Bu benim hayatım ve hiç bir yabancının öğrenmesini istemiyorum.

366 42 1
                                    

Sabah bir türlü olmak bilmedi. Başını yastığa koyduğunda bir anda sarılacakmış gibi hissetti. Normalde Mert kendisine sarsılmadan uyuyamazdı. ‘Şimdi kime sarılıp uyuyorsun?’ Diye başını kaldırıp onun yattığı boş yastığa sordu. Gözlerini her açtığında bir rüyaymış diye düşünmek istedi ama orda değildi. Yatakta dönüp durdu onun yokluğuyla uyumak imkansızdı, yataktan kalkıp salona geçti. Uykusu kaçmıştı vakit geçirmek için televizyon izlemeye karar verdi. Kanalları dolaşırken Mert’i en sevdiği koltuğa oturmuş  olumsuz yorumlar yaptığı anları hatırladı. ‘Kız kesin para için oğlanın peşinde. Sana söylemiştim para için yapmış. Siz kadınlar birde bunları izleyip gözyaşı döküyorsunuz.’ Elindeki kumandayla televizyonu da kapattı. Sanki kendisiyle konuşuyor gibi sesi kulaklarından hiç gitmiyordu sonunda kafayı da yemeye başladığını düşündü.

Magazin programlarından, romantik dizilerden nefret ederdi sadece haber ve spor kanallarını takip ederdi. Birde aksiyon ve gizem içeren filmlere bayılırdı.

Yatağa geri dönmek istemedi üzerine bir battaniye alıp yattı.  Uyuma ümidiyle yattığı salonda ki resimlerde kendine işkence etmeye devam  etti. Sanki gözleri üzerindeymiş de bakıp gülüyormuş gibi dayanamayıp resimlere sırtını döndü. Nasıl olacaktı nasıl alışacaktı yokluğuna?

Uyumak imkansızdı döne döne geceyi yarıladı, hiç beklemediği bir an çalan telefonla sıçradı. Saat 03:48 ‘di. İstemsizce eline aldığı telefonun ekranına bakmadam açıp “Alo" dedi. Bekledi cevap gelmeyince  bir kez daha "Alo" diye seslendi. Karşıdaki hiç ses vermiyor du bu kez " Kimsiniz?" diye sordu bir süre bekledi sonrada telefonu karşı taraf kapattı. İçinden bir ses arayanın Mert olduğunu söylüyordu. Aslında o olduğuna emindi. O kadar yılın hatırı vardı ve merak etmişti. Konuşmaya yüzünün olmadığını düşündü. İçinde küçükte olsa ümit kırıntısı filizlendi.

Telefondan sonra gözünü bile kırpmadı. Komşulardan gelen en ufak çıtırtı kalkıp oturmasına neden oluyordu. Saat 5 buçuğa geliyordu kalkıpta ne yapacaktı yatak odasına geri geçti.  Bu sefer uyumak gibi bir niyeti yoktu başını çevirip Mert'in yastığını kucağına çekti. Koklayıp sanki ona sarılmış gibi yattı.

Bugün üçüncü gün dü ve uyandığında saat 12:00 ye geliyordu. Gözlerine inanamadı. Her seferinde bunun sadece bir rüya olduğunu zannederek kalkıyordu, ama bu bir gerçekti ve onun yokluğuna alışması gerektiğini de bilincinde idi.

İçinden bir ses geri geleceğini kendisini affetmesi için yalvaracağını söylüyordu o yüzden hiçbir değişiklik yapmamaya karar verdi. 

Böyle bir terk edişten sonra Mert’i affedip etmemek konusunda emin değildi. Kimseye bu olay hakkında hiç bir şey söylemeyecek ve hayatına devam edecekti bunun için kendine söz verdi.  Öğrenince insanların acıyan ve meraklı gözlerle bakıp arkasından konuşmasını kaldıracak kadar güçlü değildi. 

Dün  çalıştığı İnşaat firmasının personel müdürünü arayıp hasta olduğunu söyleyerek bir gün izin almıştı. Toparlamak için yeterli değildi ama yinede acısını kontrol altında tutmaya çalışacaktı.

Sabah kendine hafif bir kahvaltı hazırladı bu arada bir kaç kere Mert’i telefonla aradı niyeti medeni iki insan gibi konuşmaktı ama ulaşamayınca artık aramaktan da vazgeçti.

Öğleden sonra kendini dışarı attı biraz yürüyüş yapıp gelecek hakkında ne yapması gerektiğini düşünecekti, Belki de ailesinden kalan eve yerleşirim orda bir iş bulup kendime yeni bir hayat kurabilirdi. Kendine bir  olasılık sundu. Ama biraz zamana ihtiyacı vardı ani alınan kararlar çoğunlukla pişmanlığı da peşinde getirirdi.

Eve gireli yaklaşık bir saat olmuştu çantasından çıkarmayı unuttuğu telefonun sesiyle yine ümit kapıları açıldı ve cevap verdi “Alo.” 

SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin