Cadının bedenini ve büyü kitabını aldıktan sonra garip bir şekilde hiçbir yaratıkla karşılaşmadan mezardan çıktılar. Rachelle vagonu sürerken, Katsu arka tarafta yeni kitabını kurcalıyordu.
[Orenda: Nasıl sence? Bu kitapta dünya üzerindeki tüm sorulara bir cevap var! Üstelik kendi yarattığım büyülerin de detaylı açıklamaları mevcut!]
[Katsu: Gerçekten inanılmaz! Bunların hepsini sen mi yazdın!?]
[Orenda: Elbette! Bu arada senden bir ricam var... Kendi maceralarını günlüğümün devamına yazarken benim yazdıklarımı okumamanı istiyorum... Çünkü günlükler özel olmalıdır!]
[Katsu: Okumak yerine bir gün senin ağzından dinlemek istiyorum. Karşılıklı çay içerken mesela.]
[Orenda: Anlaştık o zaman!]
[Katsu: Önceki konuşmamız hakkında bir şey sormak istiyorum Orenda. Uzun bir zaman görüşmeyeceğimizi söylemiştin değil mi? Sebebi neydi?]
[Orenda: Diona'nın yanındayken kendini böyle bir tehlikeye sokabileceğini düşünmemiştim. Biraz yalnız kalıp sana gerçeği anlatıp anlatmayacağımı kararlaştırmaya çalışıyordum. Sonuç olarak anlatmaya karar verdim.]
[Katsu: Doğru kararı verdiğine emin olabilirsin öyleyse.]
Katsu kitabını yanına koyup biraz kestirmeye karar verdi.
[Orenda: Şeyy... Buradan ayrılmadan önce eskiden yaşadığım köye uğrayabilir miyiz? Doğası ve insanları çok güzeldir.]
Katsu doğrulup kafasını vagonun penceresinden uzatıp Rachelle'ye seslendi.
[Katsu: Rachel! Yakınlarda bir köy var, orada mola verebilir miyiz?]
[Rachelle: Tam da acıkmaya başlamıştım.]
--------------------------------------------------------------
VAGON AMA NASIL BİR VAGON!?Diona, satın aldığı yer ejderi ile ticarete atılmak için bir vagon arıyordu. Şehirden şehre dolaşıp tüm satıcıları araştırdı ama istediği tarz tüm vagonlar aşırı pahalıydı. Yine bir gün yer ejderinin sırtında yeni bir şehre ilerlerken yol kenarındaki hurda bölgesine bakmaya gitti.
[Diona: Baksana Garlic! Her yerde aşırı gereksiz şeyler var ve hepsine ihtiyacım varmış gibi hissediyorum!]
Hurda yığınlarının arasında ilerlerlerken, Diona'nın gözü bir vagona takıldı. Aşırı pis ve kırık dökük olmasına rağmen havalı duruyordu. Öncelikle sürücü koltuğunun bağlı olduğu yer bir yolcu kabiniydi. İki tarafta kapıları ve pencereleri vardı. İçerisinde ise yolcuların oturması için yerler bulunuyordu. Bu yolcu kabininin arkasına ise geniş bir mal yükleme kasası bağlıydı. Üzerini kapatmak için kullanılan kumaşın bağlandığı direkler yerindeydi ancak kumaştan eser yoktu. Üstüne üstlük, yolcu kabini ve mal kasası arasında da bir kapı bulunuyordu. Diona bu muhteşem şeyi gördüğü an aradığı şey olduğunu anlamıştı.
[Diona: Sonuçta bedava ehehe...]
--------------------------------------------------------------Rachelle gördüğü ilk köye doğru ilerlerken bir şeylerin kesinlikle ters gittiğini anladı. Daha fazla yaklaşmadan vagonu durdurup Katsu'ya bakmasını söyledi. Katsu vagondan inip ilerideki köye baktı.
[Katsu: B-Bu...]
Köyün girişinde sıra sıra dizilmiş, elleri ve ayakları bir zincirle birbirine bağlı yaklaşık 20 kişi içeriye doğru ilerliyordu. Köyün çevresinde hiçbir ülkeye ait olmayan askerler bulunuyordu. Şüphesiz ki burası bir köle kampıydı.
