi geri aldım!]
[Camila: Sana para veririm! Çok fazla para! Dünyanın en iyi ekipmanları senin olur! İstediğin tüm kadınları elde etmeni sağlarım! Gerekirse beni de kullanabilirsin! Hanae'yi al ve git lütfen! Canımı bağışla!]
[Katsu: Paranın ya da kadınların peşinde değilim. Hanae'yi kurtarıp gidersem, acı çektirdiğin hiçbir insanın ruhu huzura kavuşamaz! Sadece kendini düşündün ve canavar gibi yaşamayı seçtin! Kocanın korumak için öldüğü ülkenin insanlarını öldürdün! Kendi çocuğunu öldürdün! Güçsüz çocukları köle olarak sattın! Yaşamayı hak etmek için bir sebebin yok!Yarın güneş, sensiz bir dünyaya doğacak!]
Katsu, elinde oluşturduğu karanlık küreye, bir mızrak şekli verdi.
[Camila: Lütfen! Son bir şans! Yaşamama izin ver Kats-]
Mızrak, Camila'nın kafasını delip geçti.
[Katsu: Adımı ağzına alma.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...