Günümüz, Vallengard Şehri...
Gordo'nun kaçışından sonra yıkılan şehir, kendini tamamen toparlamıştı. Saldırı esnasında, şehri savunmada büyük rol oynamış, doğma büyüme bu şehirli ve macera arayışındaki 18 yaşında 4 genç, Aru tarafından yüklü miktarda para ile ödüllendirilmişti. Sürekli köylülere ettikleri yardımlar sayesinde çok sevilen gençlerdiler. Hayallerindeki ekipmanları alıp ilk kez uzun bir maceraya atılmaya karar vermişlerdi. Vallengard'ın çıkışına doğru uzanan yoldaki herkes, onları uğurlarken tezahürat yapıyordu.
En öndeki gururlu ifadesiyle ve yürüyüşüyle, küçük görünümlü ancak onlarla yaşıt olan kızın arkasından yürüyen erkeğin adı Eigo'ydu. Uzun, beyaz saçlarının ön ve yan kısımlarını arkada toplayıp arkayı serbest bırakmıştı. Gözleri ise saçlarıyla aynı renkteydi. Sırtında, neredeyse boyu kadar olan bir büyük kılıç taşıyordu. Küçük görünümlü kız Kruel idi, kanındaki azıcık ejderan geni yüzünden sivri dişlere ve ellerinin üzerinde az miktarda pula sahipti. Kısa ve kırmızı saçları vardı. Gözleri koyu yeşildi. Kendisinden daha uzun bir mızrağı sırtına asmıştı.
Eigo'nun sağ arka çaprazında Helen adında, sol arka çaprazında ise Ilkiya adında iki kız yürüyordu. Helen; uzun, açık mor atkuyruğu saça; kırmızı gözlere sahipti. Belinin iki tarafında da birer kılıç asılı duruyordu. Ilkiya'nın yuvarlak çerçeveli gözlüklerinin arkasında açık mavi gözler vardı. Koyu yeşil saçlarının bir kısmı, omzunun üzerinden göğsünün üzerine kadar uzanırken, arkasında kalan saçlar sırtına uzanıyordu. Belinde bir hançer, sırtında ise yay ve sadak asılıydı.
Şehrin kapısından çıkıp atlarına bindiler. Gitmek istedikleri ilk yer Ultgard'dı.
[Kruel: Sonunda istediğimiz her yere gidebiliriz!]
[Eigo: Ultgard'ın kızları nasıldır acaba...?]
[Kruel: Sana düşmeyecek kadar zekilerdir!]
Ilkiya, önce Helen'e baktı ve kafasını diğer tarafa çevirdi, elini ağzına götürüp kıkırdadı.
[Eigo: Haha, gül gül öldüm.]
[Ilkiya: Saldırıdan sonra oldukça popülerleştin doğrusu. Ünün Ultgard'a kadar ulaşmış olmalı.]
[Eigo: Popüler olmakla ilgilendiğim söylememez. Yoldaşlarımla birlikte eğlenceli bir hayat sürmek yeterli.]
[Ilkiya: Kurtardığın kızlar etrafını sarıp seni araya aldığında öyle görünmüyordun...]
[Eigo: Bazen popülerlikten kaçamazsın.]
[Helen: Hepsini öldürmeliydim.] (Fısıldayarak)
[Eigo: Bir şey mi dedin Helen?]
[Helen: Kendi kendime konuşuyordum sadece.]
[Eigo: Sen de gideceğimiz yer için heyecanlı mısın?]
[Helen: Elbette! Bu bizim ilk büyük maceramız!]
[Ilkiya: Öyle olsa da gittiğimiz yer hakkında bazı söylentiler duydum. Vallengard'dan kaçan mahkum oraya da saldırmış.]
[Kruel: O zaman kesin yakalanmıştır!]
[Ilkiya: Başkenti yerle bir edip kaçmış. Bir cadının uyandığını söylüyorlar.]
[Eigo: Cadı mı!? Savaştığımız adam bir taşıyıcı mıymış?]
[Ilkiya: Evet. Katsu denen çocuğun peşindeymiş.]
[Helen: Sasaki Kasabasının yeni muhtarı olan mı?]
[Ilkiya: Kesinlikle.]
[Kruel: Açık açık herkese cadı taşıyıcısı olduğunu söylemiş ve özgürce dolaşıyor! Krallık ordusu nerede!?]
[Ilkiya: Kötü biri olduğunu düşünmüyorum.]
[Eigo: Onun yüzünden zarar gören insanlar ne olacak peki? Karşılaşırsak kellesini koparacağım!]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasíaEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...