Ultgard'dan çok uzak bir köydeki handa Camila'nın yeri hakkında bilgi toplamaya çalışırken, hanın köşesindeki masada oturan cübbeli adam, Katsu'ya yaklaştı ve yanına oturdu.
[Adam: Değerli dostumu kurtarırsan sana Camila'nın yerini söylerim.]
[Katsu: Doğruyu söylediğini nasıl bileceğim?]
[Adam: Lapulva Krallığı'nı bilir misin?]
[Katsu: 700 sene önceki Kralları, Şeytan Lordu'nu diriltmek için insanlarını kurban ettiği düşünülüyordu ve sürgün edildi.]
[Adam: Ben o hikayedeki "Kral" denen kişiyim. Eğer hikayemi dinlemek istersen anlatırım.]
[Katsu: Dinliyorum.]
[Nediul: Adımın Nediul Lockbane olduğunu biliyorsundur. 13 yaşında tahta geçtim ve 20 yaşında Krallık'tan sürgün edildim. Tahta geçtiğim ilk vakit, benden yararlanmak isteyen onlarca insan çıktı. Çok fazla şey yaşandı ve en sonunda savaşın eşiğine geldik. Deneyimsizliğimden kaynaklanan ard arda bozgunlarımdan sonra Ultgard ile ittifak kurup yüksek miktarda paraya bir ordu kiraladım. Bu ordu sayesinde cephelerden birini kazandık fakat benim yüzümden çok fazla kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenler arasında, Ultgard Ordusu komutanı Rastal da vardı... Ülkeme geldiği için ailesini de getirmişti ve ailesi, onun savunduğu cephenin gerisindeki alanda kalıyordu. Rastal, ailesini korumak için savaşıp ölmüştü... Rastal, Camila'nın kocasıydı. Daha sonra Camila, kocasının ölümünden beni sorumlu tutup intikam almak istedi. İnsanlarımı öldürüp suçu bana yükledi, kendi çocuğunu bile öldürdü... Meclis ise bu itiraflara inanıp beni sürgün etti. Elbette bu olay meclistekilerin de işine gelmişti çünkü onların çoğu isteklerini reddediyordum. Şimdi ise küçüklüğümden beri hep yanımda olmuş dostumla birlikte yaşıyorum ancak kendisi kaçırıldı. Artık yaşlandım ve savaşacak gücüm kalmadı bu yüzden onu kurtaramıyorum. Bana yardım edersen, Camila'nın muhtemel saklanma yerlerini sana söylerim. Bu iftiralardan sonra hayatım onu arayarak geçti ve defalarca onunla yüzleşmeme rağmen her seferinde ölümden döndüm. Onu neden aradığını bilmiyorum ama yine de benim yerime intikamımı alabileceğine inanıyorum.]
[Katsu: Onu geberteceğime emin olabilirsin. Şu dostunun yerini söyle de hemen kurtaralım.]
[Nediul: Çok teşekkür ederim oğlum! Dostum şu an ilerideki dağlarda yaşayan avcıların elinde.]
[Katsu: Bana yolu göster.]
[Nediul: Takip et lütfen.]
Dağlardaki sık ormanı geçtiler ve bir patikaya geldiler. Patikanın ilerisinde kurulmuş kampı görüp durdular.
[Nediul: İşte burası.]
[Katsu: Burada bekle.]
[Nediul: Seninle geleceğim, ben buradan izlerken sana işimi yaptırmak istemiyorum.]
[Katsu: O zaman arkamda kal.]
Hiçbir yere gizlenmeden direkt kampa yürüdüler. Avcılardan biri onları fark etti.
[Avcı 1: Kimsiniz lan!?]
Katsu yürümeye devam ederken konuştu...
[Katsu: Bu kampın amacı nedir?]
[Avcı 2: Canınıza mı susadınız!? Satacak değerli yaratığınız yoksa siktirin gidin!]
[Katsu: Anlıyorum... Öyleyse burası bir kaçak avcı kampı. Nadir yaratıkları yakalayıp satıyorsunuz.]
Katsu'nun gözü, çevredeki hayvan kafeslerine takıldı. Büyük kafesin içinde duran ve bu dünyanın en nadir yaratıklarından olan bir griffin gördü. Aslan bedenine sahip bu hayvanın, kafası ve ön bacakları bir kartalındı, sırtındaki görkemli kanatlar da kartal tarafındandı.
[Nediul: İşte! Dostum orada!]
[Katsu: Bir griffindi demek...]
[Avcı 1: Gebertin şunları!]
8 kişilik avcı grubu üzerlerine koşmaya başladı.
[Katsu: Yeni özelliklerimi deneme zamanı.]
Katsu elini, belinden sarkan torbaya götürdü ve bir demir parçası çıkardı. Sağ gözündeki bandı alıp cebine koyduktan sonra sağ elindeki demiri öne uzatıp parçayı özümsedi. Elinde, tamamen demirden yapılmış 3 tane fırlatma bıçağı oluştu.
Elindeki fırlatma bıçaklarını hemen fırlattı ve 3 kişiyi anında öldürdü. Kendini, öldürdüğü bedenlerden birine aktarıp yanındaki 2 kişiyi daha öldürdü. Kendi bedenine geri döndükten sonra üzerine gelen 3 avcıdan birinin kılıcı ona doğru savruldu. Sol eliyle kılıcı blokladı ve kılıcı özümsedi. Sağ elinin üzerinde 3 bıçaklı bir pençe oluşturup avcının karnına sapladı. Kalan 2 avcı korkup kaçmayı tercih etti.
[Nediul: Aşırı güçlü! Adın nedir evlat!?]
[Katsu: Katsu Sasaki.]
[Nediul: Tekrar teşekkür ederim!]
Katsu, büyük kafese yaklaştı ve kilidi özümsedi. Kafesten çıkan griffin, sahibinin önünde eğildi. Nediul da ona sıcak bir kucaklama verdi.
[Nediul: Seni kaybettiğim için özür dilerim Tsuki!]
Tsuki, sahibinin kucağında nazikçe ciyakladı.
[Katsu: Artık Camila'nın yerini söyleyebilirsin.]
[Nediul: Tsuki sana yol gösterecektir Katsu.]
[Katsu: Ne?]
[Nediul: Ben çoktan öldüm Katsu... Tsuki'yi kurtarana kadar ruhum bu dünyadan ayrılamadı sadece... Sırtındaki cadı bedenini hissedince sana geldim... beni tek görebilecek kişi sendin çünkü...]
[Katsu: Anlıyorum... Huzur içinde gidebilirsin Nediul.]
[Nediul: Tsuki'ye iyi bak lütfen...] son birkaç kelime daha döküldü ağzından, yavaş ve anlaşılmazdı Katsu için [Nediul: Borcumu ödedim... Orenda...]
Nediul'un ruhu, ışıklar saçarak kayboldu.
[Katsu: Hiç şüphen olmasın.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...