Açık alan olmasına rağmen hava çok sıcaktı. Masalara bakarak buluşacağı kişiyi arardı. Gördüğünde bahçenin köşesinde gölgedeki masaya yönelip geldiğini fark ettirmek için “Gözde “ diye ismiyle seslendi.
Gözde elindeki telefondan başını kaldırıp masasına yaklaşmakta olan Yiğit’i görünce gülümseyerek elindekini masaya bırakıp sandalyesinden kalktı. “Hoş geldin. Bende tam seni arayacaktım.“ diyerek sarıldı.
“Kusura bakma küçük bir gecikme oldu.”
“Önemli bir durum yoktur inşallah.”
“Geç kalınmış bir karşılaşma!” derken kafenin dışında yaşadığı kazayı bir kez daha anımsadı. Cebindeki kolyeyi hatırlayıp gözleri girişe doğru kaydı. Aklından ‘Anlaşılan hala boynunda olmadığının farkına varmamış.’ diye söylendi içten içe.
“Eski bir tanıdık mı?”
Yiğit keşke eski bir tanıdık olsaydı diye kendine cevap verirken Gözde’ye “Boşver şimdi benden konuşmayı da söyle bakalım. Çok beklettim mi?” Diye sordu.
“Yok. Arkadaşımlaydım. Bir süre önce o işe gitti. Bende senin gelmeni bekliyordum.”
“Umarım çok bekletmemişimdir.”
“Dedim ya sorun yok sadece gecikince merak ettim hem burası gölge ve şu soğuk buhar sayesinde keyfime bakıyorum.”
Yiğit etrafı inceleyip “ Haklısın güzel bir yermiş. Buraya daha sonrada gelmeyi düşünebilirim.” derken mekanı beğenmekle ilgisi yoktu. Gözde'ye bakıp “E anlat bakalım nasılsın?” diye sordu.
“Ben iyiyim sadece bu sıralar biraz fazla çalışıyorum.” Gözde garsonu çağırdı Yiğit’e bakarak “Ne alırsın“ diye sordu.
Bir şey yiyecek durumda değildi ama soğuk bir şeyler içmesi iyi olacaktı. “Bir şey yemem ama soğuk çay alırım.” diyerek garsonu siparişini verdi. Karşısında oturan Gözde’ye bakarak uzun süre aramadığını şimdi arayıp ta buluşalım demesinin nedenini merak ediyordu. “Nasılsın bir sorunun yoktur inşallah. Sen beni işin düşmese aramazsın.” Diyerek geçmişe gönderme yaparak konuya girmesini istedi.
Gözde gülerek “Sende çok farklı değilsin!” diyerek cevabı hemen verdi. Çayından bir yudum alıp “Bir şey yemek istemediğinden emin misin? Bak sonra pişman olma buranın pizzaları ve tostları çok güzeldir.” Dedi ve tostundan ısırdı.
Yiğit karşısında iştahla tostunu yiyen Gözdeye bakıp emniyette birşey atıştırmak yerine pes edip, “Tamam bir tost alırım.“ diyerek yanından geçen garsona siparişini verdi. Daha sonrada Gözde’ye bakıp “Evet seni dinliyorum. Bana söyleyeceğin önemli konuda neymiş.”
“Söze nasıl başlayacağımı düşünürken bu soru ilaç gibi geldi.” dedi söylerken konuya nasıl gireceğini düşünürken masanın üzerindeki birkaç şeyin yerini değiştirdi.
Yiğit merakla karşısındaki kızı izliyordu. Hareketleri korku belirtisi olarak başının dertte olmasını düşünmesine neden olsa da konuşmasını beklemenin daha doğru olacağına karar verdi.
” Hani bir gün bana bir şeye ihtiyacın olursa abin çok uzakta olsa da beklemek yerine burada bir abin daha olduğunu bil demiştin”.
Duyduklarıyla Gökhan’ı uçağa binerken Gözde’nin ağladığı o gün film şeridi gibi gözünün önüne geldi. “Bir abinde ben değil miyim neye ihtiyacın olduğunu söylemen yeterli.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİN İÇİN (AŞKIN SINAVI)
Romance(Göl Serisi-1 ve Göl Serisi-2 birbirinden bağımsız iki ayrı hikayedir.) Fırtınanın ortasında küllerinden yeniden doğmaya çalışan bir kadın, o külleri bir arada tutmaya yeminli bir adam. ................. Yiğit yedek anahtarları arabada unuttuğunu fa...