SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI)

Allah'ım sana bin şükür ki bir çift sağlıklı gözüm var.

  Kaldırımda yürürken elindeki telefonu cebine koydu. Hava o kadar sıcaktı ki gölde de yürümeye gayret göstererek adımlarını hızlandırdı. Aradığı mekanı  gördüğünde giriş kapısına yöneldi.

Normalde işi bugün her zamankinden fazlaydı.  Ama görüştüğü kişi önemli dediğinde apar topar izin almak zorunda kalmıştı. Kendince gözü kapalı ölüme gideceği bir kaç kişi vardı ve buda onlardan biriydi.

Yakınlardan nerden geldigi belli olmayan bir kadın sesi dikkatini çekti. Etrafına bakıldığında merdivenlerin başında dengesini kaybetmiş ve üzerine geleni görünce şaşkınlıkla olduğu yerde kalakaldı. 

İstese kenara çekilip kendini koruyabilir di. Bu sefer de kadının kaldırıma çarpıp yaralanmasına neden olacaktı. 

Düşmesine mani olamıyorsa yaralanmasına mani olabilirdi. Ayaklarının yere sağlam bastığından emin olunca üzerine gelen kadını kollarını açıp beklerken derin bir nefes aldı.

Saniyeler içinde beklediği an gerçekleştiğinde görünürde zayıf olan kadının vücudu ve başı göğsüne hızla çarpması ile bir adım geriledi.

Çarpmanın etkisiyle ciğerlerindeki bütün hava dışarı fırladı. İkisi de aynı anda dengelerini kaybettiklerinden genç adam düşmesinden korkarak havada asılı duran kollarını kadının ince beline sarıp kendine doğru çekti.

Çok sert çarpışmışlardı ve dengelerini toparlamak için bir kaç saniye beklemek zorunda kaldılar. İkisi de korkmuştu. Kalp atışları normalin iki katı hızla çarpıyordu. Genç kadın düşüp yararlanacağını zannettiğinden titriyor ve ayaklarının üzerinde zor duruyordu.   

Genç adam da farksız değildi. Bir farkla kendi için değil genç kadın için endişelenmişti. 

An itibariyle ikisininde aklından kazayı hasarsız anlattıkları için  kendilerini şanslı hissettikleri geçiyordu. Kalp atışları düzene girince aynı ritimle nefes alıp vermeye başladılar. 

Genç adam güvende olduklarını anladığında aklıda çalışmaya başladı. Öyle ki tişörtünün üzerinde duran bir çift elin sıcaklığını hissettiğinde sakinleşen kalp atışı elinde olmadan tekrar hızlandı.

Merdivenlerin tepesinden gelen kişiye dikkat etme şansı olmamıştı. Tek görebildiği uzun boylu ve zayıf dı. Birde koyu kahverengi saçları dikkatini çekmişti. Şu ana kadar yüzünü görme şansı olmamıştı ama çenesinin altında nefes alıp verişlerini çok net hissedebiliyordu. Birde burnuna gelen leylak kokusuyla etrafındaki her şey silinmiş sadece kollarındaki kadının varlığını hisseder olmuştu. Aldığı her nefeste leylak kokusu burnuna doluyor beyin hücreleri kendini çiçek tarlasına düşmüş gibi hissetmesini sağlıyordu.

Genç kadın  geriye doğru  hareket edince huzursuzlandı. Saçları çenesini gıdıkladığında daha yüzünü görmesede kalbinin ritmini değişmeye başladığını hissede biliyordu. Neye benzediğini merak etti.

Sanki ağır çekimde bir sahneyi izler gibiydi. Genç kadının yüzü görüş alanına girdiğinde gözlerine inanamadı.  Yaralanmasını engelleyim derken galiba kendisi başını çarpıp beyin tıranvası geçiriyordu. Büyük olasılıkla şu anda  baygındı ve hayatında gördüğü en güzel varlık kendisine merhaba diyordu. Eğer bu bir rüyaysa bir süre daha uyumanın sakıncası yoktu. 

Gözlerini ayırmadan genç kadının yüzündeki şaşkın ifadeyi hayranlıkla izledi. Kırmızı yanakları, gök mavisi gözleri, utançtan alt dudağını ısıran beyaz dişleriyle, insanın böyle bir güzelliği fark etmemesi için kör olması gerekirdi. Aklından ‘Allah’ım sana bin şükür ki bir çift sağlıklı gözüm var.’ diye geçirdi.