[Orenda: K-Köyüm... Burada olması gerekiyordu...]
[Katsu: Neler döndüğünü soralım Rachel.]
[Rachelle: Bile bile bir köle kampına mı gireceğiz!?]
[Katsu: Bu köy eski bir dostum için çok değerliydi. Bu hale gelmesine neyin sebep olduğunu merak ediyorum.]
Rachelle tereddütle kabul etti ve yola koyuldular. Kampın girişine yaklaştıklarında, kulenin üzerindeki asker bağırdı...
[Asker 1: HEY! Kimsiniz siz!? Burada ne işiniz var!?]
[Katsu: Bu köyü neden bir köle kampına çevirdiniz?]
[Asker 1: Ha? Bunu bilerek mi kapımıza dayandınız aptallar!? Tüm mallarınıza ve size el koyuyoruz!]
Katsu daha ne olduğunu anlayamadan vagonun etrafı askerlerle çevrildi ve onları vagondan indirip ellerini bağladılar.
[Asker 2: Vagonun yolcu kısmında biri yatıyor!]
Katsu onu tutan askerlerden kurtulmak için çırpındı.
[Katsu: Bırakın onu!]
[Asker 3: Bu cadının bedeni değil mi lan!?]
[Asker 4: Harbiden! Cadı ile ne bağlantınız var!?]
Katsu'yu tutan asker, kılıcını çekip onun boğazına dayadı.
[Katsu: Bırak!]
Rachelle'yi tutan asker, elinin boş kaldığını hissedip önündeki kişiyi dürtmek istedi ancak eli içinden geçti. Bunu fark ettiği anda Rachelle arkasına geçip kafasına sert bir tekme attı. Tüm askerler o yöne döndü ve yerde yatan kızı gördü. Rachelle az önce bayılttığı askerin görünüşünü kendisininkiyle değiştirip o da askerin kılığına girmişti.
[Rachelle: Şu kız baya inatçı çıktı ben de bayılttım!]
Askerler durumu anlayıp işlerine geri döndüler. Katsu, Rachelle'nin yaptığına ayak uydurdu.
[Katsu: Rachel!]
[Asker 4: Sus ve bu karının burada ne işi olduğunu söyle!]
Katsu, iç sesiyle Orenda sesleniyordu.
[[Katsu: Beni önceki yaptığın gibi ışınlayabilir misin?]]
[[Orenda: Gücün biraz arttığı için şu an seni tam da yer ejderinin sırtına ışınlayabilirim.]]
[[Katsu: Tamamdır. Bedenini ve kitabı geri almaya geleceğim söz veriyorum.]]
[[Orenda: Başlıyoruz!]]
Katsu mor dumanlarla birlikte olduğu yerden bir anda Garlic'in sırtına ışınlandı.
[Katsu: Koş Garlic!]
Garlic kendini sarsıp vagonun iplerini serbest bıraktı ve koşmaya başladı. Katsu elini yer ejderinin ağzına uzatıp ipleri koparmasını sağladıktan sonra onu Rachelle'nin olduğu yere yönlendirdi. Askerlerin arasından sıyrılıp, asker kılığındaki Rachelle'yi yakalayıp ejderin arkasına oturttu ve ellerini çözdü. Darbenin etkisiyle ilüzyon bozuldu ve tekrar eski görünüşüne dönen Rachelle, Katsu'ya sıkıca tutundu. Değerli tüm eşyalarını o vagonla bırakıp kaçarken, askerler gitmelerine izin verdi.
[Rachelle: Diona'yı kurtaracak olan kitap da orada kaldı!]
[Katsu: Merak etme geri dönüp her şeyimizi alacağız. Öncelik olarak hayatlarımızı güvene almayı tercih ederim. Üstelik pek dost canlısı olmadıklarını da görmüş olduk.]
[Rachelle: Bir planın var mı?]
[Katsu: Öncelikle geceye kadar beklememiz gerekiyor, sonrasında ise senin mükemmel ilüzyonun ile hepsini o kamptan uzaklaştıracağız.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasíaEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...