Erkenden kalkıp ihtiyaçları olan her şeyi vagona yüklediler. Diona, bundan sonra ticarete devam etmemeye karar verdi ve ticaret rotasındaki şehirlere göndermek üzere bir mektup yazdı.
Vagon hazır olduğunda, bunca zaman birlikte yaşadıkları evin kapısını kitlediler ve yola çıktılar. Mevcut birikimleri yeni bir ev almaya yetecek kadar olduğu için şehirde zorluk çekmeyeceklerdi ancak tüm anılarını geride bırakmak onları üzüyordu.
[Katsu: Bir gün hep birlikte buraya döneceğiz.]
[Rachelle: Buna hiç şüphem yok.]
Vagonu süren Diona, içerdekilerin sohbetine katılmak istedi.
[Diona: O kadar uzun süre ayrılmıyoruz sonuçta. Katsu'nun akademide geçirebileceği maksimum süre 1 yıl olacak çünkü 15 yaşına girdiğinde sınıfı belli olacak. Nasıl bir yol izlemeyi düşünüyorsun Katsu?]
[Katsu: Onu bulduktan sonra hızlıca bir kaçış planı hazırlayacağım. Kaçtıktan sonra gizlice kaldığınız eve geleceğiz ve evimize geri döneceğiz.]
[Rachelle: Umalım ki bu kadar basit olsun...]
1 haftanın ardından nihayet Ultgard'a vardılar. Devasa şehrin büyüleyici güzelliği onları etkilemişti.
[Katsu: Geldim Hanae, biraz daha dayan.]
Rachelle, sırıtarak Katsu'ya baktı.
[Rachelle: Cadının cesedini sur muhafızlarına nasıl açıklayacağız?]
[Katsu: BUNU DAHA ÖNCE HİÇ DÜŞÜNMEMİŞTİM!]
[Orenda: Beni geçici olarak bir yere gömebilirsiniz.]
[Katsu: Harika fikir!]
Şehrin yakınındaki bir ormana, bedeni gömmeye karar verip gittiler. Fazla geçmeden tekrar şehre doğru yola çıktılar.
Başkentin girişine geldiklerinde, sur muhafızları vagonu detaylı şekilde inceledi ve geçiş izni verdi. Görkemli şehrin binaları arasından görünen devasa kale, göze çarpan ilk şeydi.
[Katsu: Burası çok güzel!]
Diona eğildi ve Katsu'nun omuzlarını tuttu.
[Diona: Bu kadar güzelliğin arasında ayrılmamız gerektiği için üzgünüm. Tek başına halledebilecek misin?]
[Katsu: Merak etme bana bir şey olmaz. Sayenizde çok güçlendim sonuçta.]
[Diona: Yine de beladan uzak durmaya çalış.]
Diona, cebinden ufak bir kese dolusu Ors çıkardı ve Katsu'ya uzattı.
[Diona: Bununla kendine bir şeyler alabilirsin. Bir de şu hançeri almanı istiyorum.]
Büyük, sivri bir dişe benzeyen hançeri de Katsu'ya uzatıp Katsu'ya sıkıca sarıldı.
Rachelle de ona veda ettikten sonra şehrin girişinde yollarını ayırdılar.
[Rachelle: Diona... O hançer... Emin misin?]
Diona sıcak bir gülümsemeyle karşılık verdi.
Bu şehirde gezmek Katsu'ya önceki hayatını anımsatıyordu. Uzun zaman sonra büyük binaların arasında gezmek ona garip gelmişti.
[Katsu: Hmm... Acaba akademi nerededir...]
[Orenda: Hemen şu sokağın arkasında olmalı.]
[Katsu: O zaman gidelim!]
Hızlı adımlarla sokağı geçti ve eski üniversitesinden esinlenerek betimlediği kocaman binayı gördü. Geniş bir bahçesi ve 2 bloğu vardı. Kapıya doğru ilerlerken arkasından gelen bir ses duydu.
[???: Aaaaaah!]
Arkasını dönüp sesin olduğu yere bakan Katsu, kimseyi görmedi. Neler olduğunu merak edip sese doğru koşmaya başladı.
Sesin kaynağı onu bir ara sokağa getirmişti. Az önce bağıran kadının sesi yoktu ama bazı sesler geliyordu. Ardı ardına ete saplanan bıçağın sesi.
Katsu, kafasını sokağın köşesinden uzattı. Gördükleri dehşet vericiydi.
[[Katsu: Bir cinayet!]]
[Orenda: Kadın hala nefes alıyor.]
[[Katsu: Öyleyse onu kurtarmalıyız.]]
[Orenda: Savaşacak mısın?]
[[Katsu: Evet.]]
Katsu durduğu yerden fırlayıp Diona'nın hançerini çekti. Orenda'nın verdiği hız ile çok seri hareket edebiliyordu.
Kadının önünde dikilen adam elindeki kılıcı savurdu ve Katsu'nun saldırısını blokladı. Fark edildiği için geri atılıp yere inen Katsu, adama baktı. Adamın saçları kahverengiydi ve gözleri de saçıyla aynı renkteydi. Oldukça kalıplı duruyordu.
[Adam: Bunları görmemiş gibi yaparsan sana zarar vermeyeceğim çocuk.]
[Katsu: Karanlık sıçrama.]
Katsu, bazı kelimelerle Orenda'ya ne yapması istediğini anlatmak için sahte büyü sözleri oluşturmuştu ve bu da onlardan biriydi. Mesajı alan Orenda, Katsu'yu adamın arkasına ışınladı. Diona'dan öğrendiği yıldırım ağı büyüsüyle, adamı tuzağa düşürdü. Adam acıyla yere serildi.
[Adam: Ne ara oraya geçtin!?]
[Katsu: Bu kadını neden öldürmeye çalıştın?]
[Adam: Çalışmak mı? O darbelerden sonra garanti ölmüştür!]
[Katsu: Gücün ancak zayıf insanlara yettiği için hiçbir hayati noktasını tutturamamışsın.]
Katsu, elini kadına uzatıp bir büyü çemberi oluşturdu ve onu iyileştirdi.
[Adam: İleri seviye şifa büyüsü!? Nesin sen velet!?]
[Katsu: Kötü adamları hapse tıkan bir veledim sadece.]
[Adam: Kes lan kıçımın kenarı!]
Adam bir büyü yaparak etrafını sisle kapladı. Sisin içinden gelen yumruk, Katsu'nun suratına indi.
[Katsu: Karanlık görüş.]
Orenda, Katsu'nun görüşünü geliştirerek, sisteki hareketliliği görebilmesini sağladı.
Sağdan gelen yumruğu fark eden Katsu, eğilip yumruğu atlattıktan sonra adamın karnına avucunu koyup bedenini dondurdu.
Sesleri duyup gelen muhafızlar ne olduğunu sorup adamı götürdüler. Kadını ise hastaneye kaldırdılar.
[Orenda: Yine bir belaya bulaştın...]
[Katsu: Sadece gücümü birazcık denemek istedim.]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kristal Gül Serisi 1: Dünyanın En İyi Light Novelinde Normal Bir Gün (1. Kısım)
FantasyEskiden her türlü sporda çok yetenekli olan Sasaki Katsu isimli genç, bir gün bir trafik kazası geçirir ve belden aşağısı felç kalır. Artık eski hobilerini yapamayacak durumda olan Katsu, kendini yazarlığa adar. Aylar sonra ilk romanının sonunu nası...